Karşı cinsin bir üyesi hiç size tipi olmadığınızı söyledi mi? | Open Subtitles | هل أخبركم شخص من الجنس الآخر أنكم لستم من مستواه? |
Ve tutmazsanız duvardan geçebilenlerin tek siz olmadığınızı anlarsınız. | Open Subtitles | وإن لم تفعلوا ستكتشفوا أنكم لستم الوحيدين القادرين على عبور الحوائط |
Sen ve Jeff'in bir çift olmadığınızı biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | انت تدرك ان انت و جيف لستما ثنائى صحيح ؟ |
Tabi ki sizin evde olmadığınızı ve daha sonra aramasını söyledim. | Open Subtitles | أخبرته أنكما لستما في المنزل و أنه يستطيع الاتصال لاحقاً |
Kaptan, kendinizin, sizi bekleyen şeyle baş edecek kadar... akıllı olmadığınızı görebilirsiniz. | Open Subtitles | كابتن ربما تجد أنك لست بالمهارة الكافية لتتعامل مع ما قد يواجهك |
Sizin askeriyeden olmadığınızı ve askeri mahkemeye çıkarılmayacağınızı göz önüne alarak, sizden emirleri uygulamanız gerektiğini hatırlatmama gerek yok sanırım. | Open Subtitles | بينما أنت لَسْتَ عضو فى جيشِنا ولَسَت مؤهّلَ للمجلس العسكري لا يَجِبُ أنْ أُذكّرَك بأنّ متوقع منك طَاعَة الأوامرِ من رؤسائك |
Benimle aynı odada olmadığınızı biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أنكم لستم بنفس الحجرة التي أنا بها الآن |
Ateş Ulusu'nun casusları olmadığınızı nereden bileceğiz? | Open Subtitles | كيف نتأكد أنكم لستم من جواسيس أمة النار؟ |
Polisinizin, sizin suçlu olmadığınızı anlayana kadar, elleriniz başlarınızda, yerede kalmanızı öneririm. | Open Subtitles | أنصحكم أن تبقوا منبطحين وأيديكم فوق رؤوسكم حتى تكتشف الشرطة أنكم لستم المطلوبون |
Duyduklarıma dayanarak, sizin fesih davası için uygun olmadığınızı söyleyebilirim. | Open Subtitles | استناداً لما سمعته لستما مؤهلين لإلغاء زواجكما |
Ne yani, bana gay olmadığınızı mı söylüyorsunuz? | Open Subtitles | تن تن أبقى الهاتف مفتوحاً أنت تريد أخبارى أنكما لستما شاذين |
Güvenlikçi ajanlardan olmadığınızı duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت بأنكما لستما من قسم الخدمة السرية |
Mevkilerde bizden çok az var, ama yalnız olmadığınızı garanti ederiz. | Open Subtitles | هناك القليل منا بين الصفوف ولكننا نضمن لك أنك لست وحدك |
Daha da ileri gitmeden odada yalnız olmadığınızı söylemeliyim. | Open Subtitles | قبل أن تخلع ثيابك يجب أن تعرف أنك لست وحدك هنا. |
Eğer sizden gözlerinizi açmanızı ve kör olmadığınızı göstermenizi... isteseydim, bunu sinema için yapar mıydınız? | Open Subtitles | إذا طلبت منك أن تفتح عينيك و تجعلنا نرى أنك لست بأعمى هل ستقوم بذلك لأجل السينما |
O kadar saf olmadığınızı söyleyin. | Open Subtitles | أخبرْني ذلك أنت لَسْتَ ذلك الساذجِ. |
Bugün orada olmadığınızı biliyorum ama her zaman olmasa da bazen Marie'nin beni çok eleştirdiğine katılmıyor musunuz? | Open Subtitles | أنا أعلم أنكما لم تكونا هنا اليوم لكن ألا توافقان أنه أحياناً وأنا لا أقول دائماً لكن أحيانا تقوم ماري بانتقادي ؟ |
Oh, Troy arkadaş olmadığınızı söylüyor. | Open Subtitles | أوه، تروي يَقُولُ .أنتم لم تكونوا أصدقاءَ |
İzlerin yönü, sürücü koltuğunda olmadığınızı gösteriyor. | Open Subtitles | واتجاه الطباعة يعني ذلك أنك لم تكن في مقعد السائق. |
Ve hepiniz, henüz normal bir sınıf için... hazır olmadığınızı defalarca gösterdiniz. | Open Subtitles | أثبت الوقت مِرارًا وتكرارًا أنكم غير مُستعدّين لفصل عاديّ |
Ve dışınızda her ne kadar asık ve sert de olsanız bu içinizde tam tersi olmadığınızı göstermez. | Open Subtitles | وبالرغم من انكِ قاسية من الخارج فلا يعني أنكِ لستِ العكس تماماً من الداخل |
Artık para almaya uygun olmadığınızı söyleyecektim. | Open Subtitles | أنت لقد كنت سأقول إنك لم تعد مؤهل للعمل |
Bu civardan olmadığınızı tahmin ediyorum. Şimdi bu... | Open Subtitles | تخميني أنكِ لستِ من هنا ... أما هذا |
Artık hamile olmadığınızı biliyoruz, kanınızdaki östrojeni etkisizleştirmesi için size Tamoksifen vereceğiz. | Open Subtitles | و الآن بعد أن عرفنا أنكِ لست حامل سنبدأ بإعطائك التاموكسيفين لكبج الإستروجين |
Doğru, sizin, yeni tatlar deneyen kişiler olmadığınızı duydum. | Open Subtitles | ذلك صحيح، سمعت انكم لستم متذوقين مغامرين |
Bu kanun kaçaklarıyla bağlantılı olmadığınızı varsayabilir miyim? | Open Subtitles | أفترض بأنكم لستوا مرتبطين مع هؤلاء المجرمين ؟ |