Ve bu iş için sen bizzat gideceğine göre muhakkak hata da olmayacaktır! | Open Subtitles | بما أنك ستعالج الأمر بنفسك فإني متأكدة أنه لن يكون هناك أخطاء مؤسفة |
Saldırı başladığında bunun için zaman olmayacaktır. | Open Subtitles | الان ، لانه لن يكون هناك وقت عندما تبدا الهجمة |
Bu arada, kasabada ne nedir diye öğrenmeye bak, çünkü ben döndüğümde bunları okuyacak bir gazete olmayacaktır. | Open Subtitles | واكتبلي بمذكرة بما سيحدث بالبلدة ..لأن عندما سأعود لن يكون هناك صحيفة للقراءة منها |
Bakın, bunu ikinizin birlikte halletmesini istiyorum. Sorun olmayacaktır, değil mi? | Open Subtitles | أنظروا، أريدكم أن تهتموا لهذا الأمر هذه لن تكون مشكله صح؟ |
Her zaman pek de hoş olmayacaktır ama önde kalıp kalmayacağı kendi sorumluluğundadır. | Open Subtitles | ولن يكون الأمر جميلًا دائمًا، لكنها مسئولية الرجل، إذا ما أراد البقاء بمكانه |
Ve Wraith'le beraber savaşmak pek de popüler olmayacaktır. | Open Subtitles | ثم أن القتال جنباً الى جنب مع الريث لن يكون أمراً مستساغاً. |
Kızının bu sinyalleri algılaması yararına olmayacaktır. | Open Subtitles | و هذا لن يكون جيداً لابنتك لكي تأخذ هذا القلق |
Yasanın gözü insanın gözleridir... sizin ve benim gözlerimiz ve biz birbirimizi eşit görmediğimiz sürece... adalet asla tarafsız olmayacaktır. | Open Subtitles | عيون القانون هي عيون إنسانية عيني وعيونكم، وحتى يمكننا رؤيتنا جميعا كسواسية فلن تكون العدالة شيئا عادلا |
Size kazandırdığım isimle bu hiç de zor olmayacaktır. | Open Subtitles | لن يكون الأمر صعباً بعد أن منحتكِ الشهرة |
Herkesin de düşünebileceği gibi, 67'den yüksek bir tahminde bulunmak mantıklı olmayacaktır. | TED | بما أن الجميع يمكنهم اكتشاف ذلك، لن يكون من المنطق تخمين أي عدد أعلى من 67 |
Şey, gelecek hafta aramak çok acayip yararlı olmayacaktır değil mi? | Open Subtitles | حسناً، لن يكون هناك ضرر لو اتصلت في الأسبوع القادم، أليس كذلك ؟ |
"Joyce'un vasiyeti nedeniyle buluşma olmayacaktır. " Kulağa çok kötü geliyor. | Open Subtitles | "بناءّ عن رأي جويس لن يكون هناك تجمع يبدو ذلك سخيفاً |
Zaten çizgiyi aştık, çok uzun bir konuşma olmayacaktır. | Open Subtitles | عندما نعثر على أكثر لن يكون هناك محادثة لمدة طويلة جدا |
Saat 10'a kadar kimse kulüpte olmayacaktır, bu yüzden kahvaltı etsene. | Open Subtitles | اسمع لن يكون هناك احد بالنادي حتى العاشرة لذا لماذا لا تذهب لتأكل شيئاً |
Başka bir şekilde olamaz mıydı diye fakat cevabı olmayacaktır. | Open Subtitles | هل هذا الشيء كان يمكن أن يحدث؟ لكن لن يكون هناك أجوبة |
Eğer insanlar işte olmazsa, çok falza kazazede olmayacaktır. | Open Subtitles | .لن يكون هناك ضحايا أكثر لو لم يكن الناس في وظائفهم |
Ve o gün, bir daha asla eskisi gibi olmayacaktır. | Open Subtitles | في ذلك اليوم وقالت انها سوف لن تكون هي نفسها. |
Bir şehir yeraltında petrol veya elmas bulabilir ve bu bir yol alanı kadar değerli olmayacaktır. | TED | قد تتضمن مدينة نفطاً أو ألماساً في بطانها ولن يكون ذلك أكثر قيمة من فضاء الطريق. |
Karanlıkta izini bulmak kolay olmayacaktır. | Open Subtitles | تتبع أثره في الظلام لن يكون أمراً سهلاً |
Kızının bu sinyalleri algılaması yararına olmayacaktır. | Open Subtitles | و هذا لن يكون جيداً لابنتك لكي تأخذ هذا القلق |