"olmamasının" - Translation from Turkish to Arabic

    • لعدم
        
    • عدم وجود
        
    • لكونها
        
    • ألا يكون
        
    • لكون
        
    Adamın bir fotoğrafının bile elinizde olmamasının bir nedeni var. Open Subtitles لكن هُناك سبب لعدم حصولكم حتى على توقيع من الرجل
    Hakkında konuşulacak müvekkillerin olmamasının bir sonucu daha var. Open Subtitles هناك نتيجة وحيدة لعدم حصولك على موكلين لتدافع عنهم
    Biliyorsun, kıçının yelkenlide olmamasının tek nedeni yetenekli olmandır, oğlum. Open Subtitles كارل , السبب الوحيد لعدم وجودك بالسجن لأنك بارع
    Hiç arkadaşının olmamasının benim hatam olduğunu mu ima etmeye çalışıyorsun? Open Subtitles هل تُلمحين بأن عدم وجود أصدقاء لنا هو خطأي؟
    Kapısı yok. olmamasının nedeni sensin. Kaloriferi aç. Open Subtitles انت السبب في عدم وجود الباب افتح السخان ان كنت تشعر بالبروده
    Ölü olmamasının dışında durumu nasıl? Open Subtitles كيف حالها ، بالإضافة لكونها ليست ميّتة ؟
    Şu anda, aramızda bir metrelik cam olmamasının bir nedeni var. Open Subtitles هناك أسباب أدت ألا يكون هناك تعامل بيننا الآن
    İnsanların nazik olmamasının diğer sebebi nazik olmak ya da iyi görünmekle ilgili olarak şüpheli olmaları ve hatta düşünceli olmaları. TED السبب الآخر لكون الناس أقل دماثة هو لأنهم متشككون أو حتى قلقون حول كونهم دمثين أو يبدون طيبين.
    Belki sana karşı açık olmamasının iyi bir nedeni vardır. Open Subtitles ربما ثمة سبب وجيه يدفعه لعدم توخي الصراحة معك
    Sen istememiş olabilirsin ama peri masallarında iki prenses olmamasının bir nedeni vardır. Open Subtitles ربما لم تقصدي، لكن ثمة سبب لعدم إنتهاء الحكايات الخرافية بوجود أميرتين
    Henderson, ayakkabının bağlı olmamasının bir nedeni olabilir mi? Open Subtitles هل هناك سبب لعدم ربط حذائك يا هاندرسون ؟
    Sicili olmamasının mutlaka bir sebebi vardır. Open Subtitles أنا متأكد من وجود سبب لعدم وجود سجل لذلك.
    Özel bir güvenlik toplantısından haberimin olmamasının bir gerekçesi var mı? Open Subtitles هل هناك أي سبب لعدم إبلاغي عن الإجتماع الأمني الخاص؟
    Hayır, eğer dedikleri kadar iyiyse o zaman menajeri olmamasının kesin bir nedeni vardır. Open Subtitles إذن لابد أن هناك سبب لعدم امتلاكه لوكيل أعمال.
    Aslında silahım olmamasının birçok sebebinden biri de bu zaten. Open Subtitles هذا بالواقع ليس احد الاسباب الكثيرة لعدم امتلاكي مسدسا
    Bir şeyden çok eminim; babamın şu anda burada olmamasının tek sebebi Tanrı. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي واثقة منه، أن الله هو السبب لعدم تواجد أبي هُنا الآن.
    Burada bana ait bir şey olmamasının çok daha iyi olduğunu. Open Subtitles بأنّه سيكون من الأفضل عدم وجود أيّ شيء يخصّني هنا
    Babamı düşünmeden edemiyorum ve kızlarının hayatında olmamasının onu da bu kadar üzüp üzmediğini merak ediyorum. Open Subtitles لا أستطيع المساعدة أثناء التفكير بوالدنا، والتساؤل إن كان الأمر يؤلمه نتيجة عدم وجود بناته في حياته
    Eminim burada olmamasının iyi bir nedeni vardır. Open Subtitles انا متاكده بان لديها سبب وجيه لكونها لم تاتي
    Hiç kimsenin ve hiçbir şeyinin olmamasının nasıl bir duygu olduğunu biliyor musun ve bunun berbat bir şey olduğunu? Open Subtitles أتعرف وقع ألا يكون لك ،أيّ أحد أو أيّ شيء ما مدى المرارة التي تتكبّدها؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more