Çitlerle çevrili olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | لقد لاحظت أنه ليس لديك سياج |
Hiç samimi bir arkadaşının olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | ... لقد لاحظت أنه ليس لديكِ ( أي أصدقاء مقربين في ( كارفر |
İşlediğin hiçbir suçun para ya da açgözlülükle alakalı olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | لاحظت ان كل تلك الجرائم التي ارتكبتها لم تكن من اجل النقود او الجشع |
İşlediğin hiçbir suçun para ya da açgözlülükle alakalı olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | لاحظت ان كل تلك الجرائم التي ارتكبتها لم تكن من اجل النقود او الجشع |
Ayrıca yatak odası duvarımın arkasında sakladığım yarım milyon hakkında hiç bir fikrimin olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | بالإضافة إلى نصف المليون دولار الموجودين تحت سرير نومها أدركتُ أنه ليس بحوذتي أى دليل |
Sonra hiç eşyam olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | ...ثم أدركتُ أنه ليس لدي أغراض |
İsminin bu hafta sonu düzenlenen okul festivalinin gönüllü listesinde olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | لقد لاحظت أن اسمكِ ليس في قائمة المتطوعين لمعرض المدرسة بعطلة الأسبوع هذه |
Sonradan o "gözün" bende olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | قبل أن أدرك أنني ليس لديّ رؤية. |
Neredeyse adını söyleyecektin. Öyle bir an geldi ve hatırladım sonra. Ama sonradan bunların hiçbirini görmek zorunda olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | لقد كدت أنطق اسمها، كانت ثانية ثم تذكرت، ولكني أدركت أنها لم تضطر لرؤية أي من هذا |
Kararın burada olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | لاحظت ان قرار المحكمة لم يدرج هنا |
- Ve birden babanın listede olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | و، حسنا، لقد لاحظت أن اسم والدك ليس علي القائمة |
Shane'in Tanrı'nın Mangasına üye olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | (لقد لاحظت أن (شاين ليس عضوا في المجموعة الآلهية |
Sonradan o "gözün" bende olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | .قبل أن أدرك أنني ليس لديّ رؤية |
O zaman bunun artık benim hayatım olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | وبعدها أدركت أنها لم تعد لي بعد الآن |