"o zaman da" - Translation from Turkish to Arabic

    • في ذلك الوقت
        
    • وحينها
        
    • عندئذٍ
        
    • حينها و
        
    • ذلك حينئذ
        
    • ذلك حينها
        
    O zaman da orada bulunan bir SS askeri, temizleme operasyonuna katılmıştır. Open Subtitles ضابط في القوات الخاصة من يكون ؟ في ذلك الوقت كان لديه دور في عمل التصفيات
    Stella, O zaman da yanlış adamı yakalamadığımızdan eminim. Open Subtitles ستيلا، وأنا أعلم أننا لم يكون الرجل الخطأ في ذلك الوقت.
    Senin ilahilerini dinleyip dururlarsa, onları kuyuya sokamayız ve O zaman da kuyu üretim yapamaz ve etrafa altın saçamaz. Open Subtitles ولا يمكنهم الراحة إن كانوا سيأتون هنا للاستماع لإنجيلك وحينها لا يمكن للبئر أن تنتج وتفيض ذهباً بالأرجاء
    Sessiz olmalısın, yoksa annemi uyandıracaksın O zaman da seni cezalandırmam gerekecek. Open Subtitles عليك بإلتزام الهدوء وإلا ستوقظ أمّي، وحينها سيتوجّب عليّ معاقبتك.
    Ya da gelirler. O zaman da onlara zarar vermek zorunda kalırsın. Bunu riske atmak istemiyorsun, değil mi? Open Subtitles أو سيأتوا، عندئذٍ ربّما ستأذيهم، تأبى المخاطرة بهم، صحيح؟
    O zaman da çağırmadık şimdi de çağırmayacağız. Anladın mı? Open Subtitles لم نفعلها حينها و لن نفعلها الآن ، أتفهمين ؟
    Şimdi sona erdiğini biliyorum, O zaman da biliyordum. Open Subtitles أعرف الأن أن الأمر منتهى و قد عرفت ذلك حينئذ
    O zaman da sevmedim, şimdi de. Open Subtitles لم أحب ذلك حينها ولن أحبُه الآن على الأقل معكم جميعاً
    Ve gerçekten inanmakta zorlanıyorum, çünkü O zaman da manzara bugün olduğu gibi kuru ve sertti. Open Subtitles وأجد هذا صعب التصديق، لأن في ذلك الوقت لازال هذا المكان بجفاف وقسوة اليوم
    "Eğer O zaman da bugün bildiğimizi bilseydik bu çocuklara dava açmazdık." Open Subtitles لو عرفنا في ذلك الوقت ما نعرفه الآن لما قمنا بإدانة هؤلاء الأشخاص
    Hayır! O zaman da insanlar yaşıyordu. Open Subtitles بالطّبع,لكنّ النّاس عاشوا في ذلك الوقت
    O zaman da hiç duymamıştın. Open Subtitles لم تستمع لها مطلقاً في ذلك الوقت
    O zaman da bir aile olacağız. Open Subtitles سنكون عائلة في ذلك الوقت.
    O zaman da kafana balyozu geçirip seni zenci çukuruna atacaklar. Open Subtitles وحينها سيضربون رأسكَ بمطرقةٍ، ويلقونك في خندق الزنوج.
    Bu hafta bir gece yemeğe çıkalım O zaman da kendin gör. Open Subtitles لِنتناول العشاء معاً خلال هذا الأسبوع وحينها يمكنك إكتشاف ذلك
    O zaman da sadece yalancı gibi değil, korkak gibi de görünürüm. Open Subtitles وحينها لا أبدو فقط كاذباً بل جباناً أيضاً
    O zaman da "Sabah erken kalkmam lazım." dedin. Open Subtitles وحينها قلتَ أنك "يجب أن تصحو باكراً في الصباح". نعم.
    O zaman da oyun tamamen biter. Open Subtitles وحينها ستكون فعلاً نهاية اللعبة
    O zaman da savcılık en azından harekete geçermiş gibi yapmak zorunda kalacak. Open Subtitles عندئذٍ الإدعاء على الأقل سوف يكون بصدد اتخاذ الإجراءات اللازمة.
    O zaman da tadı kırmızı biberli bir şey olur. Open Subtitles عندئذٍ ستُبتلين بشيء مذاقه كالفلفل الحلو.
    O zaman da kadın yardım alamaz. Bunu mu istiyorsun? Open Subtitles "عندئذٍ ستُحرم هي من عونهم، أهذا مرادك؟"
    Bu şimdi olduğu gibi, O zaman da insanlar için iyi bir anlaşmaydı. Open Subtitles و حينها و كما هو الحال الآن, كانت هذه صفقة جيدة للبشر أيضا
    Simdi sona erdiğini biliyorum, O zaman da biliyordum. Open Subtitles أعرف الأن أن الأمر منتهى و قد عرفت ذلك حينئذ
    O zaman da ihtiyacım yoktu, şimdi de yok. Open Subtitles ولكن لم أكن أريد ذلك حينها ولا أريده الآن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more