O yüzden lütfen bu konuda konuşmayı bırakıp ameliyata bakalım. | Open Subtitles | لذا رجاءً دعونا فقط نتوقف عن التحدث بشأن ذلك ولنعمل. |
Nitekim, çok yakında Güney Fransa'da bir tane açacağız O yüzden lütfen bu konuda bana ya da personelime sorular sormayın. | Open Subtitles | في واقع الامر، عِنْدَنا صُعُود واحد قريباً جداً في جنوب فرنسا لذا رجاءً تَسْألي ني أَو أيّ مِنْ موظّفيي حول ذلك. |
"Red Sox maça çıkacak O yüzden lütfen ölmek için onların dönmesini bekle." | Open Subtitles | الجوارب الحمراء تبتعد على الطريق لذا أرجوك انتظرهم حتى يعودوا لكي تموت |
O yüzden, lütfen ama lütfen, düzeltmesi için birini gönderebilir misin? | Open Subtitles | لذا, أرجوك, أيمكنك أن ترسل أحدا ما لإصلاحه؟ |
Uzlaşıyoruz. Bu son turumuz, O yüzden lütfen yap şeyini yemeye çalışma. | Open Subtitles | نسوّي الأمر بيننا حسن , هذه لفتنا الأخيره لذا رجاء افعل شيئك |
O yüzden, lütfen, ne zaman istersen doğruca mutfağa gidip kendine bira alabilirsin. | Open Subtitles | لذا من فضلك , كُن على راحتك فى اى وقت فقط اذهب الى المطبخ و اجلب لنفسك جعة |
O yüzden, lütfen bizi bu yaz endişelendirme. Onu davet etmeyerek bizi şımart. | Open Subtitles | لذا,أرجوكِ,لا تقلقينا كما حدث في الصيف الماضي وأريحينا بأن لا تطلبي منها المجىء |
Elena'nın cesedi de götürülmüş O yüzden lütfen, Alec, sana ihtiyacım... | Open Subtitles | كيف ؟ جثة ألينا أخذت أيضاً لذلك أرجوك يا أليك |
Sana devretmeden önce bölgeyi temizleyeceğim, O yüzden lütfen tehlikeli işlere kalkışma. | Open Subtitles | سأطهر هذه المنطقة قبل أن أسلمها إليك ، لذا رجاءً لا تفكر بأي شئ خطر |
Şimdi gidip koşu yapacağım O yüzden lütfen burada beni beklemek zorunda hissetme. | Open Subtitles | حسناً ، أَنا فَقَط سأَخرج للركض الآن لذا رجاءً لاتنتظريني هنا |
O yüzden lütfen telefonu açın ve olan biteni konuşabilelim. | Open Subtitles | لذا رجاءً إلتقطْه لذا نحن يُمْكِنُ أَنْ نُناقشَ هذا. |
Sana yardım etmeme izin vermezsen seni kesip çıkarırlar. O yüzden lütfen bana yardımcı ol. | Open Subtitles | إذا لم تدعيني أساعدكِ فإنه سيخرجهم , سيقطعك هنا لذا أرجوك ساعديني بهذا الأمر |
O yüzden lütfen bize iyi haberlerin olduğunu söyle. | Open Subtitles | لذا أرجوك , أخبرنا بأنكَ تملك أنباءاً طيّبة |
"Red Sox maça çıkacak O yüzden lütfen ölmek için onların dönmesini bekle." | Open Subtitles | لذا أرجوك انتظرهم حتى يعودوا لكي تموت |
Görev başında değilim, O yüzden lütfen... karşımda uyuşturucu kullanırken kendinizi tuhaf hissetmeyin. | Open Subtitles | جميعاً انتيهوا انا خارج الوظيفه لذا رجاء لا تقلقوا من تعاطي المخدرات امامي |
O yüzden lütfen beraber geldiğim insanla dalga geçme. | Open Subtitles | لذا رجاء لاتفسدها بأن تسخر ممن جلبته معي |
O yüzden lütfen, sadede gelir misin? | Open Subtitles | لذا من فضلك, هل يمكننا ان ننهي هذه المراوغة؟ |
O yüzden lütfen acele edip kıyafeti dener misin, sıkıldım çünkü. | Open Subtitles | لذا من فضلك, فلتستعجلي في لبسك , لانني اشعر بالملل |
O yüzden lütfen, seni tanımamayı benim için zorlaştırma. | Open Subtitles | لذا أرجوكِ , توقفي عن جعل الأمر صعباً عليّ كي لا أعرفكِ |
O yüzden lütfen lütfen, lütfen sağ kaldığın için kendini kötü hissetme. | Open Subtitles | لذا, أرجوكِ... أرجوكِ, أرجوكِ... لا تشعري بالسوء أبداً كونكِ على قيد الحياة. |
O yüzden lütfen söyle, burada neler dönüyor? | Open Subtitles | لذلك أرجوك قل لي ما الذي يحدث هنا |
O yüzden lütfen kadehlerinizi Pierce'ı şirket casusunun pençelerinden kurtarmaya ve benim öyle bir kızı normalde elde edecek kadar çekici olmama kaldırın. | Open Subtitles | لذا أرجوكم إرفعو كؤوسكم من أنياب الجاسوسه و لي لكوني جذاباً بما فيه الكفايه |
Çok heyecan verici bir dinlence ve öğrenim günü olacak O yüzden lütfen sakın kaçırmayın. | Open Subtitles | يبدو انه سيكون يوما مثيرا فى الاستماع والتعلم لذا من فضلكم اضبطوا الموجة |
O yüzden lütfen size "canınız cehenneme" dediğimde beni affedin. | Open Subtitles | لذا رجاءا اغفر لى عندما أقول.. |
O yüzden lütfen beni bir daha bu numaradan arama | Open Subtitles | لذلك من فضلك لا تتصل بهذا الرقم مره اخرى |
Lester, hamile kalmaya en yakın durumdayım O yüzden lütfen bunu berbat etme. | Open Subtitles | ليستر، هذا قريب جدّاً من كوني حامل، لذلك رجاءً لا تفسد عليّ هذا. |