Olay mahallinde kan olmamasına rağmen, hayvanlarda aşırı miktarda kan kaybı var. | Open Subtitles | و هناك فقد كبير من الدماء مع عدم وجود آثار دماء فى ساحة الجريمة |
Zaten tek yaptığınız tatil. Hiçbir şeyden haberiniz olmamasına şaşmamalı. Nereye gidiyorsun? | Open Subtitles | لماذا تأخذون عطلاً دائماً أنا لا أستغرب عدم وجود أي فكرة لديكم عن أي شيء |
Parmaklıklar ardında ilk deneyimi olmamasına rağmen kapak hızlıca kafasına çarptı. | Open Subtitles | على الرغم من أنها ليست أول مرة يفقد فيها وعيه من قبل باب ثقيل |
Raporlarda bulut olmamasına rağmen yoğun bir sis var. | Open Subtitles | تشير التقارير أنها ليست بغيمة في السماء لكن كما نعلم إنه ضباب كثيف ينزح على المكان |
Ve her ne kadar ne yapacağıma dair en küçük bir fikrim olmamasına rağmen bu belirsizlik bile bana özgürlük hissini veriyordu. | TED | وبالرغم من أنه لم يكن لدي أي فكرة ما الذي كنت أنوي القيام به ، في هذا الغموض شعرت بالحرية. |
Hiç merhemimiz olmamasına rağmen, tedavi etmek için elimden geleni yapacağım. | Open Subtitles | بما أنّنا لا نملك أيّ مرهم، سأبذل ما في وسع للسيطرة عليه. |
Gece gece yapacak daha güzel bir şeyinin olmamasına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أن ليس لديك أمراً أهم للقيام به في مساءك |
Kalp atışının olmamasına alışmak zor. | Open Subtitles | انه فقط صعب التعود علي عدم وجود ضربات للقلب |
Bu kaynağın dayanağı olmamasına rağmen bu saçmalık hakkında Fox Haber hiçbir şey söyletmiyor. | Open Subtitles | تقوم هذه الأمة بإنفاقها على رحلة أوباما إلى الهند. بالرغم من عدم وجود أي مصدر لهذه المعلومة. ناهيكم عن عبثية الرقم, |
Kan bağı olmamasına rağmen aralarında çok güçlü bir bağ vardı. | Open Subtitles | توجد علاقة بينهما قوية مثل الحديد على الرغم من عدم وجود رابطة دم |
Elimizden gelen hiçbir şey olmamasına rağmen mücadele etmeyi bırakmıyor. | Open Subtitles | ولن يتوقف عن المقاومة، رغم عدم وجود أي شيء أستطيع عمله لأجله. |
Elimizde kullanacağımız tek bir done dahi olmamasına inanamıyorum. | Open Subtitles | يصعب علي تصديق عدم وجود شيءٍ نستطيع استخدامه |
Benim olmamasına rağmen onu sevmiştim. | Open Subtitles | لقد أحببتها، رغم أنها ليست من نصيبي |
Burada olmamasına şaşırdım. | Open Subtitles | أنا متفاجئ أنها ليست هنا الآن |
Her şeyi bulanık bir şekilde gördüğünden güzel resim çizdiğime hiç bir kesin delili olmamasına karşın, yine de çizme yeteneklerime inanıyordu. | TED | كان مؤمنا بقدراتي كرسام كارتوني, مع أنه لم يكن لديه دليل على أنني كنت جيدا على الإطلاق: كل ما رآه هو ضباب فقط |
Çatışma olmamasına karşın, silah sesleri işitildi. | Open Subtitles | بالرغم من أنه لم يكن هناك قتال إلا أنـه تمّ سمـاع إطـلاق نـار |
Bozulma hızına bakarsak elimizde cıvık bir şey olmamasına şaşırdım. | Open Subtitles | من سرعة تحللها، أنا متفاجئة أنّنا لا نملك مادة لزجة هلامية فحسب. |
Görünüşe göre herkesin de bu kulağa takılan şeylere ihtiyacı yok çünkü bende olmamasına rağmen beynim hiç etkilenmedi. | Open Subtitles | حسنًا، من الواضح أن ليس كل شخص بحاجة لشيء الأذن ذلك لأني ليس لدي واحدة ولم يتأثر عقلي |
Söylenene göre, çok da hevesli olmamasına rağmen, konsey, onu tekrar evlenmesi için zorluyormuş. | Open Subtitles | يقال إنه على الرغم من انه تحرر منها فإن المجلس يحثه على اتخاذ خطوة للزواج مرة أخرى |
Önceden böbürlendiğin tek bir şey olmamasına inanmakta güçlük çekiyorum. | Open Subtitles | شيء وحيد أجد صعوبة في فهمه أنك لم تجد شيء واحد تفخر به من قبل |
On iki on üç yaşlarımdayken yapacaklarıma bazı şeylerin olup olmamasına bağlı olarak karar veriyordum. | Open Subtitles | لقد قضيت سنواتي الـ12 والـ13 أتصرفبناءًعلى.. حدوث أو عدم حدوث أشياء أخرى |
Bir beyni olmamasına rağmen, onun sergilediği davranışlar bizim ortaklaşa beyin fonksiyonu ile gerçekleştirdiğimiz şeyler. | TED | و لا يمتلك دماغاً وبالرغم من ذلك يمكنه القيام بتصرفات يمكننا ربطها بعمل الدماغ. |
Etrafta sizi hizaya getirecek birisinin olmamasına bayılıyorsunuzdur. | Open Subtitles | يبدو أنّك سعيداً بعدم وجود من يُخضعك للقوانين |