Eski bir Olimpos zirvesinde dost canlısı bir Viking asma yetiştiriyor. | Open Subtitles | على قمة جبل أوليمبوس القديم فايكينغ ودود تطورت لديه الشرايين والقفزات |
Hades istilacı Titanlara Olimpos'un kapılarını açması için annemi kandırdı. | Open Subtitles | خداع الهاوية والدتي إلى فتح أبواب أوليمبوس |
Olimpos'un başbakanı olarak küresel güvenlik şebekesinin sıkı bir destekçisiyim. | Open Subtitles | ،"كـرئيسة لوزراء "أوليمبوس أؤيد و بشدة تأسيس شبكة أمنية عالمية |
Biz burada, Olimpos Dağı'nın zirvesine çıkmışken senin tek derdin atlamak. | Open Subtitles | "ها نحن هنا في قمة "ماونت أوليمبس وكل ما تريدين فعله هو القفز منه |
Seni Olimpos'a götürüp, Zeus'u masum olduğuna ikna etmeyi istiyorum. | Open Subtitles | (أُريد أن آخذك إلى (أوليمبس لتـُقنع (زيوس) ببرائتك |
Olimpos Dağı'nın zirvesinden Zeus babasının ordusunun üstüne öfke yıldırımları yağdırır. | Open Subtitles | من قمة جبل الأوليمب أطلق زيوس صاعقة غاضبة تجاه جيش أبيه |
Ülkemiz terörizme karşı mücadelede Olimpos'a bel bağlamadan tedbir alma çabasında. | Open Subtitles | دولتي تستطيع حماية نفسها من الإرهاب "بدون الإعتماد على دعم "أوليمبوس |
Çok sayıda sinyal alıyoruz. Olimpos'un her köşesinde başkaldırı başladı. | Open Subtitles | إشارات متعددة - "إندلعت أعمال الشغب في كلِّ "أوليمبوس - |
Olimpos dağını Titanlaran eline verecekti ve karşılığında ona bütün insanlığın hükümdarlığı verilecekti. | Open Subtitles | وستسلم جبل أوليمبوس إلى أيدي جبابرة ". وفي المقابل، وقال انه سوف تعطى السيادة على البشرية جمعاء. |
Bu ağın vücut bulması dünyadaki tüm izleme ağlarının ki buna iletişim uyduları da dahil Olimpos'un denetimine geçmesini gerektiriyor. | Open Subtitles | يتوجب على العالم أن يجلب أقماره الصناعية للتجسس "و الإتصالات تحت إشرافٍ من "أوليمبوس |
Ben Poseidon'dan Yoshino. Ben de Olimpos Genelkurmay Başkanı Nike. | Open Subtitles | أنا "يوشـينو"، مبعوثة من شركة "بوسايدون - "و أنا "نـِكي"، رئيسة طاقم "أوليمبوس - |
Olimpos, ürünlerimiz boykot edecek olursa diğer ülkelerin de destek vermesi muhtemel. | Open Subtitles | ،إذا قاطعت "أوليمبوس" منتجات شركتنا فـستتبعها الدول الأخرى في ذلك |
Şimşeği Olimpos'a götürmene müsaade edemem. | Open Subtitles | لا يـُمكنني أن أسمح لك بأخذ ! "هذه الصاعقة إلى "أوليمبس ! |
Olimpos'ta namlı olabilirsin, ama burada, yalnızca benim öğrencimsin. | Open Subtitles | ، "قد تكون بطلاً عظيماً في "أوليمبس ! لكن هنا أنت أحد طلابي ! |
Percy, Olimpos girişi şurada. | Open Subtitles | (بيرسي)، مدخل (أوليمبس) من هنا لم يتبق سوى عشر دقائق علىمنتصفالليل،لنتحرك! |
Şimşeği Olimpos'a götürmene izin veremem. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أسمح لك بأخذ (هذهالصاعقةإلى(أوليمبس! أناسارقالصاعقة! |
Bence Olimpos hikayesi de başka bir sis perdesi. | Open Subtitles | أعتقد أن قصة (أوليمبس) مجرد ستار من الدخان |
O ve ben savaş sonrası temizliği için Olimpos'tan gönderildik. | Open Subtitles | أنا وهو أرسلنا من (أوليمبس) لننظف ما بعد الحرب |
Olimpos Dağı'nın zirvesinde, tanrıların kralı ve insanoğlunun efendisi olarak oturmaktadır. | Open Subtitles | و جلس فوق عرش الأوليمب كعظيم الآلهة و سيد الجنس البشري |
Olimpos Dağının zirvesindeki tahtından, tüm insanlara ve tanrılara hükmedecekti. | Open Subtitles | فسوف يحكم الرجال و الآلهة من فوق عرشه على قمة جبل الأوليمب |
Olimpos Dağı'nın eteğindeki 1000 yıllık bir ağaçtan düştüm. | Open Subtitles | مصنوعة من شجرة عمرها 1000 سنة على جانب جبل اوليمبوس |
Sahne, tanrıların mekanı Olimpos dağıdır,. | Open Subtitles | ألا وهي جبل الأولمب "مقر آلهة الإغريق" |
Hemen arka tarafta Yunan tanrılarının evi olan Olimpos Dağı bulunur. | Open Subtitles | ، (في الخلف تماما تلة (أولومبوس موطن الآلهة الإغريق |
Olimpos Dağı'nda sadece tanrılar yaşayabilir. | Open Subtitles | و الآلهة الوحيدة التي تستطيع العيش في جبل أولمبس |