Sana vurmaya başladığım an, gerçeğe olan ilgim yok olmuştu. | Open Subtitles | لقد فقدت اهتمامي بالحقيقة عند اللحظة التي بدأت أهزمك بها |
Bu konuya olan ilgim ve tutkum aslında çok şans eseri başladı. | TED | اهتمامي الخاص بهذا الموضوع، وشغفي به، بدأ في الواقع صدفة. |
Yine de, fotoğrafçılığa olan ilgim 15 yaşındayken ilk fotoğraf makinemi aldığımda başladı. | TED | اهتمامي بالتصوير بدأ منذ حصولي على كاميرا رقمية في سن الـ 15 |
Benim rol yapmaya, ozellikle kotu rol yapmaya olan ilgim cok eskiye dayanir. | TED | اهتمامي في التمثيل ، ولا سيما السيئ ، قطع شوطا طويلا. |
Sınırlara olan ilgim, sınırların mimarisini araştırdığım sırada oluştu. | TED | بدأ اهتمامي بالحدود عندما كنت أبحث عن الهندسة المعمارية للأراضي الحدودية. |
Çocukların değişen vücudumla dalga geçmesi sonra kızların beni, ironik bir şekilde, erkeklere olan ilgim nedeniyle dışlaması, çok fazla gelmişti. | TED | عار الفتيان يسخرون على تغيرات جسدي ثم الفتيات نفينني، تناقضا، بسبب اهتمامي بالأولاد، كان ذلك كثيرا. |
Bu durumda da sana olan ilgim artıyor ama bunun sana oynadığımız bir oyun olduğunu bildiğin için vaktimi boşa harcıyorum ve mahvoldum. | Open Subtitles | وفي هذه الحالة، سيزداد اهتمامي بك لكنّني سأكون أضيّع وقتي حينئذٍ إذ أنّك تعلمين أنّ هذه لعبةٌ نلعبها معك |
Sen ve ahbaplarının veteranlar bürosunu soyma planlarına olan ilgim de buna bağlı olarak azalır. | Open Subtitles | فحينها سيخفت اهتمامي بكيفية محاولتك أنت وأصدقاؤك الإستيلاء على مكتب المحاربين القدامى. |
Molly'nin büyüleyici bir kadın olduğu konusunda sana katılıyorum ama ona olan ilgim sıkıca profesyonel. | Open Subtitles | انظر، أنا سوف أشرح لك. أن مولي امرأة رائعة. لكن اهتمامي لها هو بدافع مهني. |
Bu konuya olan ilgim şöyle ortaya çıktı: kendimde bunu büyüme çağımda farkettim, bir kaç yıl önceleriydi, birisine teşekkür etmek istedim, onları övmek istedim, onların övgülerini almak istedim ama yapmadım. | TED | أما كيف بدأ اهتمامي بهذا الموضوع، فقد كان حين لاحظت في نفسي وأنا أكبر، وإلى حدود بضع سنين خلت، أنني أود أن أشكر أحدهم،وأشيد به، و أن أقبل إشادته بي، ولكنني أمنع هذا من الحدوث. |
Bunun anlamı, ya şüphelenecek kadar zeki değilsin ki bu durumda sana olan ilgim azalıyor ya da şüphelenmiyorsun çünkü bunun üzerinde oynanmış bir fotoğraf olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | مما يعني إما أنّك لستِ ذكيّةً بما يكفي لتشكّي في الأمر وفي هذه الحالة سأفقد اهتمامي بك أو أنّكِ لا تشكّين... |
- Tanrım. Baskın dedi. Futbola olan ilgim Batı Yakası Hikâyesinin doruk noktasındaki gibi aniden ve dramatik bir şekilde son buldu. | Open Subtitles | -يا إلهي لذا, اهتمامي بكرة القدم انتهى بشكل مفاجئ و درامّي |
Ona olan ilgim, elbette mesleki olmanın da ötesinde. | Open Subtitles | اهتمامي بها بالطبع اكثر من اهتمام العمل |
Ona olan ilgim tamamıyla akademikti. | Open Subtitles | بان اهتمامي بها كان اكاديمياً |
Powell'ın araştırmasına olan ilgim, buzdağının görünen kısmıydı. | Open Subtitles | اهتمامي ببحوث (باول) كان نصف الصورة |