Arabanın çalıntı olduğunu bilmiyormuş. | Open Subtitles | لم يكن يعلم أن السيارة مسروقة. |
Downton'da onun resimlerinden birinin olduğunu bilmiyormuş. | Open Subtitles | لم يكن يعلم أن لدينا واحدة من لوحاته في (داونتون) |
Sarah'nın 16 yaşında olduğunu bilmiyormuş. Ve boşanan kız kardeşine yardım ediyormuş. | Open Subtitles | لم يعلم أن "سارة" في الـ 16 من عمرها وهو يساعد أخته المطلقة. |
Ayrıca bu işin Westley'nin son şansı olduğunu bilmiyormuş. | Open Subtitles | كما أنه لم يعلم أن هذه الوظيفة كانت فرصة (ويستلي) الأخيرة |
Çünkü yolcunun da olay yerini bırakıp gitmesinin suç olduğunu bilmiyormuş. | Open Subtitles | حسناً, لأنها لم تعلم أنها حتى لو كانت في مقعد الراكب فهي جريمة أن تغادر موقع الحادث |
Katie bile hamile olduğunu bilmiyormuş. | Open Subtitles | -هى لم تعلم أنها حبلى |