"olduklarından" - Translation from Turkish to Arabic

    • أنّهم
        
    • من أنهم
        
    • مما هم
        
    • لأنهن
        
    • كونهم كانوا
        
    • تواجدهم
        
    Her zaman kendilerini olduklarından daha karizmatik göstermeye çalışırlar. Open Subtitles من الصعب دائما أن يجعلوا أنفسهم ينظرون بحرارة من أنّهم في الحقيقة
    Sen çocukları elçiliğe götür yeter. Güvende olduklarından emin ol. Open Subtitles فقط خذ الأطفال إلى السفارة وتأكّد من أنّهم آمنون
    Ve kısmen mekanik olduklarından insanların geçemeyeceği bir şekilde geçiyorlar. Open Subtitles وكما قلت، بما أنّهم آلات جزئياً، يمنهم العبور بطريقة لا يستطيع البشر العبور بها.
    Söyleyin bana kamyoncu bey, üç kişi olduklarından emin misiniz? Open Subtitles أخبرني يا سائق الشاحنة، هل أنت متأكد من أنهم كانوا 3؟
    Kommünistler hiç şimdi olduklarından yakın olmamışlardır. Open Subtitles لم يكن الشيوعيون قط أقرب إلى هدفهم مما هم الآن
    Belki ortak nokta yaştır. Kurbanlarını kolay hedef olduklarından seçiyor olabilir. Open Subtitles ربما العمر هو الصلة يمكن أنه يختار ضحاياه لأنهن أهداف أسهل
    Quantico'ya gelmeden önce de terörist olduklarından eminiz. Open Subtitles نحن واثقين تمامًا من كونهم كانوا إرهابين بالفعل (حينما قاموا بالذهاب إلى (كوانتيكو
    Aslında orada olduklarından emin değilim. Open Subtitles على العموم, اشك في تواجدهم حاليًا
    O gün buraya adım atan insanların aslında bir toplu mezara girmekte olduklarından haberleri yoktu. Esasen bir sürü cesedin üstüne bir avuç toprak attılar sonradan. Open Subtitles الذين دخلوا إلى هناك، لم يعرفوا أنّهم يدخلون إلى قبرٍ ضخم، و هو عبارةٌ عن جثث جرفوا التراب عليها.
    İşlerini iki kere kontrol et. İşe yaramaz olduklarından emin ol. Open Subtitles أعيدا التحقق من عملهم، تأكّدا أنّهم دقيقين.
    Diğer şahitlerin yerlerini belirleyip güvende olduklarından emin olalım. Open Subtitles لنُحدّد أماكن هؤلاء الشُهود الآخرين ونتأكّد أنّهم آمنين.
    İyi olduklarından emin olmak istedim ve iyiler. Open Subtitles أردتُ فقط التأكّد أنّهم بخير ، و هم كذلك
    Bu insanların korkunç bir şekilde ölmek üzere olduklarından haberleri yok. Open Subtitles أولئك الناس يجهلون أنّهم على وشك الموت بشكل شنيع.
    Pekala, biz güvende olduklarından emin olucaz. Open Subtitles حسناً، نحن سنتأكّد أنّهم آمنين.
    Öyle ve yasadışı olduklarından belki de kadınlar ve erkekler, onlar ilaç alamıyorlar. Open Subtitles بلى، وبما أنّهم غير شرعيين، ربما رجال ونساء، لا يحصلون على عناية طبية حقيقية...
    5 yıldır orada olmasına karşın, ona yardım ediyor olduklarından emin değilim, veya onu orada ne kadar daha tutacaklarını düşündüklerinden. Open Subtitles خلال الخمس سنوات التي قضاها هناك، فإنّيلستُمُتيّقنةمّا إنّ كانوايساعدوانه.. أم أنّهم يختبرون وسعهم لرؤية كم سيبقونه من الزمن عندهم!
    Güvende olduklarından emin ol. Open Subtitles تأكّد أنّهم آمنين.
    İngiliz olduklarından emin misin? Open Subtitles هل نحن متأكدين من أنهم انجليز؟
    Onlara aptal şapkalardan satıp olduklarından daha yetenekli olduklarını mı söylüyoruz? Open Subtitles هل نحن نبيع لهم قبعات غبية ونخبرهم أنهم موهوبون أكتر مما هم عليه؟
    Onlar maskülen ya da öyle birşey olduklarından değil, çünkü aslında bazıları bayağı kadınsı. Bilirsin? Open Subtitles فهو ليس لأنهن مسترجلات أو شئ من ذلك، لأنه في الواقع بعض منهن ناعمات
    Quantico'ya gelmeden önce de terörist olduklarından eminiz. Open Subtitles نحن واثقين تمامًا من كونهم كانوا إرهابين بالفعل حينما قاموا بالإنضمام إلى (كوانتيكو)
    Orada olduklarından emin miyiz? Open Subtitles أواثقون من تواجدهم هناك؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more