"olduğunu söyleyemem" - Translation from Turkish to Arabic

    • أستطيع أن أقول
        
    • لن أقول أنه
        
    • القول أنها
        
    • استطيع ان اقول
        
    • أقول أنها
        
    • لا يمكنني القول أن
        
    • لن أقول بأن
        
    • لا استطيع القول
        
    • أستطيع أن أخبرك
        
    • أن أقول أن
        
    • استطيع إخبارك
        
    • استطيع القول ان
        
    • القول بأن
        
    Denizaltına girip çok derinlere gitmeye olan ilgimden ahtapotların sorumlu olduğunu söyleyemem ama, ne olursa olsun, bunu seviyorum. TED ولا أستطيع أن أقول أن الأخطبوط مسؤول عن إهتمامي القوي للغواصات والغوص في الأعماق ولكن مهما كانت القضية, فإنها تعجبني
    Gerçek olduğunu söyleyemem ama sen beni anladın. Open Subtitles لن أقول أنه حقيقي، لكنك تعرف ما أعنيه.
    Haneye tecavüz olayını planladıklarını tam olarak kanıtlayan şeyler olduğunu söyleyemem ama buna oldukça yakın şeylerdi. Open Subtitles لا أستطيع القول أنها كانت لتؤكد أنهم قد خططوا للإقتحام و لكنها كانت ستثير الكثير من الشكوك
    Hayır, hiç o tür bir sorunum olduğunu söyleyemem. Open Subtitles لا لا استطيع ان اقول اني جربت مشكلة كهذه
    Orada olmadığın söylendi ama bir ilgisi olduğunu söyleyemem. Open Subtitles سمعنا أنك لم تكن هناك، ولكن لن أقول أنها كانت ذات صلة.
    Başladığımızda oranın saray olduğunu söyleyemem. Open Subtitles لا يمكنني القول أن المكان كان قصرًا أصلًا.
    Clark, seninle ilgili hiçbir şey normal değil, ama bugünün manşetinin hapşırmak olduğunu söyleyemem. Open Subtitles كلارك ، لاشيء بك طبيعي لكني لن أقول بأن العطاس اليوم خبر مهم
    Eski kehanetlerin favori konularım olduğunu söyleyemem. Open Subtitles لا استطيع القول ان التاريخ القديم كان مادتي المفضلة
    Kim olduğunu söyleyemem ama ne olduğunu söyleyebilirim. Open Subtitles لا أستطيع أن أخبرك من بل أستطيع أن أخبرك ماذا
    Henüz anlaşma bitmedi. Ne olduğunu söyleyemem. Open Subtitles نحن على وشك إغلاق صفقة لكن لا استطيع إخبارك ما هي
    Niyetlerimin her zaman iyi olduğunu söyleyemem. Open Subtitles لا أستطيع القول بأن نواياي كانت دائماً جيدة
    Onun göğüslerinin sahte olduğunu söyleyemem, değil mi? Open Subtitles أنا لا أستطيع أن أقول أن ثديها مزيف أليس كذلك؟
    Kim olduğunu söyleyemem. Çünkü bu dedikoduya girer. Open Subtitles أتعلم, أنا لا أستطيع أن أقول من وإلا ستكون نميمة
    Gelip seni bulmam için tutuldum ama kim tarafından olduğunu söyleyemem. Open Subtitles لقد تمّ إستئجاري لإيجادكِ، أتفهمين؟ إلاّ إنّي لا أستطيع أن أقول لكِ مَن.
    Çok gerçekçi olduğunu söyleyemem ama demek istediğimi sen anladın. Open Subtitles لن أقول أنه حقيقي، لكنك تعرف ما أعنيه.
    Tam olarak bir arkadaş olduğunu söyleyemem. Open Subtitles لن أقول أنه أحد أصدقائي بالضبت
    Pekala, büyük bir sürpriz olduğunu söyleyemem.. Open Subtitles لا يمكنني القول أنها كانت مفاجئة ضخمة..
    Bunun tam anlamıyla bir sürpriz olduğunu söyleyemem ama... Open Subtitles أقصد أنه لا يمكنني القول أنها مفاجأة كاملة لكن...
    Yaptığım şeyin iyi mi kötü mü olduğunu söyleyemem. Open Subtitles لا استطيع ان اقول اذا ما فعلته كان صحيحا ام خاطئا
    Nasıl olduğunu söyleyemem ama seni görmeye geldim çünkü iyi olacağımı bilmeni istedim. Open Subtitles لا استطيع ان اقول لكِ كيف شُفيت, لكنّي اتيتُ اليكِ لأطمئنُكِ بأني سأكون بخَير.
    Vasıflı bir insan olduğunu söyleyemem ama çekici. Open Subtitles لا أقول أنها أنسانة ممتازة لكنها جذابة
    Mater biraz abartmayı sever. Büyük bir hayran olduğunu söyleyemem. Open Subtitles (ماتر) يميل للمبالغة لن أقول أنها معجبة بك جداً
    Görünüşünde dikkat çekici bir şey olduğunu söyleyemem. Open Subtitles لا يمكنني القول أن مظهرها غريب أو أي شييء
    Moralinin iyi olduğunu söyleyemem, ama eskisinden daha iyiydi. Open Subtitles لن أقول بأن المزاج كان جيداً لكنه كان أفضل من ذي قبل
    Bayan Elton'ın arkadaşlığının benim için büyük bir kayıp olduğunu söyleyemem. Open Subtitles لا استطيع القول ان صداقة السيدة التون خسارة كبيره لي
    Evet, öyle ama sana bu tarafın digerinden daha iyi olduğunu söyleyemem. Open Subtitles أجل، حسناً، الأمور ليس أفضل بكثير على هذا الجانب، أستطيع أن أخبرك هذا
    Ahmak! Nerde olduğunu söyleyemem, yemin ettim. Open Subtitles لا استطيع إخبارك بمكانه ، لقد اقسمت أن لا أخبر
    Sizi ve arkadaşlarınızı kurtarmanın öncelikli amacımız olduğunu söyleyemem. Open Subtitles ما الغرض من هذا؟ إنقاذك أنت و جماعتك لا يمكنني القول بأن هذا هو هدفنا الأساسي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more