Eğer denizden yaklaşık sekiz litre su alsam bu sekiz litrenin içinde bu gezegendeki insanlardan daha fazla bakteri olacaktır. | TED | لو كنت سأغرف جالونين من مياه البحر، سيكون هناك بكتيريا في هذين الغالونين أكثر من أعداد الناس على هذا الكوكب. |
Bu, yine, eğer başlangıçta uygulanabilirse düşük maliyetli, doğal ışıkla hoş bir taşıma, çok düşük maliyetli bir çözüm olacaktır. | TED | سيكون هذا حلاً، ذو تكاليف ضئيلة ايظاً إذا تم دمجه منذ البداية، تكاليف ضئيلة، عبور سهل تحت ضوء الشمس الطبيعي. |
- Ve vurulduğu için şimdi daha bir çaresiz olacaktır. | Open Subtitles | ، أجل ، والآن بما أنه مصاب سيصبح لأكثر يأساً |
Eğer beni desteklersen yönetimde söz hakkın olacak ki buna ihtiyacım olacaktır. | Open Subtitles | و إن دعمتني ، فسيكون لك صوتٌ في إدارتي ببساطة لأني سأحتاجه |
İnanıyorum ki; bunun cevabı önderlik olacaktır. | TED | أعتقد أن الإجابة على ذلك سوف تكون القيادة. |
Eminim içeri girenlerin yerini alacaklar buna çok minnettar olacaktır. | Open Subtitles | أنا متأكّد أنّ التجار الذين يحلون محلهم سيكونون شاكرين للغاية |
Onlara iş yerlerinde geçirecekleri dört saatlik sessiz zaman dilimi inanılmaz değerli olacaktır. | TED | منحهم أربع ساعات من وقت هادئ في المكتب ستكون قيمة بشكل لا يصدق. |
Birlikte olmasak bile, aşkımız orada bir yerde bizi bekliyor olacaktır. | Open Subtitles | حتى إذا لم نَستطيعُ أَنْ نَكون سوية، حبّنا دائماً سَيَكُونُ هناك |
Kurumlar çıplaklaşıyor. Ve eğer çıplak kalacaksanız bunun doğal sonuçları olacaktır. | TED | أصبحت المؤسسات مكشوفة، وإن كنت ستصبح عارياً فهناك بعض النتائج الطبيعية التي تنتج عن ذلك. |
Plastik köpük bir tabaktan bir parça brokoli alırken çatalı tabağa geçirmeden çatal kullanmak beyin ameliyatı kadar zor olacaktır. | TED | و عند استخدام شوكة لالتقاط قطعة بروكلي من صحن بلاستيكي من دون خرق الشوكة للصحن سيكون الامر صعبا كجراحة الدماغ |
ve bu süpernova kalıntısının içinde küçük bir karadelik olacaktır, kütlesi kabaca Güneş'in kütlesinin 3 katı kadar olur. | TED | و داخل بقايا تلك المستعرات النجمية سيكون هناك ثقبا أسود صغير بكتلة أكبر بقليل من ثلاث أضعاف كتلة الشمس |
Ve babam geri geldiğinde, yaptığımız işten çok memnun olacaktır. | Open Subtitles | وعندما يعود أبي, أنا متأكد أنه سيكون سعيداً بما صنعنا. |
Senin şu galibiyet konuşmalarını dinleyecek başka birini bulmak zor olacaktır. | Open Subtitles | ومن سيصبح من الصعب العثور شخص آخر للاستماع إلى الخطب فوزك. |
Kenya ve bu dünya bu harika kuşlar olmadan çok daha fakir olacaktır. | TED | كينيا، سيصبح هذا العالم أكثر فقرا بدون هذه المخلوقات الرائعة. |
Eğer şimdi önemliyse, kiliseden sonrada önemli olacaktır değil mi? | Open Subtitles | إذا كان مهماً الآن فسيكون مـُهمـّاً بعد الكنيسة, أليس كذلك؟ |
