oldukça basit bir soru, fakat bu sıralarda elbette basit sorular çok daha çetrefilli cevaplar buluyor. | TED | إنه سؤال بسيط للغاية ولكن في هذه الأيام، بالطبع، الأسئلة البسيطة تجلب إجابات أكثر تعقيدًا من أي وقت مضى |
Bu soruyu düşünmek için size bir alt yapı vermeye çalışacağım, oldukça basit bir alt yapı. | TED | والآن سأعطيكم إطاراً لكي تفكّروا من خلاله بهذا السؤال، وهذا الإطار بسيط للغاية. |
Twitter'a aşina olmayanlar için, Twitter oldukça basit bir konsept üzerine kuruldu. | TED | لذلك، ولمن لا يعرف، تويتر يقوم على مفهوم بسيط ويبدوا ساذجاً . |
Örümcek yengeçleri gibi, çoğu deniz canlısının davranışları oldukça basit bir sinir sistemi tarafından kontrol edilir. | Open Subtitles | كحال السرطانات البحرية، يتحكّم في سلوك أغلب الكائنات البحرية نظام عصبي بسيط للغاية. |
Üçüncü bölümde söylediğim gibi ekonomi bilimi, zorlu ve karmaşık sayılarla anlatılan oldukça basit bir daldır. | Open Subtitles | كما أقول في الفصل الثالث علم الإقتصاد هو علم تهذيبي بسيط محكوم بقواعد سهلة |
Bu sizin bile cevaplayabileceğiniz oldukça basit bir soru. | Open Subtitles | إنه مجرد سؤال بسيط قد تستطيعين الإجابة عليه. |
Sayısız kez gördüğünüz oldukça basit bir şeyle başlayalım. | Open Subtitles | أبدأ بشيء بسيط جداً, شيء قد رؤيته مرات عدة |
Bu aslında teknik olarak oldukça basit bir şey çünkü hazır fiber altyapıdan ve hazır kablosuz altyapıdan yararlanabilir. | TED | إنه في الواقع بسيط نسبيًا القيام به من الناحية الفنية, لأنه بالامكان استخدام الألياف الموجودة حاليًّا في الأرض، و البنية التحتية اللاسلكية القائمة. |
Bugün bu tüp, evrenin anlaşılması için, parçaçık fiziği alanında yeni kapıların açılmasına yardımcı oluyor, çünkü bu tüp aynı zamanda ilk ve oldukça basit bir parçacık ivmelendiricisi. | TED | الآن، طَرْح هذا الأنبوب أيضًا فتح لنا الأبواب ليجعلنا نفهم الكون ومجال فيزياء الجسيمات، لأنه أول مُسرِّع جسيمات بسيط جدًا. |
Bu oldukça basit bir ayin ama pek sık başvurulan bir yöntem değil. | Open Subtitles | إنّه طقس بسيط لكنّه لا يمارس كثيراً |
Durum oldukça basit. Bir silah arkadaşım hayatımı kurtarıyor. | Open Subtitles | الأمر بسيط صديق عزيز أنقذ حياتي |
Pantolonunu indirmek için oldukça basit bir rica olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | توقعت أنه طلب بسيط أن تسحبي بنطالك |
Gerçekten mi, çünkü bence oldukça basit bir şey bu amına koyayım! | Open Subtitles | حقاً, لاني اظن انه امر بسيط جداً |
Bu oldukça basit bir ayin ama pek sık başvurulan bir yöntem değil. | Open Subtitles | إنّه طقس بسيط لكنّه لا يمارس كثيراً |
"Sayın Bay Clay, beklediğimden daha zor geçmiş olsa da oldukça basit bir müdahaleydi. | Open Subtitles | عزيزي السيد كلاي رغم ان هذا ... . هذا كان اصعب مما توقعت الا انه استخراج بسيط جدا. |
oldukça basit bir işbirliği önerecektim. | Open Subtitles | أريد أن أقترح تعاون بسيط جدًا. |
Yani oldukça basit bir beyin. | TED | فهو عقل بسيط جداً |
Bu gerçekten oldukça basit bir şey. | TED | أقصد، ذلك أمر بسيط. |
Ahh! Bunun için oldukça basit bir açıklama var. | Open Subtitles | هناك تفسير بسيط ومقنع لهذا |
Basıncı azaltmak için oldukça basit bir girişim uygulayacağız. | Open Subtitles | انه اجراء بسيط لتخفيف الضغط |