Ve makale köşem. Her gün, milyonlar senin hakkında yazılanları okuyacak ve savunman için bir araya gelecekler. | Open Subtitles | و عمودي اليومي ، كل يوم سيقرأ ملايين الناس عنكِ وعن سباق الدفاع عنكِ |
Ama ben kullanırım. Senin okuyacak bir kitabın var. | Open Subtitles | ولكن انا سأتولى القيادة وانت ستقرأ الكتاب |
Özel hayatında uğrayacağın zararı düşünerek okuyacak bir şeyler aldık. | Open Subtitles | لذا, لتقييم الضرر بحياتك الخاصة جلبنا لك بعض المجلات للقراءة |
Benden önce Boston'a döneceksin, şöminenin başında oturup, Hawthorne okuyacak, kahve içeceksin. | Open Subtitles | ستعود إلى بوسطن قبلي تجلس بجوار النار تقرأ لهوثورن و تشرب القهوة |
Tüm dünyada bir milyar kişi bunu izleyecek, dinleyecek ve okuyacak | Open Subtitles | ومليار شخص على هذا الكوكب سيشاهده و يسمعه و يقرأ عنه |
Dosya ortadan kayboldu. Ancak okuyacak kadar zamanım oldu ve sonra kayboluverdi. | Open Subtitles | أختفى الملف، كان لدي وقت كافٍ لقراءته فقط ثم أختفى |
Pek çok klasik kitap okuyacak, belki bir de dil öğrenir. | Open Subtitles | ،بلى، سيقرأ الكثير من الكتب القديمة وربما يتعلّم لغة |
Bu bey size anlamlı bir şiir okuyacak. | Open Subtitles | هذا السيد المحترم هنا سيقرأ بَعْض الشعرِ ذو المغزى |
Ve şimdi, Ralph Wiggum "50 yıl sonra Springfield" makalesini okuyacak. | Open Subtitles | والان رالف ويغام سيقرأ مقالة سبرينغفيلد بعد خمسون عاماً |
Vücuduna hükmetmek için, algılayıcılar uzaktan kumandanın sinyallerini okuyacak. | Open Subtitles | المحسّسات ستقرأ الإشارة من جهازي عن بعد للسيطرة على جسمك |
İnsanlar sizin hakkınızda okuyacak ve yakında Vietnam'a gitmek istemeyecekler | Open Subtitles | الناس ستقرأ عنكم ، وقريبا ، من يعلم ربما لن يكون هناك احد مستعد للذهاب الى فيتنام |
Sekizle seksi karıştırıyorsa odanın diğer tarafındaki dudakları nasıl okuyacak? | Open Subtitles | إن لم تستطع تمييز "سادسة" عن "جنس"، فكيف ستقرأ الشفاه عبر غرفة؟ |
Haftalardır nazikçe okuyacak bir şeyler istiyorum ve sen şimdi bana ne getiriyorsun? | Open Subtitles | كنت اسألك بلطف ان توفر لي مواد للقراءة وهذا هو ماتحضره لي ؟ |
Her zaman, okuyacak kitaplarının olmasını sağlıyorum. | TED | بالتأكيد، احرص على أن يكون لديهم دائماً كتاب للقراءة. |
O okuyacak sana da kamerayı kullanman için ihtiyacım var. | Open Subtitles | وقالت انها سوف تقرأ. أنا فقط بحاجة لك لعقد الكاميرا. |
Çünkü pek çok insan Arşimet'i Antik Yunanca'dan okuyacak değil, fakat okumak için bir şansları olmalı. | TED | لأنّ الكثير من الناس لن تقرأ لأرخميدس باللّغة اليونانيّة القديمة، ولكن يجب أن تتوفّر لديهم الفرصة للقيام بذلك. |
biliyor musun guru ilahi söyleyip kutsal kitaptan metinler okuyacak. Wow! inanılmaz. | Open Subtitles | هل تعلم انه مع هذه الاغنيه الواعظه الكاهن سوف يقرأ ترتيلنا ايضا |
Eğer birimiz çağrılırsa... diğerimiz okuyacak güzel bir şeyler bulabilir. | Open Subtitles | اذن , اذا تم استعداء احد منا, واحد منا سيجد شيء مفيد لقراءته |
Baban sana okuyacak. | Open Subtitles | أباك سيقرأه لك أنا متأكد |
Burada sıkılıyorsundur. okuyacak bir şeyler getirdim sana. | Open Subtitles | لابد أنك تشعر بالملل هنا ، لقد أحضرت لك شيئا لتقرأه. |
Pek müstehcen kitap okuyacak kızlara benzemiyorsun. | Open Subtitles | لا تـُـبدين مثل الفتيات اللواتي ترغبن بقراءة التفاهات |
Madem ki okuyacak kadar zekisin... | Open Subtitles | نظرا لأنك الشخص الذكي بما فية الكفاية لتقرأ |
Galiba okuyacak bir şeyler almalıyım. | Open Subtitles | أظنني سأحضر كتاباً أقرأه |
Ve sizin şerefinize, Jonathan ve Teresa onu okuyacak. | Open Subtitles | وهي تود ان تقرأها الان تكريما لجوناثان وتيريزا |
O kitabın hepsini okuyacak mısın? | Open Subtitles | هل ستقرأين هذا الكتاب كله؟ |
Dedim ki, o kuzeylilerin canına okuyacak mıyız? | Open Subtitles | قلت ، هل سنهزم أولئك الشماليين؟ |
Evet, içinizde yazdığı şiiri bağıra bağıra okuyacak kadar cesur biri var mı? | Open Subtitles | حسنا, هل يوجد شخص منكم لديه الجرأة لكى يقرأه لنا بصوت عالى؟ |