Tüm ek güvenlikle beraber bir sürü yeni kişi olacaktır. | Open Subtitles | و رغم زيادة الحراسه فسيكون هناك جدد وهي نقطة ضعفهم |
Örneğin, eşit dağılan yoğunluğa sahip düz bir dikdörtgen objenin kütle merkezi, birbirlerinden eşit uzaklıklarda olan her iki köşegenin kesişim noktası olacaktır. | TED | فعلى سبيل المثال، مركز الكتلة لجسم مستطيل مسطح، ذو كثافة متجانسة سوف تكون عند تقاطع قطريه، وذلك عند مسافة متساوية من كل زاوية. |
Bu şekilde kilo vermiş ve insanları kendinize çekmiş olabilirsiniz, ancak çok yaklaştıklarında sorun olacaktır. | TED | وهكذا، قد تبدأ في فقدان الوزن وتبدأ في جذب الناس نحوك, ولكن ما إن يقتربوا كثر, سوف تكون هناك مشكلة. |
Kurtarırsak eğer, gaziler daha hoşnut olacaktır kanımca. | TED | إن كنا نستطيع ذلك، أعتقد أن المحاربين القدامى سيكونون بخير. |
Gerçekte önem arz eden şey: Gayret ederseniz düzenli olarak yapabileceğinizin en iyisini yapmak için, sonuçlar olması gerektiği şekilde olacaktır. | TED | هذا هو ما يهم حقاً: إذا بذلت جهدا لفعل أفضل ما تستطيع بصورة دائمة، فان النتائج ستكون كما ينبغي أن تكون. |
Bu aşamada tanıdık bir nesnesini almak onun için zararlı olacaktır. | Open Subtitles | يَأْخذُ الواحد لذا الجسم المألوف عِنْدَها سَيَكُونُ ضارَّ في هذه المرحلة. |
Limitlidir. Bilginiz de limitlidir, sağlığınız da limitlidir, ve dolayısı ile güç de limitlidir, ve mutluluğunuz da limitli olacaktır. | TED | انه محدود. معرفتك محدودة, صحتك محدودة, ولهذا فالقوة أيضاً محدودة. والبهجة أيضاً ستصبح محدودة. |
Orada kaç zengin, seksi, 20 li yaşlarda "broker" olacaktır biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرفى كم هو غنى ومثير سماسره البنوك سيكونوا هناك؟ |
Eğer bunu yapabilirsek, daha fazla işlev kurabilirsek, yığılabilir olacaktır. | TED | إذا نحن نجحنا في هذا، إن استطعنا توسيع المجال الوظيفي، فستكون قابلةً للتكديس. |
Bu şehir de haritadan ilk silinenlerden bir tanesi olacaktır. | Open Subtitles | وستكون هذه المدينة واحدة من الأوائل التي ستمحى من الخريطة |
Her ne kadar yoğun çalışsa da, tümörü olan kadında olduğu gibi, yardım edemeyeceği hastalar olacaktır. | TED | رغم عملها الجاد، سيبقى هناك دائماً مرضى لا تستطيع مساعدتهم، كتلك المرأة المصابة بالورم. |
Her noktada uygun bağlantılar sağlanmış dahi olsa fırtınalar, gemi kazaları ve beklenmeyen gecikmeler olacaktır. | Open Subtitles | حتى إذا قام الشخص بترتيب تفاصيل كل مرحلة سيظل هناك أعاصير و سفن محطمة و تأخيرات غير متوقعة |
Anlaşmamız bu şekilde daha güçlü olacaktır... ve kolayca çalıştırılır. | Open Subtitles | الشي الذي سنتعامل معه سوف يكون اقوى وتنفيذه بنفس السهولة |
Gelecek aydan başlayarak kütüphaneci pazartesiden cumaya saat 1 ile 5 arası kütüphanede olacaktır. | Open Subtitles | أمين المَكتبة سيكونُ موجوداً في المكتبة من الساعة 1 حتى 5 مساءً من يوم الاثنين حتى الجمُعة فقط |