Bu modelle idare yerinin neresi olması gerektiğini tahmin edebiliriz. | TED | وهكذا يمكننا حينها التنبؤ أين يجب أن تكون مواقع التحكم |
Ailenin var olan en güzel şey olması gerektiğini hiç düşündün mü? | Open Subtitles | هل فكرت أبدا أن العائلة يجب أن تكون أروع شىء فى العالم |
Goethke, öğretmenin, çocuğun babasının Kuzey Avrupa kökenli olması gerektiğini söylemiş | Open Subtitles | غوثيكا، معلمتك تقول أن أبوه يجب أن يكون من النوع الشمالي |
Bu yüzden bugünün son günümüz olması gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | لذلك اعتقد بأنه ينبغي أن يكون آخر يوم لنا |
Bu tutuklamanın yasal olması gerektiğini benden iyi kimse bilemez. | Open Subtitles | لا احد يعرف اكثر مني انه يجب ان يكون هذا الاعتقال قانونيا |
Partilerde herkesin mutlu olması gerektiğini biliyor musunuz? | Open Subtitles | ألا تعلمين أنه في الحفلات يفترض أن يكون الجميعُ سعداء؟ |
Sen bir arkadaşını uğruyorsun ve dairenin boş olması gerektiğini biliyorsun ve bu pisliklerin buraya geldiğini anlıyorsun. | Open Subtitles | أعني، تأتي لمكان صديقك وتعرف أن الشقة يفترض أن تكون فارغة وتجد هذا السخيف ساكن هنا |
Tüm bu türlerin ortak bir ataya sahip olmuş olması gerektiğini biliyoruz. | TED | وبذلك ندرك أن جميع هذه الكائنات لابد أن يكون لها سلف مشترك. |
Sistem birinin başarılı olana dek önce köle olması gerektiğini dikte ettirmektedir. | Open Subtitles | النظام ينص في البدايه يجب أن تكون عبدًا قبل أن تحقق نجاحا |
Bunu tatilin daha çok İsa için olması gerektiğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل هذا لأنها ترى أن الأعياد يجب أن تكون دينية أكثر؟ |
Eminim ki sizin Chevy'niz yer değiştirmeyecek, ... ...fakat bir sonraki uçağınızın Geçiş olması gerektiğini düşünüyorum. | TED | وأنا بكل تأكيد لست أسعى لتعويض تشيفي، لكنني أعتقد ان المتحولة يجب أن تكون طائرتكم التالية. |
İnsanların %98 i normal uygulamanın bu şekilde olması gerektiğini ve işlerin bu şekilde yürümesi gerektiğini düşündü. | TED | تسعة وثمانين بالمئة ظنوا حقيقة أن هذا يجب أن يكون إجراء روتيني، و أنه هكذا يجب أن تتم الأمور. |
Bunu öğrendiğimde, daha iyi bir yol olması gerektiğini biliyordum. | TED | ومن أجل ذلك، عرفت أنه يجب أن يكون هناك طريقة أفضل. |
İzafiyet ve kuantum mekaniği sanki bize evrenin sıkıcı bir yer olması gerektiğini gösteriyor. | TED | تقترح النسبية وميكانيكا الكم أن الكون يجب أن يكون مكانا مملاً. |
Biliyor musun, evlat okul kuralları öğrenci saçının uniformasına uygun olması gerektiğini söyler. | Open Subtitles | أتعلم يا بنيّ، قانون المدرس ينصّ على أن شعر التلميذ ينبغي أن يكون بطول موحد |
Kabir, davetiyede benim de ismimin olması gerektiğini düşünüyor. | Open Subtitles | حتى شعرت الكبير كان ينبغي أن يكون اسمي على البطاقة. |
Geçiş dönemini daha kolay hale getirmek için kendimize ait alanlarımızın olması gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | انة يقول اننا يجب ان يكون عندنا مساحاتنا الخاصة لكى يخفف الانتقال |
Kazara hamile kaldığını ve bu bebeğin dünyaya gelmemiş olması gerektiğini yaşama ya da yaşamaya değer bir hayatının olma şansının neredeyse sıfır olduğunu yaşaması için elimizden gelen her şeyi yapmamızın sebebinin o öldükten sonra vicdanımızın rahat olmasını istememiz olduğunu. | Open Subtitles | نحن نفكر بأن الحمل كان خطأً، أن هذا الطفل لم يكن يفترض أن يكون حيًا الآن، |
Hayatının farklı olması gerektiğini düşünür müsün hiç? | Open Subtitles | هل شعرت يوماً أن حياتك يفترض أن تكون مختلفة ؟ |
Bir yerlerde bir tane olması gerektiğini biliyordum. | Open Subtitles | عَرفتُ أنه لابد أن يكون هناك واحد في مكـــان ما هنا |
Ama ikimiz de zamanı adeta aklınızdan çıkarmaya çalışmanızın bir sebebi olması gerektiğini biliyoruz. | Open Subtitles | و لكن أنت و أنا نعلم أنه لا بد أن يكون هناك سبب لذلك كأنك تحاولين أن تخرجى الزمن من تفكيرك |
Onlara bu hızda ve büyüklükte bir trenin kusursuz olması gerektiğini söyleyip durdum fakat beni dinlemeyi kestiler. | Open Subtitles | استمريت بأخبارهم أن هذا التدريب كبير كان لزاماً عليه أن يكون لاعيب فيه لَكنهم توقفوا عن الإستماع لي |
Ebeveynliğin ne olması gerektiğini bildiğimizi sanmıyorum. | TED | بدقة، لا أظن أننا نعلم ما يجب أن تكون عليه الأبوة. |
Bunun olması gerektiğini çok uzun zamandan beri biliyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تعرفين أن على ذلك أن يحصل أنتِ تعرفين ذلك، منذ وقتٍ طويل |
Çünkü sen ikinci randevunun tiyatral ve kültürel olması gerektiğini söylemiştin. | Open Subtitles | جيد ، لإنك قلت موعدنا الثاني ينبغي ان يكون مسرحيا وثقافيا لذلك انا فكرت في هذا او |
Nasıl da biz farkina bile varmadan tatlilikla toplum bilincine sızdıklarını, ve bunun nasıl olması gerektiğini. | TED | كيف يتملقون حتي يصلون الي النفسية المجمعة وبدون حتي معرفتنا, وكيف يجب ان يحدث هذا |
Nikahı planlarken onun da burada olması gerektiğini düşündük. | Open Subtitles | لذا متى خططنا للزفاف إعتقدنا أنها يجب أن تكون موجودة هنا |