"odda" - Translation from Turkish to Arabic

• أودا

Ölçülü olmalısın Odda. Yatağını bulmak için merdiven çıkacaksın.
عليك أن تهدا , أودا و تصعد السلم كي تجد سريرك

Odda! Mercia, Londra ve Doğu Anglia'nın dikkatle izlenmesi gerek.
أودا)، أطلب بأن يتم مراقبة (مرسيا) (لوندن)، (إيست أنجليا) جيداً

Odda bunu pek çok defa tartıştık.
أودا ، لقد ناقشنا هذا عدة مرات

Odda'nın aleyhine yemin etmeye hazır 20, belki daha da çok adamı vardı.
سيكون لدى (أودا) عشرين رجل آخرين مستعدين للقسم ضدك

Genç Odda, Uhtred'e özürlerini ilettin mi?
أيها الشاب (أودا)، هل إعتذرت لـ(أوتريد)؟

Odda, şansımız yaver gider de düşmanımızı hızlı bir şekilde yenersek diğerlerinin yardımına koşalım.
(أودا)، لو حالف الحظ أي منا وهزمنا عدونا سريعاً -سنذهب لمساعدة الآخر

- Lordum durun. Durun Lordum! - Genç Lord Odda'yla birlikte.
انتظر يا مولاي، انتظر إنها مع اللورد (أودا)، الصغير

Lord Ubba. Wessex Lordu Odda'yı tanıştırayım.
لورد (آبا) (هل لي بتقديم اللورد (أودا) من (وسيكس

Lord Odda biz hazırız ancak ne yapacağız?
لورد (أودا)، نحن مُستعدين ولكن لفعل ماذا؟

- Genç Odda parçalara ayrılmasını istiyor.
(أودا) الصغير يريد تقطيعه لأشلاء كلا، لا يُمكن لهذا أن يحدث

Babası yaralarından dolayı ölürse Odda Wessex'in en zengin adamlarından biri olacak ve insanlar cesaretini övmek isteyecek.
بمجرد موت أبيه متأثراً بجراحة، (أودا) سيصبح أحدى أغنى رجال (وسيكس) ويشيد له الرجال على شجاعته

Şu an güneş Genç Odda'nın üzerinden doğuyor ve ışıkları kör ediyor.
الشمس تشرق الآن بجانب أودا) الصغير وهي عامية للبصر)

Vaftiz babası Odda'ya ödediğim ve kızın alacağından emin olacağım miktar.
والذي دفعتهم للأب (أودا) وسوف أتأكد أن تأخذهم

Odda sana 15 gümüş daha borcu var. Ödediğinden emin olacağım.
(أودا) مدين لكِ بـ15 آخرين وسأتأكد أن يدفعهم

- İstedikleri şeyi biliyorum. Zaman isteyecekler. Odda muhafızlarınla birlikte yanımda geleceksin.
أعلم ماذا يريدون، يريدون الوقت (أودا)، مع حُراسك، سترافقني

Düşmanım Genç Odda da dahil olmak üzere bazıları diğerlerinden daha hızlı kaçtı.
"البعص أسرع من الآخرين بما فيهم عدوي، (أودا) الصغير"

Bunu söyleyeceğimi hiç düşünmezdim ama genç Odda'ya ihtiyacımız var.
ظننت أنّي لن أٌقول هذا، ولكننا نريد (أودا) الصغير

Odda'nın malikânesine olan yolculuğumuzun ilk kısmını henüz tamamlayamamış olsak da ikinci kısmına başlamamız da önemli.
على الرغم أننا أكملنا أول جزء من رحلتنا إلى أراضي (أودا) من المهم أن نبدأ الثانية

Sanırım şimdi başka bir iş var. Odda.
الآن ، هناك عمل آخر يا أودا