"olmaksızın" - Translation from Turkish to Arabic

    • دون
        
    • بدون
        
    • وبدون
        
    • ودون أي
        
    • مع عدم
        
    • حسناً بلا
        
    İnsanlar bilgiye sahip olurlarsa başkalarının yardımı olmaksızın problemlere çözüm bulabilirler. TED عندما يحصل الناس على العلم، يستطيعون إيجاد الحلول دون أية مساعدة.
    Hatta geçen haftadaki seçimler bile fazla bir drama olmaksızın geçti. TED حتى أن الانتخابات في الأسبوع الماضي مرت دون الكثير من الضجة.
    Bunu, kongreye ait onay ya da yürütecek zaman dilimi olmaksızın yapmak istiyor. Open Subtitles إنه يريد القيام بهذا من دون تصريح من الكونجرس أو وقت محدد لإنهائه
    ve bu robotlar GPS bilgisi olmaksızın iç mekanlarda uçabiliyorlar. TED ويمكن لتلك الروبوتات الطيران داخل المباني بدون اجهزة تحديد المواقع
    Ama, gözle görülür bir farklılığa sahip olmaksızın büyük bir üne kavuşmuş olmanızın sizi çok özel kıldığını söylediler. Open Subtitles ،لكن الذي جعلك استثنائيا كما قالوا هو أنّك شخص حقق شهرة عظيمة دون حيازته أيّ صفة مميزة بحد ذاتها
    Cinayet masam senin yardımın olmaksızın da bu vakayı çözmeye fazlasıyla yetkin. Open Subtitles قسم جرائم القتل قادرة للغاية على تولي القضية من دون الحاجة لمساعدتك
    Kanıt olmaksızın böylesine bir mevkideki adama karşı suçlamalarda bulunuyorsunuz. Open Subtitles أنت توجه الإتهامات ضد رجلٍ بهذه المركّز دون أي دليل
    Bu projeye bağışta bulunarak yatırımcı gibi olacaksınız tabii benim kârıma ortak olmaksızın. Open Subtitles بالتبرع لهذا المشروع ستكونون كالمستثمرين و لكن من دون أخذ أي من أرباحي
    Tanrı çingenelere ödül olarak ahlaki sonuçları olmaksızın çalma hakkı verdi. Open Subtitles لتسديد له، أعطى الله الغجر الحق في سرقة دون عواقب أخلاقية.
    Bazı günler hiçbir neden olmaksızın çok daha zor geçecek. Open Subtitles سوف يشعر بعض الأيام أصعب من الآخرين من دون سبب.
    Yol boyunca, muhteşem çukurları ve locaları keşfettik bunlar o kadar büyüktü ki görüş açınızda bir kesinti olmaksızın yüzlerce metre ileriyi görebilirsiniz. TED على طول الطريقِ إكتشفنَا هاويةَ وغُرَفَ رائعةَ و كبيرةَ جداً والتي بإمكانك أن ترى لمئات الأمتار دون عائق لبصرك.
    Kendimiz halkı yeniden oluşturuyoruz. Ve bunun hepsini tek bir lanet strateji dökümanı olmaksızın yapıyoruz. TED بدأنا بإعادة تكوين المجتمع بأنفسنا، وفعلنا ذلك دون مستندات للاستراتيجية.
    Demokrasi; düşünen, tartışan ve kamu meseleleri için kamu sorumlulukları alan vatandaşlar olmaksızın işleyemezdi. TED الديمقراطية لا يمكن أن تعمل دون مواطنين يتفاوضون ، يتناقشون و يضعون على عاتقهم مسئوليات من أجل الشؤون العامة
    Uçuş amaçlarını bilecekler ve insan yardımı olmaksızın görülmemiş durumlara karşılık verecekler. TED وسيعرفون هدف مهمتهم وسيتفاعلون مع الظروف الجديدة دون توجيه بشري.
    Boğazlarına bir yığın bilgiyi olduğu gibi boşaltıyoruz ve sınavda kâğıtlarına bunları kusuyorlar ve herkes evine entelektüel edinim olmaksızın, mutlu mesut gidiyor. TED حيث نحشوهم بمجموعة من الحقائق من جهة ليتقيؤوها بعد ذلك في الامتحان من جهة أخرى بحيث يعودون للمنزل دون أية إضافة فكرية.
    Zengin Avrupa ülkeleri bile böyle bir akınla dev yatırımlar olmaksızın asla baş edemezler. TED حتى البلاد الأوروبية الغنية لن تستطيع التعامل مع مثل هذا التدفق دون دعم ضخم.
    Bu, şahsi bağışçıların eksik finanse edilmiş bir planı desteklemekten geri duracağına dair endişeleri olmaksızın vaatlerini yerine getirebilirler. TED و يعني هذا أنه بإمكان المتبرعين الأفراد الإلتزام دون أن يتخوفوا من أنهم سيدعمون خطة بلا تمويل كافي.
    Turing ve Belousov'un bulmuş oldukları türden örüntülerin hiç bir dış etki olmaksızın kendi dinamikleriyle ortaya çıkmaları külliyen bir tabuydu. Open Subtitles الفكرة بأن الأنماط التى اكتشفهـا ألان و بوريس تظهر فى اتفاق تـام معـاً بدون أى مؤثر خارجى كانت أمرا شـاذاً للغـايةً
    Kısacası bizim yardımımız olmaksızın sınav alanını bulmak neredeyse imkânsızdır. Open Subtitles بمعنى آخر يستحيل الوصول إلى موقع الاختبار بدون مساعدة المُردشين.
    İçeri girip belli bir sebep olmaksızın bir kontrol mu etsem acaba? Open Subtitles رُبما يجب أن أدخل هُنا لدقيقة فقط لأتفقد المكان بدون أي سبب
    Varsayımsal olanı önemsemiyorlardı, ve soyutlama olmaksızın ahlaki bir tartışmayı kazanmak çok zordur. TED لن يأخذوا الفرضية على محمل الجد، وبدون الفرضية، من الصعب جداً الحصول على جدال الأخلاقي بعيداً عن الواقع.
    Öyleyse eyaletin teklifiyle birlikte itiraz olmaksızın Thatcher Karsten Jr.'a karşı olanların görüşlerini bu vesileyle bitirip davayı düşürüyorum. Open Subtitles عندها , بناء علي إقتراح الولاية ودون أي إعتراض قضية الشعب ضد تاتشر كارتسن الأبن اٌغلِقت
    Şu anda şartlı tahliye olmaksızın, ömür boyu hapis yatacak birisin. Open Subtitles أنت تنظر لجريمة قتل من الدرجة الأولى، حياة مع عدم وجود إطلاق سراح مشروط.
    Kanıt olmaksızın, pek fazla seçeneğimiz yok. Open Subtitles حسناً بلا دليل ليس لدينا خيار

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more