"olan bir şey var" - Translation from Turkish to Arabic

    • شيء واحد
        
    • شىء واحد
        
    • ثمّة شيء
        
    • هناك شيء
        
    • شيئٌ ما
        
    Evet, muazzam karışıklığın içinde açık seçik olan bir şey var: Open Subtitles أجل, ففي ظل هذا الإرتباك الهائل لا يتضح إلا شيء واحد
    Ama kesin olan bir şey var. Denize açılmayı seviyorum. TED كما تعلمون، هناك شيء واحد واضح وهو محبتي للإبحار دون شك.
    Biraz daha derin olan bir şey var, bakış açısını değiştirme yetisi ile alakalı bir şey. TED هناك شيء واحد أعمق بقليل، والذي يتعلق بالقدرة على تغيير منظوركم.
    Benim önemsediğim tek bir şey var, ihtiyacım olan bir şey var ve zaman tükeniyor. Open Subtitles هناك شىء واحد أهتم له شىء واحد أريده والوقت ينفذ
    Onu okuyamıyorum. Bu cinde...farklı olan bir şey var. Open Subtitles لا أستطيع قراءته ثمّة شيء مختلف بهذا المارد
    Farklı olan bir şey var. Open Subtitles شيئٌ ما مختلف
    Ama korkudan daha güçlü olan bir şey var: Open Subtitles لكن هناك شيء واحد ذلك أقوى مِنْ الخوفِ. الإيمان.
    Kesin olan bir şey var, yüzüğü yanlış adamdan aldınız. Open Subtitles هناك شيء واحد مؤكد،وهو انكَ أخذتَ الخاتم من الشخص الخطأ...
    Kesin olan bir şey var ki, arka bahçemizde nükleer füzelere izin vermeyeceğim. Open Subtitles شيء واحد مؤكد، أنني لن اسمح بوجود صواريخ نووية في حديقتنا الخلفية
    Kesin olan bir şey var ki oda insanların Kara Cuma'yı çok ciddiye aldıkları. Open Subtitles شيء واحد أكيد، يأخذ الناس يوم الجمعة الأسود على محمل الجد.
    Kesin olan bir şey var. Open Subtitles شيء واحد واضح مسرحي الجريمتين يبدوان فوضويان
    Dindar Bayan Clay'in içine her ne girdiyse, kesin olan bir şey var ki, kocasının her şeyden haberi olmasını istemiş. Open Subtitles مهما الذى قد حدث في تقوى السيدة كلاي، هناك شيء واحد مؤكد، هى أرادت خيانه زوجها وأن يعرف كل شيء عن ذلك.
    Ama kesin olan bir şey var siz ikiniz arkadanızda ekmek kırıntılarından güzel bir iz bıraktınız. Open Subtitles شيء واحد حقًا لقد تركتم أثر من فتات الخبز خلفكما
    Kesin olan bir şey var ki denklemin yarısını çözmüş durumdayız. Open Subtitles شىء واحد مؤكد، الان معنا الدليل
    Kesin olan bir şey var, dostum. Gitti! Open Subtitles شىء واحد مؤكد يا رجل, انه مات!
    Kesin olan bir şey var, dostum. Gitti! Open Subtitles شىء واحد مؤكد يا رجل, انه مات!
    Ama kesin olan bir şey var. Bize yardım lazım. Open Subtitles لكن ثمّة شيء أكيد، نحتاج إلى عون.
    Yanlış olan bir şey var. Open Subtitles ثمّة شيء غير منطقي،
    Bizimle birlikte olan bir şey var. Open Subtitles ثمّة شيء هنا معنا.
    Bakmadığında var olan bir şey var, fakat bun uzayzaman ve fiziksel nesneler değil. TED هناك شيء موجود عندما لا تنظر لكنه ليس الفضاء والوقت والأشياء الطبيعية
    Farklı olan bir şey var. Open Subtitles شيئٌ ما مختلف

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more