Kimi zaman mânasız jestler, sahip olduğumuz tek şey olabiliyor. | Open Subtitles | أحياناً، المحاولات التي لا معنى لها هي كل ما لدينا. |
Bu köyde bütün sahip olduğumuz tek bir inek. | Open Subtitles | بقرة واحدة هي كل ما لدينا في هذه القرية. |
Bu maden arazisi sahip olduğumuz tek şey ve bunun için savaşacağız. | Open Subtitles | كما أنّ هذه المُطالبة هي كل ما نملك، ولسوف نُحارب عنها. |
Dünyada sahip olduğumuz tek şey, değil mi? | Open Subtitles | إنه كل ما تملك في هذا الكون... |
Dünyada sahip olduğumuz tek şey, değil mi? | Open Subtitles | إنه كل ما تملك في هذا الكون... |
Asıl soru şu ki; sahip olduğumuz tek hayatı korku ve inkar dolu bu yolda harcamaya mahkûm muyuz yoksa yanlılığın üstesinden gelebilir miyiz? | TED | إذن السؤال هو هل مصيرنا أن نحيا هذه الحياة الواحدة التي لدينا بطريقة يشكلها الخوف والنكران أم أنه بإمكاننا أن نتغلب على هذا التحيز؟ |
bir bilgisayar. O kadar büyüktü ki, sanki sahip olduğumuz tek odanın da yarısını kaplayacak gibiydi ve bağlanması gereken bir sürü parçası ve kablosu vardı. | TED | كان كبيراً جداً لدرجة بدا معها أنه سيحتل نصف الغرفة الواحدة التي كنا نمتلك و كان معه الكثير من القطع و الأسلاك التي يجب أن تُوصل |
Küçük ihtimaller, sahip olduğumuz tek şey. | Open Subtitles | المحاولات البعيده هي كل مالدينا |
Bu parlayan çubuk sahip olduğumuz tek şey. | Open Subtitles | هذه العصا المتوهجة هي كل مالدينا |
Evet ama Hailie de bizim sahip olduğumuz tek şey. | Open Subtitles | نعم , حسنا , هايلي هي كل ما لدينا |
Sonuçta sahip olduğumuz tek şey ailedir, Mycroft Holmes! | Open Subtitles | العائلة هي كل مانملكه في نهاية الأمر (مايكروفت هولمز) |
Baba, sahip olduğumuz tek şey arazi. | Open Subtitles | أبي , الأرض هي كل ما لدينا |
Sahip olduğumuz tek şey ailedir Matthew. | Open Subtitles | العائلة هي كل مالدينا , ماثيو |
Sahip olduğumuz tek şey buydu. | Open Subtitles | إنه كل ما نملك |