İnsan ve hukuk arasındaki bu ilişkideki değişim doğru olan şeydir. | TED | هذا التحول في العلاقة بين الناس والقانون هو ما يجب عمله. |
Fakat siz bu çağrışımları yaptığınızda, bunların bir çeşit sinerji içerisinde hikayede bir araya gelmesini istiyorsunuz, ve bulduğunuz şey önemli olan şeydir. | TED | ولكن عندما تقوم بفعل هذه المزاملة، تريدها أن تاتي كنوع من التناسق في القصة، وما ستجده هو ما يهم. |
Hassasiyet bizim ihtiyacımız olan şeydir, bu düşünce girdiği zaman tavırlar da gerçekleşecek ve iş olacaktır | TED | هذا التفهم هو ما نحتاجه، بمجرد ان يتخلل هذا الإيمان للداخل سيظهر السلوك، ستبدا حركة العمل في الظهور |
Gerçek, açken karnında olan şeydir. | Open Subtitles | الحقيقة هي ما يكون في بطنك عندما تكوني جائعة |
His, bacaklarının arasında olan şeydir... | Open Subtitles | ...المشاعر هي ما يكون بين سيقانك |
İkincisi, belki de, bu kök hücresinin dejenerasyonu veya işlev bozukluğu osteokondral artirite neden olan şeydir. | TED | و الثانية، أنه من الممكن أن التدهور أو الخلل في هذه الخلية الجذعية هو ما يسبب التهاب المفاصل العظمية الغضروفية، وهو مرض شائع جدا. |
Unutma, "Hayır!" ın sana bir dahaki işini kazandıracak olan şeydir. | Open Subtitles | هو ما يجعل وظيفتك التالية مضمونة |
Belki de salgın tam olarak dünyanın ihtiyacı olan şeydir. | Open Subtitles | ربما الوباء، هو ما يحتاجه العالم بالضبط |
Önemli olan gözlerde olan şeydir zaten. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}ما تبطنه هو ما يهم |
Belki de bu Bay Dumont onların tam da ihtiyacı olan şeydir. | Open Subtitles | وربما هذا الشخص (ديمون) هو ما تحتاجهُ بالضبط |
Utanç, Cin Rüyası dizisinden, sen Amerika'ya gelene kadar çatıdan atılmana mani olan şeydir. | Open Subtitles | (من العار أنني أحلم بـ(جيني، هو ما منعك من أن يتم رميكِ من فوق سطح لمدة طويلة بما يكفي لتصلي إلى أمريكا. |