"olmasa da" - Translation from Turkish to Arabic

    • إن لم يكن
        
    • لكن ليس
        
    • ربما ليس
        
    • حتى بدون
        
    • ليس بالضرورة
        
    • إذا لم يكن
        
    • ولكن ليس
        
    • حتى لو لم
        
    • حتى من دون
        
    • الرغم من
        
    • ولو لم يكن على وجه
        
    • من عدم وجود
        
    • كانت ليست
        
    • أو لم
        
    • وإن لم
        
    İmkansız olmasa da, artık her şey daha da zorlaştı. Open Subtitles سيكون من الصعب احتواء الموقف الان إن لم يكن مستحيلاً
    Sürenin tamamı olmasa da büyük kısmını metanol içinde geçirmişler. Open Subtitles أعتقد أنهم قضين معظم الوقت مغمورين فيه لكن ليس كليا
    İlki kadar iyi olmasa da hiç yoktan iyidir. Open Subtitles ربما ليس افضل من الأول, ولكنه احسن من لاشئ
    Para olmasa da sevdiğin kişiler mutlu yaşıyor. Open Subtitles حتى بدون المال، الأشخاص الذين تُـحبّهم يعيشون بسعادة
    Çok çekici olmasa da, cazibeyi açığa çıkarmak ilgi çekici. TED ليس بالضرورة أن يكون رائعاً لكن كشف ابهاره هو رائع
    Hiçbir şey olmasa da alkış vardır. Open Subtitles لماذا، إذا لم يكن هناك شيء اخر، هناك تصفيق.
    Parlak ışıkta, neredeyse karanlıkta, ve hatta çok iyi olmasa da su altında bile çalışabilen 500 megapiksel bir kamera gibi. TED فهي بمثابة كاميرا 500 ميجا بيكسل يمكنها العمل في الضوء الساطع وفي الظلام وحتى تحت الماء ولكن ليس بالكفاءة المطلوبة
    Bu insanlar milyonlarca olmasa da binlerce okuyucuya ulaşıyor ve bu son derece önemli bir şey. TED هؤلاء الأشخاص يصلون بكتاباتهم للآلاف، إن لم يكن الملايين، من القراء، وهو الأمر المهم جدا.
    İsteyerek olmasa da, en azından ödeyecek param vardı. TED إن لم يكن لحسن الحظ، كان لدي على الأقل الوسائل للقيام بذلك.
    Şu an askeriyede yüzyıllardır olmasa da onlarca yıldır bir kasırga, bir tayfun veya stratejik bir değişim sizi vurmadan önce hazırlanabilmek için gereken zamanı biliyoruz. Amiral Nimitz tam olarak buradaydı TED الآن، في ما يتعلق بالعسكري، عرفنا لعقود إن لم يكن قرون، أن الوقت للاستعداد، إذا ما كان لإعصار أو لتغييرات استراتيجية، يكون ذلك قبل تعرضك لها، وقد كان العميد البحري نيميتز محقًا.
    Daha önce söylediğim gibi, çözüm burada. Tam olarak hayal ettiğiniz gibi olmasa da. Open Subtitles كما قلت من قبل ان العلاج هنا لكن ليس كما تتخيل
    Bugün bile o kadar sık olmasa da hâlâ o kabusları görüyorum. Open Subtitles لا تزال تراودنى كوابيس عن هذا اليوم، لكن ليس بنفس تقاربها
    Çünkü kapının önünde sırada bekleyenler var. Bügün olmasa da... Tamam. Open Subtitles هناك من ينتظر ذلك لدي الكثير من الرجال الذين كانوا ينتظرون في الخارج، لكن ليس اليوم
    Allah'a şükür ki hak ettiği kadar olmasa da çok arkadaşı var. Open Subtitles شكرا لله بان لديه بعض الاصدقاء ولكن ربما ليس الكثير منهم كما يستحق
    Oğlum, herkes bunu yapar. Mesela annen ve ben de şey-- her ne kadar eskisi kadar çok olmasa da... Open Subtitles والكل يفعلها أمك وأنا ربما ليس كثيرا هذه الأيام
    Bilirsiniz işte "Evine hoşgeldin Hanna dalağın olsa da olmasa da seni seviyoruz." Open Subtitles أريد أن أقيم حفلة مفاجئة تعرفون حفلة ترحيب بعودة هانا نحن نحبك حتى بدون طحالكِ
    "Onlar da, hepsi kazıkta olmasa da, kazık aracılığıyla yakılıyorlardı." Open Subtitles ‫يتم إحراقهم أيضا، ليس ‫بالضرورة على الخشب ‫لكن في الخشب.
    Korku hiçbir şeyi çözmez. Umarım hazır olmasa da ne yapması gerektiğini öğrenmiştir. Open Subtitles الخوف لا ينجز شيئاً ، آمل أن يتعلم ذلك الآن إذا لم يكن قد تعلمه بالفعل
    Kimyasallar gibi aşırı olmasa da, şeker de dopamin salınımına sebep olur, TED يدفع السكر إلى إنتاج الدوبامين ولكن ليس بعنف المخدرات.
    Herhangi bir akrabalığımız olmasa da, sanırım burada çalışmanı çok isterim. Open Subtitles حتى لو لم نكن أقرباء أعتقد أنني أريدك ان تعملي هنا
    - Aslında bir boşluk var gibi çünkü sporcular olmasa da sporu kullanabiliriz. Open Subtitles -هنالك نوع من المنفذ لأنه حتى من دون الرياضيين لازال بإمكانك إستخدام الرياضة
    İkincisi bu partner, yemek derdi olmasa da çalışmaya istekli. TED الثاني هو الشريك الذي هو على استعداد للعمل على الرغم من أنه ليس مهتما بالطعام.
    Ne yazarsan aynısı olmasa da olur. Open Subtitles أي شئ. ولو لم يكن على وجه الدقة.
    Bu iddiaların herhangi birini destekleyecek kanıt olmasa da cadı inancı yaygınlaştı. TED على الرغم من عدم وجود الدليل الذي يدعم أيٍّ من هذه الادّعاءات، إلّا أنّ التصديق بالساحرات انتشر بشكلٍ كبير.
    Ne kadar hoş olmasa da bu görüşme, o uçakları saldırıdan koruyabilir. Open Subtitles هذه المكالمة مهما كانت ليست جيدة لك ستنقذ هذه الطائرات من الهجوم عليها
    Çünkü Flynn bana karımın katili hakkında yalan söylemiş olsa da olmasa da kader yine de onun ölmüş olmasını istedi. Open Subtitles إما لأن فلين كان يكذب لي عن الذين قتلوا زوجتي و أو لم يكن، ومصير أراد لها قتيلا على أي حال.
    Polis olmasa da en azından yanına bir kaç kişi al. Open Subtitles نعم وإن لم تكن الشرطة فعلى الأقل مجموعة رجال من جانبنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more