Pekâlâ bu belli ki rüyada olduğumu fark ettiğim bir rüya. | Open Subtitles | حسنا، من الواضح أن هذا حلم عندما أدرك أنني في حلم |
Hayatımda sahip olduğum her şeyden emin olduğumu fark ettim. | Open Subtitles | ثم أدرك أنني بذلك أمحو من رأسي كل شيء له قيمة في حياتي |
Feda edebileceğim en değerli şeyin kendi sesim olduğunu anladım ama bundan uzun zaman önce vazgeçmiş olduğumu fark etmemiştim. | TED | حسبت أن أثمن ما أستطيع التضحية به هو صوتي، لكن كان وكأنني لم أدرك أني تخليت عنه منذ زمن طويل. |
Işıkları yakmaya çalışmaya öyle dalmışım ki merdivenden düşürmek üzere olduğumu fark etmedim. | Open Subtitles | كنتُ منشغلةً جدّاً في إشعال المصابيح، فلم أدرك أنّي على وشكِ إسقاطها عن السلّم. |
Görünmez olduğumu fark ettiğimde yedinci sınıftaydım. | Open Subtitles | كنت في الصف السابع عندما أدركت أني غير مرئية ليس بهذه الطريقة |
Yalakalık yapıyorsun çünkü önemsenecek biri olduğumu fark ettin. | Open Subtitles | انا تتملق لي فجأة ادرك اني شخص لا يستهان به |
Neyse, sonra yalnız olduğumu fark ettim, ...ve yalnız olmak istemediğimi anladım. | Open Subtitles | بأي حال ، لقد ادركت انني وحيد و في الحقيقة لا أريد ان اكون وحيداً |
Ben hala çardaktaydım... .. ve beni tanımamıştı... ..ama kadın olduğumu fark etmişti... ..çünkü Michael'a bir laf etti. | Open Subtitles | كنت لازالت داخل المنزل وهو لم يكن يعرف من انا ولكن من الواضح أنه عرف أنى كنت امرأة |
Gey olduğumu fark ettiğimde bir kural koymadım. | Open Subtitles | حين أدركت أنني ربما شاذة لم أضع القوانين |
Telefonunu takip ettiğimde haklı olduğumu fark ettim. | Open Subtitles | عندما حدّدتُ موقع هاتفكِ، أدركتُ أنّي كنتُ مُحقاً. |
Belki de sevişirken biraz daha çabalarsam o da taş gibi olduğumu fark edebilir | Open Subtitles | حسناً, ربما لو بذلت جهداً أكبر عندما كنا نقيم علاقة لكان أدرك أنني رائعة. |
Bugün kiliseye girdiğinde benim şu andakinden daha iyi biri olduğumu fark etmemi sağladın. | Open Subtitles | وعندما دخلتِ الكنيسة جعلتني أدرك أنني أفضل من ذلك |
Her sabah, kalkıyorum, ...ve sonsuz bir döngüde olduğumu fark ediyorum. | Open Subtitles | كل صباح , استيقظ أدرك أنني لا أزال في هذه الحلقة الجهنمية |
O derece yok olduğumu fark etmemiştim. | Open Subtitles | لم أكن أدرك أنني كان يجري غائبة ذلك. |
Ona aşık olduğumu fark edip seni bırakıp onunla kaçabilirim. | Open Subtitles | ربما قد أدرك أني واقعة في الحب معه ونهرب بعيداً . |
Hala yalnız olduğumu fark edene kadar. | Open Subtitles | حتى أدرك أني مازلت وحيدة |
Ama sonra ateş bile yakmaktan aciz olduğumu fark ediyorum. - Her köylünün yapabildiği bir şey bu. | Open Subtitles | ثمّ أدرك أنّي لا أجيد إضرام النار وهو عمل يمكن لأيّ فلّاح القيام به |
Ama sonra ateş bile yakmaktan aciz olduğumu fark ediyorum. - Her köylünün yapabildiği bir şey bu. | Open Subtitles | ثمّ أدرك أنّي لا أجيد إضرام النار وهو عمل يمكن لأيّ فلّاح القيام به |
Görünmez olduğumu fark ettiğimde yedinci sınıftaydım. | Open Subtitles | كنت في الصف السابع عندما أدركت أني غير مرئية |
Hala yalnız olduğumu fark edene kadar. | Open Subtitles | حتي ادرك اني مازلت وحيده |
- Aklıma geldi ama sonra 15 yaşında olduğumu fark ettim. | Open Subtitles | فكرت بخصوص ذلك وبعد ذلك ادركت انني في الخامسة عشرة |
İlk o zaman herkesten daha iyi olduğumu fark ettim. | Open Subtitles | عندما ادركت انني كنت افضل من الجميع |
Mutsuz olduğumu fark etti. | Open Subtitles | وقد عرف أنى غير سعيدة |
Kimsenin yanaşmak istemediği bir virüs olduğumu fark ettim. | Open Subtitles | أدركت أنني كنت الفيروس الذي لا يريد أحد الاقتراب منه |
Hamile olduğumu fark etmem bir haftamı aldı. | Open Subtitles | أخذ الأمر منّي أسبوعاً حتى أدركتُ أنّي حامل بطفل |