"olan tek kişi" - Translation from Turkish to Arabic

    • الوحيد الذي
        
    • الوحيدة التي
        
    • الشخص الوحيد
        
    • الوحيد ذو
        
    • الوحيد الذى
        
    • الوحيد على
        
    • الوحيد في
        
    • الوحيد هو
        
    • الوحيدة التى
        
    • وحده من يملك
        
    Ama kostümün içini dolduracak kadar şişman olan tek kişi bendim. Open Subtitles ..لكني كنت الوحيد الذي سمين بما فيه الكفاية ليليق عليه الزيّ
    Bu durumda olan tek kişi sen olduğunu mu sanıyorsun? Open Subtitles هل تعتقدين أنكِ الشخص الوحيد الذي واجه هذا الأمر ؟
    Çünkü dördüncü şüpheli, her iki olay yerinde hiç kımıldamamış olan tek kişi. Open Subtitles لان المشتبه به الرابع هو الوحيد الذي لم يتحرك بكلتا الجريمتان ولا بوصة
    Doku örneklerimin bozulduğu gece morguma girme imkânı olan tek kişi sendin. Open Subtitles انتِ الوحيدة التي أمكنها الولوج لمشرحتي الليلة التي تلفت فيها عينة الأنسجة
    Ve korkarım disiplin sorunu olan tek kişi de o değil. Open Subtitles .وأتجارأ بالقول أنه ليس الوحيد ذو مشاكلِ تأديبيةِ
    Şöfürünüzün dediğine göre o araçta olan tek kişi sizmişsiniz. Open Subtitles سائقكم قال لنا أنك أنت الوحيد الذي كان في السيارة
    Bu çok garip. Bu işlemden geçmemiş olan tek kişi bendim. Open Subtitles أمر مثير للسخرية، أنا الشخص الوحيد الذي لم يحظَ بهذه التجربة
    Şu anda, bu insanların hepsiyle bağlantısı olan tek kişi o. Open Subtitles بالوقت الراهن، هو الرابط الوحيد الذي يربط بين كلّ هؤلاء الناس.
    Kardinal, Papa'dan bir evlilik fehsi temin edebilecek olan tek kişi. Open Subtitles الكاردينال هو الشخص الوحيد الذي يستطيع أن يحقق الانفصال عن البابا.
    Herkesin sol kolu tam olarak bir kez indirmesi gerekiyor ve onu kaldıracak olan tek kişi sizsiniz. TED يحتاج الجميع لسحب الرافعة اليسرى لأسفل مرة واحدة بالضبط، وأنت الوحيد الذي سيسحبه مرة أخرى للأعلى.
    Beni yedi puanla geride bıraktın. Şu anda şansı olan tek kişi Davis. Open Subtitles تقدمت عليّ بسبع نقاط,الشخص الوحيد الذي لدية فرصة هو ديفيس
    Şeriye zehir atmak için sebebi ve fırsatı olan tek kişi oydu. Open Subtitles فهو الشخص الوحيد الذي لديه الدافع و الفرصة حتى يقوم بدس السم في شراب الشيري
    Hayatım boyunca hep yanımda olan... tek kişi sendin ve ben bunu mahvettim. Open Subtitles في حياتي بأكلمها ، كنتِ انت الوحيدة التي بجانبي ، وأنا دمرت ذلك
    Ve ne tesadüf ki, önemli olan tek kişi de odur. Open Subtitles ولسخرية القدر أنها الوحيدة التي اهتممت بها
    Gücü olan tek kişi sen değilsin. Open Subtitles أنتِ لست الوحيدة التي لديها القوة ربما يمكنك طلب الطاقة من ساحرة عليا
    Bu evde nefret etmesi için sebebi olan tek kişi ben değilim. Open Subtitles أنا لست الشخص الوحيد في هذا المنزل الذي كانت تكرهه لسبب ما
    Belki sırtında iz olan tek kişi olmadığını gösterebilirsiniz. Open Subtitles أنصتا لربما ترون للشاب... بأنهُ ليس الوحيد ذو الندب على ظهرهِ
    Şey, iyi bağlantıları olan tek kişi ben değilim, bu da benim seninle buluşmayı kabul etmemin nedenine getirir. Open Subtitles , حسناً لست الشخص الوحيد الذى يتم الرجوع إليه حيث يحضرنى ذلك إلى سبب موافقتى على رؤيتكِ
    Bilmek istiyorum, gerçekten bütün bu lanet gezegende, tamamen ve %100 olarak, Sevgililer Günü'nde yalnız olan tek kişi ben miyim? Open Subtitles أنني الشخص الوحيد... على وجه هذا الكوكب الغريب الأطوار... الذي يكون وحيد تماماً...
    Kayıp olan tek kişi, Dr. Carmack... Open Subtitles المفقود الوحيد هو الدكتور كارماك
    Onu umursayan tek kişi, o ablaydı sahip olduğu ve ailesi olan tek kişi, o ablaydı. Open Subtitles والوحيدة التي إهتمت به كانت تلك الأخت العائلة الوحيدة التى كان يمتلكها كانت تلك الأخت
    Tiffany Greenwood'u öldürmek için bir sebebi olan tek kişi West. Open Subtitles (ويست) وحده من يملك أي دافع لقتل (تيفاني غرينوود).

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more