"olduğunu bilirim" - Translation from Turkish to Arabic

• أعرف ما
• أعلم ما
• فأنا أعرف
• أعلم كيف
• أعلمُ طعمَ
• و أعرف
• فسأعرف أنك
• أعرف الآن كيف يبدو
• أعرف الشعور
• أعرف شعور أن تكون
• أعرف كيف يكون الأمر

Gürültücü komşularla geçinmenin ne kadar zor olduğunu bilirim.
أعرف ما تخوضه في التعامل مع الجيران المزعجين

Ben babasız büyüdüm. Nasıl olduğunu bilirim. Ve ailemi bu şekilde bırakmayacağım.
أنا كبرت بدون أب وأنا أعرف ما هذا ولن أدع عائلتى تمر به.

Onun yasal koruyucusu benim, ne sen ne de başkası ve onun için neyin iyi olduğunu bilirim.
أنا وصيها القانوني ليس أنتِ أو أحد آخر أعلم ما الأفضل لها نهاية المناقشة

Hastane yemeklerinin tadının nasıl olduğunu bilirim.
فأنا أعرف كيف الغذاء فى المستشفيات

İş oğlumuza gelince dışlanıyor olmanın ne kadar kötü olduğunu bilirim.
انظري, أعلم كيف يشعر المرء حينما يصبح خارج دائرة حياة ابنه

Stres ve baskı altında olmanın nasıl bir şey olduğunu bilirim. Hissettiklerini kimse anlamıyormuş gibi hissetmenin ve korkmanın nasıl olduğunu bilirim.
أعلمُ طعمَ الشعور بالإجهاد و الضغط ،و أن لا يكون هناك من يتفهّم شعوركِ

Hey, Gina, yeni bir şeylere başlamanın nasıl olduğunu bilirim.
جينا اسمعي، أعرف ما هو شعور بدأ شيء جديد

Erkekleri tanırım, ve iki kişi yatmaya başladığında neler olduğunu bilirim.
أعرف ما الذي يحدث عندما يبدأ شخصين بإقامة علاقة معاً

Hayatta, doğru kararlar vermenin ne kadar zor olduğunu bilirim.
أعرف ما يتطلبه الأمر للحصول على حياة مرهفة

Vicdan azabıyla yaşamanın, yıllar sonra uyandığımda keşke farklı seçimler yapsaydım demenin nasıl bir şey olduğunu bilirim.
أعرف ما هو العيش مع الحسرة، لتفق بعد سنوات، آملاً بأنّك عملت شيئاً مختلفاً

Önemli olmadığından, akıllı olmadığından ya da değerin olmadığından korkmanın nasıl bir his olduğunu bilirim.
أعرف ما هو شعور أن تكون خائف أنك لست مهما أو ذكي أو تستحق شيء.

Pirinç çuvalının dibini görmenin ne kadar acı verici olduğunu bilirim.
أعلم ما مدى السوء الذي تشعر به حين ترى فراغ صندوق الرز الخاص بك

Neler yaşadığını anladığımı söyleyemem, ama aileni kaybetmenin nasıl bir duygu olduğunu bilirim.
لا يمكنني القول أنني أفهم ما تشعرين به، لكن.. أعلم ما هو شعور فقدان العائلة.

Sana verilen bir görevi yerine getirememenin nasıl bir his olduğunu bilirim.
أعلم ما يشبه الشعور بغير الكفؤ لهذه المهمّة المطلوبة منكِ

Bunun ne kadar sinir bozucu olduğunu bilirim.
فأنا أعرف كم يمكن لذلكَ أن يكون مزعجاً

Seçme şansın olmamasının nasıl bir his olduğunu bilirim diyorum.
أنني أعلم كيف هو الشعور بأن لا يكون لديك خيارات.

Sevdiğin birinin geri dönmesini istemenin ne demek olduğunu bilirim.
أعلمُ طعمَ الرغبة في عودة شيءٍ تحبّه.

Seni benden bile iyi biliyor ki ben senin o tatlı çillerinin nerede olduğunu bilirim.
أنه يعرفك أكثر مني و أعرف تحديداً مكان ذالك المعتوه

Yüksesseslenefesalıpverme sesi duymadığımda, sen olduğunu bilirim.
حسناً، إن لم يكن هناك تنفس عميق" "أو تأوه، فسأعرف أنك أنتِ

Beklentileri karşılayamamanın, yaptığın her şeyin aslında hiçbir işe yaramayacağını hissetmenin, ne demek olduğunu bilirim.
لا، أعرف الآن كيف يبدو ذلك. ألاّ تفي بالتوقعات المنوطة بك، وأن كل شيء تفعله ليس جيّداً بما يكفي.

Evet, Böyle bir yeteneği sır olarak saklamak zorunda olmanın ne olduğunu bilirim.
أجل، أعرف الشعور بحصولكِ على موهبة عليك إبقاؤها سراً

Öç alma arayışında bıkkınlık hissetmenin nasıl olduğunu bilirim.
أعرف شعور أن تكون محبطا بسبب كسب عدو جديد

Genel müdürlükte işler karışınca nasıl olduğunu bilirim.
أعرف كيف يكون الأمر عندما تتراكم الأعمال بالمكتب الرئيسي.