"odaklanıp" - Translation from Turkish to Arabic

    • تركز
        
    • أركز
        
    • نركز على
        
    • ليركز
        
    • تُركز
        
    • نركّز
        
    • تركيزنا
        
    Bir hastalığınız varsa, ona odaklanıp insanlara bundan bahsediyorsanız, daha fazla “hasta hücre” üretirsiniz! Open Subtitles إن كان لديك مرض وكنت تركز أفكارك عليه وتتكلم للناس عنه فستصنع المزيد من الخلايا المريضة
    Kung fu'ya odaklanıp konsantre olduğunda berbatsın. Open Subtitles حين تركز على الكونغ فو حين تركز فأنت سيء
    Öncelikle odaklanıp kendi aklımı düzene sokup sonra onun harabesine girmeliyim. Open Subtitles أريد أن أركز وأجلس فى وضعى الروحانى وذلك قبل أن أخترق ذكرياته المتحطمة.
    Haftada bir saat birbirimize ve ilişkimize odaklanıp konuşabileceğimiz bir yerde olmak. Adamın kartını al. Open Subtitles ان نحصل على ساعة كل اسبوع لنتواصل و نركز على علاقتنا ها هى بطاقة الطبيب
    Koç da bunu yapıyor, Lamar Allen'a odaklanıp aklını başına toplaması için bir şans veriyor. Open Subtitles وهي الفرصة التي منحها المدرب لـ(لامار) ليركز ويصفي أفكاره
    Şu anda zihnine odaklanıp kontrol etmeyi öğrenmelisin. Open Subtitles حتى الأن عليكَ أن تُركز من عَقلك كي تَتحكم.
    Birbirimize odaklanıp nefes almamız gerekiyor ama sen öyle yapmıyorsun. Open Subtitles يفترض أن نركّز على بعضنا البعض ونتنفس، ولست كذلك.
    Ben de dahil hepimizin hata yaptığını, aşağıya odaklanıp, kısıtlayıcı olarak hata yaptığımızı söyledim. TED جميعنا ارتكبنا خطاً بما فيهم أنا بتراجع تركيزنا و في أن اصبحنا اختزاليين
    Ve o yoldan çıktıysan, odaklanıp nasıl döneceğini bulman gerekir. Open Subtitles واذا خرجت من الطريق عليك أن تركز والعثور على طريق العودة
    Chi'ne odaklanıp enerjini eline toplamayı biliyorsun, değil mi? Open Subtitles أتعرف كيف تركز طاقتك الحيوية وتوجهها إلى يدك؟
    Terapistine çok fazla odaklanıp, terapine yeterince odaklanmıyorsun. Open Subtitles ...إنك تركز أكثر من اللازم على معالجك النفسي، ولكن ليس بالقدر .الكافي على علاجك ذاته
    Aniden çağırıldım ve uzun bir uçuştan geldim. İşime odaklanıp çabuk bitirmeyi severim. Open Subtitles لقد كانت رحلة شاقة وبدون علم مُسبق، وأود أن أركز وأعمل بسرعة.
    L.A.P.D giriş sınavını geçmeye odaklanıp kendi altın rozetimi alabilirim, oğlum. Open Subtitles يمكنني فقط أن أركز على أخذ إمتحاني لدخول شرطة "لوس أنجلوس". أحصل على شارتي الذهبية، يا بُني.
    Tanrım, odaklanıp hazırlanmam lazım. Open Subtitles ربّاه، عليّ أن أركز وأستعد
    Sadece buna odaklanıp eğlenemez miyiz? Open Subtitles ألا يمكننا أن نركز على ذلك ونمرح؟
    Hanımlar, Danny'e odaklanıp kim kime ne yapmış diye endişelenmeyelim. Open Subtitles لمً لا نركز على (داني) يا سيدات؟ وأن لا نقلق بشأن من فعل ماذا لمن.
    Koç da bunu yapıyor, Lamar Allen'a odaklanıp aklını başına toplaması için bir şans veriyor. Open Subtitles وهي الفرصة التي منحها المدرب لـ(لامار) ليركز ويصفي أفكاره
    Koç da bunu yapıyor, Lamar Allen'a odaklanıp aklını başına toplaması için bir şans veriyor. Open Subtitles وهي الفرصة التي منحها المدرب لـ(لامار) ليركز ويصفي أفكاره
    Neden siz bilgisayarınıza odaklanıp Anayasal kaygıları bize bırakmıyorsunuz, bay Ingram. Open Subtitles "لمَّ لا تُركز على حاسوبك، سيد (إنغرام) وتترك لنا المخاوف الدستورية؟"
    Neden yüzüme nişan almış tüfeği etkisiz hale getirmek için tellere odaklanıp Jane hakkında konuşmayı bırakmıyorsun? Open Subtitles ما رأيك في أن تُركز على قطع الأسلاك وتعطيل فعالية تلك البندقية المُصوبة على وجهي ؟ (وتوقف عن التحدث عن (جين
    Pekala, neden sadece Phoebe'ye odaklanıp neler olduğunu anlamaya çalışmıyoruz. Open Subtitles حسناً، لِمَ لا نركّز على "فيبي" لمعرفة ما حدث
    Yapmamız gereken odaklanıp, birbirimizi suçlamayı bırakmak. Open Subtitles و ما يجب علينا فعله حقاً الآن هو أن نستعيد تركيزنا و نتوقف عن توجيه الاتهامات لبعضنا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more