Sıra dışı önlemler alınmasını istiyordun çünkü mucize adam olacağına dair aptalca bir fikrin vardı. | Open Subtitles | كنت تريد اجراءات استثنائية من قبل لأن لديك تلك الفكرة الغبية أنك ستكون الرجل المعجزة |
Daha dikkatli olacağına dair bana söz veriyor musun? | Open Subtitles | إذن، تعدني أنك ستكون أكثر حذراً؟ |
Burada büyük bir yıldız olacağına dair içimde bir his var. | Open Subtitles | لدي شعور أنك ستكون نجمة كبيرة هنا |
O uyuşturucu müptelasının bu gece Norton'da ve Kolezyum'da olacağına dair tüyo almıştım. | Open Subtitles | لدي معلومة أنه سيكون عند نورتون وكولسيو الليله |
Evet, bizi tebrik etmek için mektup yazmış ve burada olacağına dair garanti veriyor. | Open Subtitles | حسنا,لقد أرسل لنا التهاني , وأكد أنه سيكون هنا |
Çünkü sokakta elinde konuşmamızın geçersiz olacağına dair bir belgeyle beni sıkıştırdı. | Open Subtitles | لأنها التقطتني من الشارع بمستند يقول ان محادثتنا لن تدرج في المحاكمة |
Belki de en iyisi budur. Yardımcıların sonsuza dek yanımızda olacağına dair bir kural yok, değil mi? | Open Subtitles | ربما هذا لصالحنا، ليس هنالك قاعدة تقول أنّ الأصدقاء المُقربين يدومون، صحيح؟ |
Aşırı dikkatli olacağına dair bana söz vermeni istiyorum. | Open Subtitles | أحتاج منك أن تعدني أنك ستكون شديد الحذر |
Bahsi geçmişken, baba olacağına dair bir söyleti geldi kulağıma. | Open Subtitles | وأيضاً سمعت أنك ستكون أباً |
Dikkatli olacağına dair söz ver bana. | Open Subtitles | عدني أنك ستكون حذراً |
Bunun geri dönüşü olacağına dair şüphem var, ama buna değerdi. | Open Subtitles | حسناً، لدي شعور أنه سيكون هناك رد فعل معاد. لكن الأمر كان يستحق. |
Higgs hakkında bir duyuru daha olacağına dair haberler mevcut. | Open Subtitles | هناك أنباء أنه سيكون هناك إعلان آخر حول الهيجز |
Tanrılar onun güvende olacağına dair herkese bir yemin ettirmişler. | Open Subtitles | الآلهة جعلت الجميع يقسمون أنه سيكون آمناً |
Tanrılar onun güvende olacağına dair herkese bir yemin ettirmişler. | Open Subtitles | الآلهة جعلت الجميع يقسمون أنه سيكون آمناً |
İşte benim Krusty'im. İyi olacağına dair bir his var içimde. | Open Subtitles | هذا (كرستي) الذي أحبه لديّ شعور أنه سيكون على ما يرام |
Çünkü sokakta elinde konuşmamızın geçersiz olacağına dair bir belgeyle beni sıkıştırdı. | Open Subtitles | لأنها التقطتني من الشارع بمستند يقول ان محادثتنا لن تدرج في المحاكمة |
Hector'un bu sene başbakanlığa aday olacağına dair bazı dedikodular var. | Open Subtitles | هناك همسات تقول أنّ (هيكتور) سيُرشّح نفسه لرئاسة البرازيل هذا العام. |
Henry'nin onun sonu olacağına dair bir kehanet var. Buraya onu korumaya gelmedi. Buraya onu öldürmeye geldi. | Open Subtitles | ثمّة نبوءة تقول أنّ (هنري) سيكون إلغاءً له، لمْ يأتِ ليحميه بل ليقتله |