"olduğunu söylemeye" - Translation from Turkish to Arabic

    • لأخبرك أن
        
    • إخبارك أن
        
    • بأن نقول بأن
        
    • ولا تقولي
        
    • لأخبركِ أن
        
    • تقولي لي أن
        
    Sana Lobos'un bütün New York kartelinin ya ölü ya da kayıp olduğunu söylemeye geldim. Open Subtitles لقد جئت لأخبرك أن كل أفراد شبكة لوبوس إما مفقودين أو ميتين لكن أعتقد أنك تعلم هذا أيضاً
    Buraya anneleri en bencil kararı vererek gittikten sonra hayatları asla düzgün, bir bütün olamayacak 2 kızın olduğunu söylemeye geldim. Open Subtitles أنا فقط جئت هنا لأخبرك أن لديك أبنتين فى الخارج حياتهم لن تكون صحيحه أبداً و لا كامله أبداً
    Size bu petrol kulelerinin ıssız yerler olduğunu söylemeye çalıştık. Open Subtitles حاولنا إخبارك أن هذه منصة نفط تعمل بالآلات
    Ben sadece size artık çocuklarımın uh-- bitsiz olduğunu söylemeye geldim. Open Subtitles أردت فقط إخبارك أن شعر الأولاد لم يعد به قمل يسعدني هذا
    Utanmıyoruz aşkın acı olduğunu söylemeye. Open Subtitles و لسنا خجلين بأن نقول بأن الحب مؤلم
    Tüm bu saçmalıkların beni korumak için olduğunu söylemeye kalkma, çünkü bunu biliyoruz. Open Subtitles ولا تقولي لي أن كل تلك الإجراءات تهدف إلى حمايتي, لأنه أمر غير مفهوم
    Hayatının tehlikede olduğunu ve yardımına ihtiyacım olduğunu söylemeye geldim. Open Subtitles جئت لأخبركِ أن حياتكِ في خطر وأنا بحاجة لمساعدتكِ
    Aslında buraya teklifimizin hâlâ geçerli olduğunu söylemeye geldim. Open Subtitles حضرت لأخبرك أن عرضنا لازال سارياً.
    Dışarıda ziyaretçinin olduğunu söylemeye gelmiştim. Open Subtitles جئت لأخبرك أن شخص يبحث عنك في الأسفل
    Harry, eski dostum. Bugünün şanslı günün olduğunu söylemeye geldim. Open Subtitles صديقي (هاري) انا هنا لأخبرك أن اليوم هو أسعد أيامك.
    Buraya sadece içerinin çok güzel olduğunu söylemeye geldim. Open Subtitles لقد أتيت لأخبرك أن الجو رائع هناك
    Dışarıda öfkeli bir kalabalığın olduğunu söylemeye çalışıyordum. Open Subtitles كنت أحاول إخبارك أن هناك جماعة غاضبة بالخارج
    Hayley, Jackson ve Hope'un caz barda olduğunu söylemeye geldim. Open Subtitles وددت إخبارك أن (هيلي) و(جاكسون) و(هوب) في ملهى الجاز لدى (مارسل)
    Acı olduğunu söylemeye. Open Subtitles بأن نقول بأن الحب مؤلم
    Tüm bu saçmalıkların beni korumak için olduğunu söylemeye kalkma, çünkü bunu biliyoruz. Open Subtitles ولا تقولي لي أن كل تلك الإجراءات تهدف إلى حمايتي‎, لأنه أمر غير مفهوم
    Aslında ben Sumeet'in kayıp olduğunu söylemeye geldim. Open Subtitles ي الحقيقة أتيت لأخبركِ أن سوميت مفقود

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more