"okulundaki" - Translation from Turkish to Arabic

    • مدرسة
        
    • مدرستك
        
    • مدرسته
        
    • مدرستها
        
    • مدرسه
        
    • بمدرستك
        
    Rahibeler tarafından işletilen, tümüyle beyaz bir katolik okulundaki siyah ateist çocuktum. TED كنت الطفلة السوداء الملحدة في مدرسة مرتاديها من البيض الكاثوليك تديرها الراهبات.
    Bu, Hindistan devlet okulundaki bir sınıf. TED هذا ما يبدو عليه صف في مدرسة عمومية في الهند.
    Film okulundaki ilk gün kuralları yıkmadan önce her kuralı öğrenmek zorunda olduğumu söylediler. TED في أول يوم في مدرسة الفيلم، أخبروني أن عليّ أن أتعلم كل القواعد لكي لا أكسر أي منها.
    evindeki, işyerindeki ve okulundaki hava kanallarını temizlemeye, TED و تنظفي أنابيب الهواء في منزلك .في مكان عملك و في مدرستك
    Öğrenci kayıtlarını inceleyip herkesi daha iyi tanıyordum ve eski okulundaki notlarının yollanılmadığını fark ettim. Open Subtitles كنت أتفحص ملفات الطلبة محاولاً التعرف عليهم بشكل أفضل ولاحظت أننا لانملك أوراق تحويلك من مدرستك السابقة
    okulundaki sınıflar çok büyük, ve onun arada kaybolduğunu görüyorum. Open Subtitles إنه أحد أولئك الأطفال الذين يحتاجون رعاية أكثر. الفصول في مدرسته كبيرة جداً وأراه تائهاً جداً
    Başka şehirden gelen genç bir kız ve yeni okulundaki onunla takılmak istemeyen kötü amigo kızın hikayesine aşina mısın? Open Subtitles ماذا عن الفيلم حيث الفتاة تنتقل .. للعيش في بلدة أخرى والمشجّعة الوضيعة في مدرستها الجديدة لا تريد التسكع معها؟
    Ama Mitt Romney'nin yönetiminde küçük Shauna'nın yedinci sınıfa gittiği Traci Lords orta okulundaki sanat programı kapatılacak. Open Subtitles لكن تحت سلطة رومني برنامج الفنون مدرسه ترايسي لوددت المتوسطه . عندما تكون شونا الصغيره في الصف السابع
    Burası Fizik okulundaki avlunun karşısındaki barakaydı. Open Subtitles وكان هذا الظل عبر الفناء من مدرسة الفيزياء.
    Kilise okulundaki tüm çocuklara baktın. Open Subtitles تعتنين بكل هؤلاء الاطفال في مدرسة الكنيسة
    Kızımın okulundaki yardım günü için bunlardan 3 düzine pişirdim. Open Subtitles خبزت ثلاثة دزينة من هذه... لبنتي حفلة جمع تبرعات مدرسة.
    Veletler okulundaki kadın, psikolojik değerlendirme yapılmasını istedi. Open Subtitles تلك المرأة من مدرسة الأطفال الصغار طلبت تقييم نفسي
    Körler okulundaki o öğretmenler, benim öğretemeyeceğim şeyleri öğretebilirler sana. Open Subtitles المدرسون في مدرسة المكفوفين هذه ، يستطيعون تعليمك أشياء لا أستطيع أنا فعلها
    Körler okulundaki çocuklara bugün fidan diktirdim. Open Subtitles لقد زرعت نبتات للأطفال فى مدرسة المكفوفين
    Jericho Caddesi 7 yaş altı okulundaki jimnastik takımı. Open Subtitles ميدالية من مدرسة الجمنازيوم تحت سن 7 سنوات
    Steve Wagner Julie'nin okulundaki kariyer gününde konuşma yapacak Open Subtitles ستيف واجنر سيتحدث في مدرسة جولي ليومِ العمل
    okulundaki birisinin ölümcül derecede fıstık alerjisi varmış. Vay be! Open Subtitles شخص ما في مدرستك مصاب بحساسية من الفول السوداني تهدد الحياة
    Ama okulundaki birisi ben de yönetim kurulundayım bu arada, kurulundaydım seni tavsiye etmişti... Open Subtitles لكن أحدهم في مدرستك وأنا في المجلس بالمناسبة أو كنتُ في المجلس أوصى بك، كما قلت
    Yoksa okulundaki kızlar ceketini giymek için sana yalvarmıyor muydu? Open Subtitles كما لوأنك لم يكن لديك الكثير من القتيات فى مدرستك الثانوية يرتدون خاصتك
    Boru tipi bomba patlatıp okulundaki çocukları tehdit ediyor. Open Subtitles إنه يفجر قنابل أنبوبية و يهدد الناس فى مدرسته يا إلهي
    Sara Ludlow okulundaki en seksi kız. Open Subtitles سارة لادلوو هي الفتاة الاكثر إثارة في مدرستها
    Efendim, South Park okulundaki çocukları hatırlıyor musunuz? Open Subtitles سيدي ، هل تتذكر اطفال مدرسه ساوث بارك ؟
    Eski okulundaki kızların ağzına sıçmış olmalarına şaşmamak. Open Subtitles لا عجب أن الفتيات بمدرستك القديمة قمن بالتنمر عليك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more