| Bunları bir kenara iter, işine... ve yapması gerekenlere odaklanır. | Open Subtitles | يضعها جانباً . . و يركز على ماذا ما هو عمله و يقوم بإنجازه أنا أضع إيماني في الله |
| Dile mahsus evrensel özelliklere odaklanır. | Open Subtitles | إنه يركز على الخصائص العالمية المشتركة بلغة معينة |
| Yoksa günlük yaşamınıza odaklanır ve depremlerin her 8 günde bir devam etmesine izin mi verirsiniz? | TED | أو تركز على حياتك اليومية وتدع الزلزال الذي يتكرر كل ثمانية أيام يستمر في الحدوث؟ |
| General Pang ordusunu lağvederse buradaki görevlerine daha iyi odaklanır. | Open Subtitles | لو جيش اللورد بانج قريبا اذا يجب ان تركز علي اعمالك الاداريه |
| Açık Kaynak hareketi pratik yararlar üzerine odaklanır. | Open Subtitles | ركزت حركة المصادر المفتوحة على الايجابيات العملية |
| odaklanır mısın lütfen? | Open Subtitles | هلّا فقط ركزت ؟ |
| Enerjine odaklanır ve yeni büyüler öğrenmende yardımcı olur. | Open Subtitles | تُركز طاقتكَ، وتساعدكَ في اكتساب سحر جديد. |
| Ve belirli bir dikkat kontrolü altında bir beceriden bir diğer beceriye, bir yetenekten bir diğerine odaklanır. | TED | ويركز على مهارة بعد الأخرى، أو قدرة بعد الأخرى، تحت رقابة انتباه محددة. |
| Özgürlük Partisi, Danimarka'nın güzelliklerine odaklanır. | Open Subtitles | حزب الحرية يركز على الجميل في الدنمارك |
| - Peter elinden geleni yapıyor ancak son günlerde erotik Noel takvimi pazarlamasına odaklanır oldu. | Open Subtitles | حسناً (بيتر) يفعل ما بوسعه لكن مؤخراً كان على ما يبدو أنه يركز على تسويق رزنامته الجنسية عن قدوم المسيح |
| Neyin başarıldığına odaklanır. | Open Subtitles | بل يركز على ما قد تم انجازه |
| Lenny, iyi ve yakın bir açıdan çekip gözlere odaklanır mısın lütfen? | Open Subtitles | ليني، هل يمكننا أن تحصل على لقطة جيدة ومحكمة له، وتأكد من أن تركز على العينين. |
| Yani, endüstri genelde pozitif yanlara odaklanır, yani tüm bu yeni teknolojilerin daha tehlikeli olasılıklarının altını çizmek tarih bilimcilerin, filozofların, sosyologların işidir. | TED | أعني، الصناعة تركز بشكل رئيسي على الجوانب الأيجابية، لذا إنها الوظيفة للمؤرخ والفيلسوف وعالم الأجتماع لتوضيح الأحتمالية الأخطر لكل تلك التكنولوجيا الحديثة، |
| Söylediklerin komik olsa da... insanlar daha çok kendi utanç ve aşağılanmalarına odaklanır. | Open Subtitles | بعض الأشياء الحقيرة والمؤذية التي تفعليها وتقوليها لهــم على الرغم من ما قد تقوليه ربما يبدو مضحكا و ظريفا فهؤلاء الناس تركز أكثر على إهاناتهم على الملأ |
| Önemli olan şeye odaklanır mısın? | Open Subtitles | هلا ركزت على الأمر الهام |
| - Oyuna odaklanır mısın? | Open Subtitles | - هلا ركزت باللعبه ؟ |
| - İşine odaklanır mısın, Shawn? | Open Subtitles | -لمَ تكره الفن؟ -هلا ركزت يا (شون)؟ |
| Enerjine odaklanır ve yeni büyüler öğrenmende yardımcı olur. | Open Subtitles | تُركز طاقتكَ، وتساعدكَ في اكتساب سحر جديد. |
| İşe odaklanır mısın? | Open Subtitles | أيُمكنك أن تُركز معي؟ |
| Belirli frekansları bulup odaklanır. | Open Subtitles | إنه يبحث ويركز على تردد معين. |