"olmadığın sürece" - Translation from Turkish to Arabic

    • إلا إذا كنت
        
    • مالم تكوني
        
    • ما لم تكن
        
    • إلا إن كنت
        
    • مالم تكن
        
    • إلاّ إذا كنتَ
        
    • تستطيع أن تكون حتى
        
    Eğer bu onun için çok önemli bir şeyse, emin olmadığın sürece o adımı atma. Open Subtitles كن صريحا معها ,إن كان هذا الشيء يعني لها الكثير لا تخطو تلك الخطوة إلا إذا كنت متيقناً
    Evet, benim gibi bir Bengalli olmadığın sürece, ismimin telaffuzu çok zor. Open Subtitles نعم ، اسمي كثيرا صعب في التهجئه .. .. إلا إذا كنت من البنغاليين .. ما انا.
    Çok endişeli bir tip olmadığın sürece ellerini devamlı saçına götürmenin bir anlamı yoktur. Open Subtitles ما من سبب لتضعي يديك على شعرك طوال الوقت مالم تكوني شخصاَ عصبياَ
    Bak sana ne diyeceğim, o tetiği çekip kafaya bir mermi sıkmaya hazır olmadığın sürece şu dokuz milimliğin pek bir yararı olmaz. Open Subtitles سأخبرك شيئاً، ما لم تكن راغب بسحب هذا الزناد ووضع طلقة في الرأس حينها هذه الطلقة لن تساعدك كثيرها
    Şeker hastası olmadığın sürece. Burada çalışanlar senin için değil, benim için çalışıyor. Open Subtitles إلا إن كنت مصابة بالبول السكري المصففون هنا يعملون لدي ولا يعملون لديك
    Hatta, şahsen ben Üç Aptal Çavuş'a Wilfrid'in taşakları diyorum. Onlardan biri olmadığın sürece, yaşlılar eğlencelidir. Open Subtitles لأكون واضحة , ما ادعوه بـ الثلاثة المضحكين هي أعضاء ويلفريد التناسلية مالم تكن أحدهم , كبار السن مضحكين
    Hastası olmadığın sürece. Open Subtitles إلاّ إذا كنتَ مريضه
    Dürüst olmadığın sürece seni siklememi nasıI beklersin benden? Open Subtitles أعني كيف تتوقع مني ألا ألغي الإتفاق عندما لا تستطيع أن تكون حتى صادق معي
    Bir Yahudi olmadığın sürece. Open Subtitles إلا إذا كنت يهوديا.
    Bir Yahudi olmadığın sürece. Open Subtitles إلا إذا كنت يهودياً.
    Çok çok şanslı olmadığın sürece. Open Subtitles إلا إذا كنت محظوظا جدا جدا
    J. Lo falan olmadığın sürece yapmak istediğin şeylerin, dergi sahibi olmanın falan, bizim gibi insanlara göre olmadığını söyledi. Open Subtitles , امتلاك المجلات لايحدث للناس امثالنا . مالم تكوني جو الصغير.. او شيئا ما
    Onlardan biri olmadığın sürece, elbette... Open Subtitles مالم تكوني عضوةً لديهم أو... مالم تكوني... بالطبع...
    Kesin emin olmadığın sürece asla başka bir hemşireyi uyuşturucu kullanmakla suçlayamazsın. Open Subtitles زوي) لا يمكنكِ ان تشي بأحد من الممرضين مالم تكوني متأكده تماماً)
    Dahi olmadığın sürece kısa yolu yok. Open Subtitles ليس هناك طرق مختصرة ما لم تكن معجزة
    Zedd, tamamen dürüst olmadığın sürece, sakladığın neyse itiraf etmediğin sürece seni, Allard'ın sorumluluğundan kurtaramam. Open Subtitles (زيد)، ما لم تكن صادقاً تماماً وما لم تعترف بأياً كان ما تخبئه لا يمكنني أن أعفيك عن مسؤوليتك من (ألارد)
    Fakat Oprah ile evli olmadığın sürece koca olduğun için cebine para girmiyor. Open Subtitles لسوء الحظ لن يدفع لك أحد لتكون زوجاً إلا إن كنت ستتزوّج بـ(أوبرا).
    Sen benimle olmadığın sürece, eğlenemem. Open Subtitles لن يحصل, إلا إن كنت هناك معي
    Yoğun öfke içeren stresi yüksek bir işte çalışan A tipi bir işkolik olmadığın sürece tabii. Open Subtitles تعلم، مالم تكن ذلك النوع من مدمني العمل -تحت وطأة عمل شديد التوتر، والكثير من الغضب
    Hastası olmadığın sürece. Open Subtitles إلاّ إذا كنتَ مريضه
    Dürüst olmadığın sürece seni siklememi nasıI beklersin benden? Open Subtitles أعني كيف تتوقع مني ألا ألغي الاتفاق عندما لا تستطيع أن تكون حتى صادق معي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more