"odasına gidip" - Translation from Turkish to Arabic

    • إلى غرفة
        
    • الذهاب لغرفة
        
    • إلى غرفته
        
    • إلى مكتب
        
    • نحو غرفة
        
    • ألج
        
    • حاجته في
        
    - Hadi be? Oturma odasına gidip uzlaşmaya varabilir miyiz? Open Subtitles كنت آمل لو نتوجه إلى غرفة المعيشة ونتوصل إلى تفاهم
    - Pekala. İnfanta'nın odasına gidip, ona çıldırdığınızı söyleyeceğim. Open Subtitles أذهب إلى غرفة الاميرة لأخبرها بأنك أصبحت مجنوناً
    İyi uyuyamıyor olabilirsin ama Pippa'nın odasına gidip uyumasını izleyebilirsin. Open Subtitles ربما لا تنام جيداً لكنك تستطيع الذهاب لغرفة نوم بيبا وتراقبها وهي تنام
    Güç kontrol odasına gidip, güvenlik sistemini kapatmalısın. Open Subtitles عليك الذهاب لغرفة التحكم بالطاقة وتقوم بأغلاق النظام الامنى للغلق
    Bu gece hastanaye gideceksin, hemşireye rüşvet vereceksin, odasına gidip onunla işi pişireceksin. Open Subtitles تقدمي رشوة للممرض و تذهبين إلى غرفته و تطارحيه الغرام
    Babanın odasına gidip, üzerine battaniye al. Open Subtitles اذهب إلى مكتب أبيكَ واجلس ودفء نفسكَ بالبطانية ما الأمر معك؟
    Sonra da takım halinde mekanik odasına gidip kaçış rotamızı güvenli hâle getireceğiz. Open Subtitles ثم نتحرك كفريق نحو غرفة الميكانيكيا لأجل تأمين طريق هروبنا
    Düzenleme odasına gidip, biraz sihir yapmama izin ver. Open Subtitles دعني فقط ألج جناح التحرير وألقي بسحري
    Onun benim yardımıma ihtiyacı var, yoksa yatak odasına gidip herşeyi dağıtır. Open Subtitles يحتاج مساعدتي وإلا سيقضي حاجته في أي مكان ..
    Kontrol odasına gidip programlanmadan önce orduyu durdurmalıyız.... Open Subtitles فرصتنا الوحيدة هي الوصول إلى غرفة التحكم وأن نأمل ألا يكونو مبرمجين بعد
    Şu soyunma odasına gidip konuşacağım. Open Subtitles سأدخل إلى غرفة تبديل الملابس تلك وأتكلّم.
    Her küçük ayının bir kalbe ihtiyacı vardır. Niçin kalp odasına gidip, Open Subtitles لذا الذي لا تذهب إنتهى هناك إلى غرفة القلب،
    Kayıt odasına gidip uğramak istedim ama telefonuna ulaşamadım. Open Subtitles أردت أن أذهب إلى غرفة تسجيل لالقاء نظرة ، لكن الهاتف لم يوصلني به.
    Soyunma odasına gidip üstünüzü değiştirebilirsiniz efendim. Open Subtitles سيدي، يمكنك الرجوع إلى غرفة التغيير لإرتداء ملابسك
    Hayır, o gece eşinizin ortalıkta olmamasını istiyordunuz böylece Elka'nın odasına gidip onu öldüresiye bıçaklayabilecektiniz. Open Subtitles لا , أردتها أن تكون غير واعية كليا تلك الليلة حتى تستطيع الذهاب لغرفة (إلكا) وطعنها لغاية الموت
    Dün okula gittikten sonra odasına gidip yatağının altına baktım. Open Subtitles البارحة، بعد أن ذهب إلى المدرسة دخلتُ إلى غرفته ونظرتُ تحت سريره
    Evet, öfkeden deliye döndü odasına gidip kapıyı çarptı. Open Subtitles نعم، وغضب كثيراً ركض إلى غرفته وأغلق الباب
    Müdürün odasına gidip zarar görmüş dilim hakkında tutanak yazıcam. Open Subtitles يجب أنا أذهب إلى مكتب المدير لكتابة تقرير عن لساني المتضرر
    Patronun odasına gidip öylece "Az önce bir torunum oldu" Open Subtitles عليه الدخول فقط إلى مكتب رئيسه ويخبره "لقد حصلت على حفيد"
    Sonra da takım halinde mekanik odasına gidip kaçış rotamızı güvenli hâle getireceğiz. Open Subtitles ثم نتحرك كفريق نحو غرفة الميكانيكيا لأجل تأمين طريق هروبنا
    O çalışma odasına gidip kendini beğenmiş, eski kafalı, zarif insanları deli etmek istiyorum. Open Subtitles أريد أن ألج ذلك العرين، مع أولئك المتأنقين ، بأفكارهم القديمة وغرورهم... وأن أقودهم للجنون.
    Onun benim yardımıma ihtiyacı var, yoksa yatak odasına gidip herşeyi dağıtır. Open Subtitles يحتاج مساعدتي وإلا سيقضي حاجته في أي مكان ..

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more