Oklahoma'da on bes kisinin altındaki yerlerde, ofislerde sigara yasal. | Open Subtitles | في الواقع، في ولاية أوكلاهوما، والتدخين هو القانوني في المكاتب مع أقل من 15 شخصا. |
New Haven'da 700, çevre ofislerde 70 tane ajan var. | Open Subtitles | هناك 700 عميل في نيوهافن و سبعون آخرون في المكاتب التابعة لها |
Çorap da giy ama. O ofislerde klima çalışıyordur. | Open Subtitles | ولكنّك ستحتاجين إلى جورب تلك المكاتب باردة جداً |
O ofislerde oturanlar hep öyle düşünür. | Open Subtitles | تعرف، الاشخاص الذين يجلسون فى مكاتبهم دائما ما يعتقدون هذا |
İnsanlar onları klimalı ofislerde buluyorlar. | Open Subtitles | الناس اولئك يريدون ان يبقوا في مكاتبهم المكيفة |
Sanat suçları. Bu ofislerde değil o. | Open Subtitles | الجرائم الفنية هو لا يعمل في هذه المكاتب |
Ayrıca bu durum dört ülkede yapılan araştırmayla da bağdaşıyor, renkli ofislerde çalışan insanlar daha atik, daha özgüvenli ve sıkıcı ortamlarda çalışanlara göre daha arkadaş canlısı. | TED | وهذا يتوافق مع بحث أجري في أربعة بلدان، مما يدل علي أن الناس الذين يعملون في المكاتب الأكثر تلونًا هم أكثر انتباهًا، أكثر ثقة وأكثر ودًا من أولئك الذين يعملون في أماكن ذات لون واحد. |
Fakat deneyimimden ve başlıklı sandalyelerin olduğu ofislerde etrafa bakınmaktan biliyordum ki kimse hiçbir zaman başlığı doğru pozisyona göre ayarlamak için arkaya uzanıp bir kolu çevirmeye uğraşmazdı. | TED | ولكنني بحكم التجربة والتجول في المكاتب حيث يوجد مقاعد بمساند رأس لم يكلف اي شخص نفسه عناء الوصول بيده للخلف وادارة المقبض وضبط مسند الرأس في موضعه |
Bu operasyonun başarılı olması için bu ofislerde konuştuğumuz her şeyin bu ofislerin içinde kalması gerek. | Open Subtitles | ولكي تنجح هذه العملية فكلماسنتباحثبهفيالمكاتب... لابد أن تظل في هذه المكاتب... |
Peki ya çılgınlığın, bazı ofislerde 50 yıl boyunca haftada 50 saat çalıştıktan sonra seni ölümün dakikada bir tuvalete gitme ihtiyacının aşağılamasından önce bulmasını umarak bir emeklilik köyüne sepetlemeleri olduğunu söyleseydim, | Open Subtitles | ماذا لو قلت لك عن مجنون كان يعمل لمدة 50 ساعة في الأسبوع في أحد المكاتب لمدة 50 عاماً , وفي النهاية يقولون له اغرب عن وجهنا ينتهى الأمر في قرية للتقاعد |
Aynı durum ofislerde de kendini göstermişti. | TED | و حصل نفس الشيء في المكاتب |
İleride ofislerde yapacağımız tüm ritüelleri mükemmel bir şekilde taklit eder, giriş ritüeli, çıkış ritüeli, program çizelgeleri, bu ülkenin üniformaları, sizi tanımlayan şeyler, takım olma aktiviteleri, takım olma temelinde size herhangi bir grup çocukla beraber olma imkânı verir ya da herhangi bir grup insanla belli zamanlarda belli sayıda birlikte olma zorunluluğu yaratır. | TED | فأن ذلك يحاكي تماما كل الطقوس التي ستبدأ في المكاتب ، طقوس الدخول، طقوس الخروج، الجدول الزمني، الملابس الموحدة في هذه البلاد، أشياء تقوم بتعريفك، أنشطة بناء الفرق، بناء فريق العمل الذي سيسمح لك في الأساس بأن تكون مع مجموعة عشوائية من الأطفال، أو الناس الذين ينبغي عليك أن تكون معهم لفترات زمنية. |
ofislerde daha az rekabet olur. | Open Subtitles | المنافسة أقل هناك في المكاتب. |
Bütün ofislerde böyledir. | Open Subtitles | هكذا تعمل كل المكاتب |
- ofislerde hiçbir şey bulamadım. | Open Subtitles | -لم أستطع إيجاد أيّ شيء في المكاتب . |
Ethan orada bulunan uydu ofislerde çalışıyordu. | Open Subtitles | إيثان " عمل على مكاتبهم " الفضائية هناك |