"olan kişi" - Translation from Turkish to Arabic

    • الشخص الذي
        
    • الشخص الذى
        
    • والشخص الذي
        
    • هي من كبدتك
        
    • و الشخص
        
    • يمكنك الاعتماد عليها
        
    • من يملك
        
    • هو الرجل المسئول
        
    • الذي لديه
        
    • الإنسانة التي
        
    • العديم فائدة
        
    Bir bebek alıp alamayacağınıza karar verecek olan kişi bu mu? Open Subtitles هل هو الشخص الذي يقرر أن تحصلوا على طفل أو لا؟
    Zehir'in içinde olan kişi, biliyorsunuz, orada sıkışıp kalan Harry Osborn. Open Subtitles الشخص الذي بداخل فانم المحبوس كما تعلمون هناك هو هاري أوسبورن
    Sanırım, bunun sahibi olan kişi bunu artık çok fazla kullanmayacaktır, değil mi? Open Subtitles أظن أن الشخص الذي كان يمتلك هذه لن يحتاجها من بعد، أليس كذلك؟
    Cesedi atacak olan kişi sendin. Open Subtitles لذا يجب أن تكون الشخص الذى قام برمى الجثة
    Bu makinayı yapacak olan kişi, ortada gördüğünüz, RCA'dan Vladimir Zworykin idi. TED الشخص الذي كان من المفترض أن يصنع هذه الآلة كان الرجل المتوسط، فالديمير زيوركن من شركة آر سي إيه
    Basitçe, sorumlu olan kişi Çince argoda siyah tavayı taşıyan kişidir. TED بالأساس، شخص مسؤول بلغة صينية عامية هو الشخص الذي يحمل المقلاة السوداء.
    İlk varsayım: eğer bir seçim sizi etkilerse, o zaman o seçimi yapacak olan kişi siz olmalısınız. TED الافتراض الاول : ان كان الخيار سيؤثر عليك فانت الشخص الذي يجب ان تأخذه وتقرر بشأنه
    Arada bir baş ağrısına neden olan kişi de öbür dünyaya göçer. Open Subtitles نادراً جداً، الشخص الذي يتمنى الصداع أن يذهب أيضآ
    Doğru, onu öldürecek olan kişi şüphe uyandırmamalı. Open Subtitles صحيح، لِذا الشخص الذي سيقتلُه يجبُ أن يكونَ فوقَ الشُبهات
    Burada üzerinde olmayan ölü sorunu olan kişi odaklanabilir miyiz? Open Subtitles أيمكننا أن نركز على الشخص الذي ليست لديه مشكلة مع الموت هنا ؟
    Eminim şu an, silaha sahip olan kişi olmak istemezdin. Open Subtitles ‫لا أريد أن أكون الشخص الذي ‫يحمل المسدس حالياً
    Ona sahip olan kişi eşit takas ilkesinden muaf tutulur ve birşey elde etmek için başka birşey feda etmesi gerekmez. Open Subtitles الشخص الذي يستطيع الحصول عليه لا يعود أبدا خاضعا لقانون حفظ الماده و ليس عليه أن يضحي بشئ ما لكي يحصل على شئ في المقابل
    Tahta çıkmaya layık olan kişi o değil sensin. Open Subtitles الشخص الذي يستحق ان يصعد إلى العرش ليس هي بل أنت
    Ya da böyle bir durumda arkadaşının parası olan kişi kuralları koyar. Open Subtitles الشخص الذي صاحبه يمتلك المال يضع القواعد
    Ya da böyle bir durumda arkadaşının parası olan kişi kuralları koyar. Open Subtitles الشخص الذي صاحبه يمتلك المال يضع القواعد
    Fakat, görüşüp görüşmemeye karar verecek olan kişi benim. Open Subtitles أنا الشخص الذى يقرر إذا كنا سنقوم بهذا العمل أم لا
    Ve mutlu olan kişi hatta abartılı bir şakadan dolayı mutlu olsa dahi kendisini ve kendi içinde tasavvur ettiği şeylerin hepsini kabul eder. TED والشخص الذي يشعر بالسعاده, حتى بسبب مزحة مضحكة, تراه يتقبل نفسه, وأيضاً شتى النواحي التي يجد الشخص نفسه فيها.
    Amerika'yı ve Benji'yi kaybetmene sebep olan kişi Alice Vaughan. Open Subtitles آليس فون) هي من كبدتك) (خسارة (أمريكا) و(بينجي
    Bebeğinin midesinden bıçaklanmasından sorumlu olan kişi sen misin? Open Subtitles و الشخص المسؤول عن جعل ابنه يتعرض لضربة سكين في امعائه
    İhtiyacın olan kişi Dadı McPhee. Open Subtitles الشـخص الذي يمكنك الاعتماد عليها هي ناني ماكفيل
    Fikri olan kişi, bilgiye sahip olmayabilir, ama bilgi ulaşılabilirdir. TED من يملك فكرة قد لا يملك معرفة، لكن المعرفة متوفرة.
    Ancak Alexander Kirk, Elizabeth'in ölümünden sorumlu olan kişi. Open Subtitles (لكن (ألكسندر كيرك) هو الرجل المسئول عن مقتل (إليزابيث
    Evet, ne yazık ki, tek dürüst olma... yeteneğine sahip olan kişi sensin. Open Subtitles وأنا صادق مع نفسي للأسف أنت الشخص الوحيد الذي لديه القدرة ليكون صادقاً
    İhtiyacın olan kişi, ihtiyacın olan kişi, ihtiyacın olan kişi... Open Subtitles - الإنسانة التي تحتاجينها ... - الإنسانة التي تحتاجينها ...
    Affedersin Lorna, ama masadaki bu haylazın varlığından rahatsız olan kişi asıl benim. Open Subtitles معذرة لورنا و لكن أنا المنزعج من وجود هذا العديم فائدة على طاولتنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more