| Senin mesaj ile ayrılacak bir.. adi olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أظنك من النوع الأحمق الذي ينفصل عن فتاة في رسالة صوتية |
| Hastanelik olacak kadar ciddi olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | . لم أكن أعتقد أن الأمر بهذه الخطورة ليستدعي دخولها إلى المشفى |
| Güvensiz biri olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أتوقع أن يكون من النوع الذي يثق بسهولة |
| İl merkez yargıcının konseyin elinde olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم اضع في حسباني ان قاضي المنطقة المركزية في يـد المجلس. |
| Taşıyıcı anneliğin bize göre olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | حسنا لم اظن ان الأم البديلة مناسبة لنا |
| Böyle bir şey için olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | أنا لم أظن أنه من أجل شيء كهذا |
| Sadece buna spor şortları giyip, diğer çocuklarla... banyoya girmenin dahil olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | لكنني لم أظن أنها كانت تتضمن ارتداء سروال رياضي والاستحمام مع الشبان الآخرين |
| Biliyor musun? Tanıştığımızda, senin kocaman, aptal, çirkin bir dev olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | أتعرف، عندما تقابلنا، لم أعتقد أنك أوجر ضخم غبي |
| Böyle bir insan olduğunu düşünmemiştim. Aynı ahlaki değerleri taşıyoruz sanmıştım. | Open Subtitles | لم أعتقد أنّك بتلك الوقاحة ظننت أنّنا نتشارك في بعض القيم |
| Bunun sonuna kadar götürebilecek niteliklerinin olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أكن أظن بأنكِ من الذكاء لكي تكتشفي هذا |
| Haftada 5 günlük bir iş olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أتوقع بأنه أسبوع بخمسة أيام عمل |
| Huysuz Virjin kostümünün küçük bir kıza uygun olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أكن أعتقد أن زي (ليبيراتشي) زي مناسب لفتاة صغيرة *عــازف بـيـانـــو* |
| Bizi sığınakta bıraktığın zaman psikopat olduğunu biliyordum ama aptal olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | حينما تركتنا وحدنا في المخبأ يا رجل، علمت أنك مخبول ولكنني لم أظنك غبيًا |
| İnsanlar ailemizden iyice nefret eder oldu. Senin de onlardan olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | الناس يكرهون عائلتنا أكثر من أي وقت مضى، لكنني لم أظنك ممن يكرهون |
| Bu kadar çabuk vazgeçen bir tip olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أظنك من النوع الذي يستسلم بسهوله |
| Sen tam olarak karşımda oturuyordun, ...belli ki sözümü bitirmemi bekliyordun ama söyleyecek önemli bir şeyin olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | وأنتِ كنتِ جالسة في الجهة المقابلة من الطاولة, ولكن لم أكن أعتقد أن لديك أمراً مهماً لقوله. |
| Huysuz Virjin kostümünün küçük bir kıza uygun olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أكن أعتقد أن زي (ليبيراتشي) زي مناسب لفتاة صغيرة *عــازف بـيـانـــو* |
| Hershel'ın içkiye düşkün olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | -لم أتوقع أن يكون (هرشيل) سكيرًا |
| Hershel'ın içkiye düşkün olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | -لم أتوقع أن يكون (هرشيل) سكيرًا |
| İl merkez yargıcının konseyin elinde olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم اضع في حسباني ان قاضي المنطقة المركزية في يـد المجلس. |
| Arkadaşın olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم اظن ان لديك اى اصدقاء |
| - O kadar önemli olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أظن أنه شيء مهم |
| Bu orospunun beni yere serecek kadar aptal olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | لاأظنأن العاهرة.. لم أظن أنها غبية بما يكفي لتتخلص مني |
| Biliyorum, ama ciddi olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | أعلم بما قلت، لكن لم أعتقد أنك قصدتَ ذلك |
| İlk tanıştığımızda senin eşcinsel olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | أتعلم، لم أعتقد أنّك مثلي عندما قابلتك لأول مرة. |
| Bu işi çözebilecek yeteneklerinin olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أكن أظن بأنكِ من الذكاء لكي تكتشفي هذا |
| Bu kadar ciddi olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أكن أتوقع بأنه جاد |