"olan ilişkinizi" - Translation from Turkish to Arabic

• علاقتك
• العلاقة بينك

eğer müvekkilimle olan ilişkinizi, iş ilişkisi olarak tanımlarsam ?
أذا وصفت علاقتك بالسيدة كول بالأحترافية؟

Daniel Hecht'le olan ilişkinizi anlatmakla başlayabilir misiniz?
هل يمكنك ان تخبرينى ماذا كانت علاقتك بدانى هيشيت؟

Liv ile olan ilişkinizi bu ofisten ayrılana kadar askıya alırsanız.
وأن تتوقف علاقتك مع ليف حتى تغادر المكتب

Aşırı uyarılmaya sebep olan stresle başa çıkmak insomnianın en iyi bilinen tedavi yöntemlerinden birisi ve iyi uyku alıştırmaları yatağınızla olan ilişkinizi düzeltebilir.
السيطرة على التوتر الذي يقود إلى فرط التقيظ هي أفضل الطرق المعروفة لدينا لعلاج الأرق، وممارسات النوم الجيدة يمكن أن تساعد في إعادة بناء علاقتك مع وقت نوم.

Bu, partneriniz David ile olan ilişkinizi nasıl etkiledi?
كيف يؤثر هذا علي العلاقة بينك وبين رفيقك ( ديف ) ؟

Onunla olan ilişkinizi nasıl tarif edersiniz?
كيف تصف علاقتك معه؟ حسنا، لست أعمى.

Artık bir bölge savcısı olduğunuza göre, bu Dedektif Crews ile olan ilişkinizi nasıl etkileyecek?
كيف تغيرت علاقتك مع المحقق كروز الان بعدما اصبحتي من الـ ADA؟

Şerif Yardımcısı Givens, Ava Crowder ile olan ilişkinizi nasıl tanımlarsınız?
نائب " قيفنز " كيف تشخص علاقتك مع " إيفا كراودر " ؟

Dr. Stross ile olan ilişkinizi anlatın.
حدثيني عن علاقتك بالطبيب ستروس

Bay Wilcox ile olan ilişkinizi "arkadaşça" olarak tanımlar mıydınız?
هل تصنفين علاقتك بالسيد " ويلكوكس " بالودودة ؟

Abigail Hobbs ile olan ilişkinizi tanımlar mısınız?
هلّا تفضلت بوصف علاقتك مع أبيغيل هوبز ؟

Lütfen Will Graham ile olan ilişkinizi anlatın.
من فضلك صف علاقتك مع ويل جراهام

Peki, iş dışında annenizle olan ilişkinizi nasıl tanımlarsınız?
وكيف تصفِ علاقتك مع امكِ خارج العمل؟

Bunca yıl boyunca David'le olan ilişkinizi nasıl tanımlıyorsun?
كيف تصف علاقتك بـ(دافيد) عبر تلك السنين؟

Lütfen bize Bayan Page Forrester'la olan ilişkinizi açıklayın.
سيّدة (هاول) من فضلك صفي لنا علاقتك بـ(بيج فورستر)

Ve sizin her ikisiyle olan ilişkinizi.
.وعن علاقتك بكليهما

Dr Sarah Gardner'la olan ilişkinizi açıklamanızdan memnun olurum.
أرغب في أن تشرح لي علاقتك بالدكتورة (سارة جاردنر)

Binbaşı Sweigart'la olan ilişkinizi biliyoruz.
نعلم عن علاقتك غير الشرعية مع الرائد (سواغرت).

Daniel, Alex'le olan ilişkinizi açıklamakta hiç tereddüt etmedi.
لم يتردد (دانييل) في شرح علاقتك بـ(أليكس) بالضبط

Krupiye Alexandra Yee'in dolandırıcılık yapmasına göz yumdunuz çünkü Bayan Meier'le olan ilişkinizi biliyordu, değil mi?
لقد سمحتَ بموزعة الورق (ألكسندرا يي) بأن تدير عملية الإحتيال (لأنها كانت تعلم بشأن علاقتك مع السيدة (ماير أليس كذلك ؟

Choi Seung Hee ile olan ilişkinizi merak ediyorum.
...كذلك ينتابني الفضول (حول العلاقة بينك وبين (تشوي سونغ هي