"o zamanki" - Translation from Turkish to Arabic

    • في ذلك الوقت
        
    • آنذاك
        
    • بذلك الوقت
        
    • ذاك الوقت
        
    • وقتها
        
    Ayrıca O zamanki haberlerde yer almayan başka bir şey var. TED وإليكم شيئاً آخر لم يكن ضمن روايتنا للقصة في ذلك الوقت.
    O zamanki amir görevden alındı ve akabinde soygunlar başladı. Open Subtitles رئيس الشرطة في ذلك الوقت فُصل، وبدأت المدينة تعم باللصوص.
    Bu, O zamanki politik havadan dolayı pekişmişti. TED وهذا تم تعزيزه من قبل المناخ السياسي في ذلك الوقت
    Bu, O zamanki bilinen dünya için oldukça etkileyici görünüyor. Open Subtitles تبدو جميعها رائعة للعالم المعروف في آنذاك
    O zamanki sen için ben sadece geçmişte kalmış biri olacağım, değil mi? Open Subtitles ..بذلك الوقت ..سوف أكون أنا شخص من الماضي
    17 yaşında O zamanki birimdeki herkesten büyüktü. Open Subtitles عمرها 18 سنة, أكبر من أي شخص آخر في الوحدة في ذاك الوقت
    Yani elimizde üç tane resim var, muhtemelen O zamanki Leonardo ile aynı yaşta olan kişiye ait. TED إذا لدينا ثلاث صور، محتملة لنفس الشخص في نفس عمر ليوناردو وقتها
    Bu, O zamanki politik havadan dolayı pekişmişti. TED وهذا تم تعزيزه عبر المناخ السياسي في ذلك الوقت
    İşte bunlar tramvaycılar, O zamanki mevcut ulaşım monopolisi. TED و بالتالي فإن سائقي العربات، محتكري النقل الموجود في ذلك الوقت.
    O zamanki bir numara Teresa'yı cezalandırma takımının bir üyesi. Open Subtitles واحدة من الأعضاء الذين أرسلوا لتأديب تيريزا التي كانت العضو رقم واحد في ذلك الوقت
    Seni her gördüğümde, üç yaşındayken Sibirya'yı trenle terk eden O zamanki oğlan çocuğu aklıma geliyor. Open Subtitles كل مرة أراها فيها أتذكر طفل بعمر 3 سنوات يغادر سيبيريا بالقطار في ذلك الوقت
    Yani, O zamanki teknolojiye göre adam işi en iyi şekilde yapmış. Open Subtitles أعني، التكنولوجيا في ذلك الوقت كانت بدائيّة في أفضل الأحوال،
    Herhalde O zamanki kız arkadaşı gitmiştir. Open Subtitles أفترض تلك الصديقة التي تركها في ذلك الوقت
    Değil mi? O zamanki saflığımla kendimi belaya sokmadığımı düşünüyordum. Open Subtitles لسذاجتي في ذلك الوقت توقعت أنني لن أجرم نفسي
    O zamanki konuşmalarımızın kayıt edildiğini bilmiyordum. Open Subtitles أتعلم لا أملكُ فكرة أنّ جلستنا كانت تـُسجل آنذاك.
    O zamanki davranışlarım hoş karşılanmıyordu. Open Subtitles قدّ تبرّوا منّي، لم يسامحوا تهوّري آنذاك.
    Şansımıza O zamanki temizlik ekipleri beni kandırabilecek kadar kalifiye değilmiş. Open Subtitles أجل، ولحسن حظنا، فرق التنظيف آنذاك .لم تكن تملك الأمور اللازمة لخداعي أنظر إلى هذا.
    Bilmiyorum. O zamanki rütbemin üstünde bir bilgi bu. Open Subtitles ليسَ بوسعي إخبارُكِ,كانَ فوقَ رتبتي بذلك الوقت.
    Günümüzdeki insanlara O zamanki New York şehrinde yolsuzluğun nasıl da yaygın olduğunu anlatmak çok zor. Open Subtitles من الصعب جدا للناس في عصرنا الحالي أن نفهم مستوى الفساد الواسع الذي كان في مدينة (نيويورك) بذلك الوقت
    O zamanki sevgilim diziyi seviyordu ve ben de ilgi alanına yakın olmaya çalıştım. Open Subtitles خليلتي ذاك الوقت من المعجبات بالمسلسل وكنت أبدي إهتماماً بإهتماماتها
    Orada ben ve O zamanki erkek arkadaşım, Erkek arkadaş derken bugünkü anlamında demiyorum-- erkek arkadaşımla pazarda oturur çanak satardık. TED وهناك كنت أجلس مع صديقي وقتها ولا أعني بكلمة صديقي ما تعنيه في هذه الأيام.. كنا نجلس أنا وصديقي في السوق ونبيع الجرات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more