o kutuyu bir daha düşürürsen seni vururum. | Open Subtitles | أسقط ذلك الصندوق مرة أخرى وسأطلق النار عليك. |
Sonra o kutuyu uzağa, büyük ve boş bir odaya koyup, kapıyı kapattığımı düşünürüm. | Open Subtitles | وبعدها، أتخيّل نفسي أضع .. ذلك الصندوق في حجرة فارغة كبيرة وأغلق بابها |
Gitmeden önce o kutuyu götürür müsün? | Open Subtitles | هل تستطيعين فحسب أن ترفعي ذلك الصندوق قبل أن ترحلي ؟ |
o kutuyu açman ise tüm beş topluluğun da simülasyonunu geçmekle mümkün oluyor. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لفتح هذا الصندوق هو عن طرق النجاح في محاكاة الفصائل الخمس. |
Stan, o kutuyu bu tarafa | Open Subtitles | حسنا ستان ضع هذا الصندوق في الأعلى على اليمين |
Pekala, o kutuyu bulmalıyız. | Open Subtitles | الموافقة، نَحتاجُ لإيجاد تلك العلبةِ. |
o kutuyu dokuz yildir sakliyordum. | Open Subtitles | -كنتُ أخفي تلك العُلبة لتسع سنوات . |
Senin işin o kutuyu bulmak. Bakmaksa bizim işimiz. | Open Subtitles | الصغير الاسود الصندوق هذا تجد ان مهمتك عليه نظرة نلقى دعنا |
o kutuyu eve getirdiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا استطيع تصديق انك احضرت ذلك الصندوق للبيت |
Kolombiya'da yanlış kutuyu karıştırırsanız o kutuyu boylayabilirsiniz. | Open Subtitles | في كولومبيا,ان تلصلصت حول الصندوق الخاطئ فقد ينتهي المطاف بك بداخل ذلك الصندوق |
o kutuyu çok seviyorum çünkü biliyorsun ki onu bana Petra vermişti. | Open Subtitles | انا احب ذلك الصندوق لان بيترا اعطتني اياه |
o kutuyu yakın ve o odadan uzak durun. | Open Subtitles | احرقوا ذلك الصندوق وابقوا بعيدين عن هناك |
Şimdi, o kutuyu açana kadar kedi teoride hem hayatta hem de ölüdür. | Open Subtitles | وإلى أن يفتح ذلك الصندوق تُعتبر القطة -نظريًا- حيّة وميتة في نفس الوقت. |
o kutuyu çalmasaydın o çocuğun annesi ölmeyecekti. | Open Subtitles | ... إن لم تسرق ذلك الصندوق لما ماتت والدة ذلك الطفل |
Belki o kutuyu kullanıp burada kaçmak istiyorsun ama gerçek şu ki burada tutsak olan kişi benim. | Open Subtitles | ربما تكون أنت من يريد أن يستعمل ذلك الصندوق للهرب من هنا... لكن الحقيقة أني من كان... حبيساً طيلة الوقت |
Ve o kutuyu çalmamı istiyorsunuz? | Open Subtitles | وانت تريد مني سرقة ذلك الصندوق ؟ |
Biri o kutuyu dolabıma, anahtarı da anahtarlığıma koydu. | Open Subtitles | قام أحدهم بوضع هذا الصندوق في خزانتي والمفتاح في سلسلة مفاتيحي |
o kutuyu işaretlediğimizi sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أننا قد تحققنا مسبقاً من هذا الصندوق. |
o kutuyu neredeyse 20 yıldır açmamıştım. | Open Subtitles | لم أفتح هذا الصندوق منذ عشرين سنة تقريبا. |
Ben o kutuyu kontrol etmiştim. | Open Subtitles | لقد ألقيت نظرة على هذا الصندوق لتوى |
Onu gerçek ikna etti ve onun bulduğu kanıtlarla o kutuyu bulduğumda senin de ikna olacağını umuyorum. | Open Subtitles | الحقيقة من أقنعتها وآمل ... حينما أحصل على هذا الصندوق الذي بداخله الدليل الذي وجدته، |
o kutuyu bulmalıyız. | Open Subtitles | نَحتاجُ لإيجاد تلك العلبةِ. |
o kutuyu dokuz yıldır saklıyordum. | Open Subtitles | -كنتُ أخفي تلك العُلبة لتسع سنوات . |
Tanrı biliyor, o kutuyu istemiştim. | Open Subtitles | الصندوق هذا اردت انا يعلم، الله |