| Eğer parayı teslim ederken yerde yatıyor olmasaydık... şu an burada olmazdık. | Open Subtitles | لو لم نكن قويانا عندما أوصلنا المال فما كنا أتينا امامك الأن |
| Eğer bunlardan biriyle ilgili olduğunu kanıtlamış olsaydım bu konuşmayı yapıyor olmazdık. | Open Subtitles | إذا أستطعت أن أثبت أنك المسؤول عن هذا لم نكن نتكلم الآن |
| Murphy en başından benim dediğimi yapsaydı bu durumda olmazdık. | Open Subtitles | دع ميرفي يعملها بطريقتة , نحن لن نكون في هذا. |
| Ve biz de dedik ki şey yani bundan çok mutlu olmazdık. | Open Subtitles | لن نكون سعداء جدا بهذا الامر. وقال حسنا يمكنني حذفها تعلمون ذلك |
| Beyefendi gibi benimle terasa gelseydin burada durmuş bu aptal tartışmayı yapıyor olmazdık! | Open Subtitles | أنا احرجك؟ لو انضممت لي بالشرفه كالرجل اللبق لما كنا نحضى بهذه المحادثه |
| O olmasaydı burada olmazdık. | TED | لم نكن لنكون هنا هذا اليوم لو لم يكن ذلك لأجلها. |
| Eğer onun için burada olmasalardı, biz de burada olmazdık. | Open Subtitles | ، اذا لم يكن كل هذا من اجله . فنحن لم نكن لنصل الى هنا |
| Eğer müvekkiliniz yapması gerekeni yapsaydı, burada, bu şartlar altında olmazdık. | Open Subtitles | لم نكن لنكون هنا كلنا لو أن موكلك قد قام بما كان يفترض به عمله |
| Yani, ruhani düzeyde birbirimizi tanıyoruz aksi halde burada olmazdık. | Open Subtitles | أعني من الواضح أننا نعرف بعضنا على مستوى روحي وإلا لم نكن هنا |
| Ama eğer Kurukafalar da diğer gruplar gibi olsaydı burada olmazdık değil mi? | Open Subtitles | لكن إذا الجماجم كانت مثل كلّ المجتمعات الأخرى نحن لن نكون هنا، أليس كذلك؟ |
| Şayet gelecek beş yıl boyunca bunu her gün sen yapsaydın hala bunu konuşuyor olmazdık. | Open Subtitles | إذا قمت بعمل ذلك للخمس سنوات القادمة لن نكون متساويين |
| Ve biz de burada durup, ilk hanginizi öldürmeye karar vermek zorunda olmazdık. | Open Subtitles | و لن نكون واقفين هنا محاولين تحديد من منكم سنقتله أولاً |
| Ne de olsa sahibi için bu kadar kişisel bir eşya olmasa onu ele geçirmek için bu kadar istekli olmazdık. | Open Subtitles | لكن اذا لم يكن الغرض خاص جداً لصاحبه لن نكون متحمسين بقبوله |
| Bunu yapmamış olsaydın şu anda peşimizdeki yüz Kırmızı Urbalı'dan kaçıyor olmazdık! | Open Subtitles | لو فعلتِ ذلك لما كنا الان مطاردين من قبل مئات الجنود الانكليز |
| - Hakkımda haklı olsaydı şu an telefonda konuşuyor olmazdık. | Open Subtitles | لو كانت محقة بشأني لما كنا سنتحدث على الهاتف الآن |
| Ve geçen yıl sadece 5 dakikanı bunu düşünmeye ayırsaydın, şimdi bu... fiyasko içinde olmazdık. | Open Subtitles | واظنك لو قضيت فقط خمس دقائق تفكر في هذا خلال السنة الماضية ما كنا لنكون مهزومين هكذا |
| Çeneni kapalı tutsaydın burada olmazdık. | Open Subtitles | نعم, ولكنّك لو صمتَّ ما كنا هُنا أساساً. |
| Buna gerçekten sen de inanmıyorsun, yoksa bu güzel konuşmayı yapıyor olmazdık. | Open Subtitles | أنت لا تصدق هذا حقاً، وإلا ما كنّا نجري هذا الحديث الجميل |
| Çenesini kapalı tutabilseydi, şu anda kaçıyor olmazdık. | Open Subtitles | إن لم تغلق فمها من البداية لما كنّا نهرب الآن |
| Beni de götürseydin şimdi bu durumda olmazdık. | Open Subtitles | كان يُمكنك الإتصال بي وقد لا نكون في هذا المأزق الآن |
| Ama başlamadan önce, alkışlamamız gereken birisi var ki o olmasaydı bu gece biz burada olmazdık. | Open Subtitles | لكن قبل أن يبدأ ...أعتقد أننا يجب أن نصفق للرجل الذي لولاه لما كنا هنا الليلة |
| Bak, sen eğer Elena'yı öldürmüş olsaydın burada olmazdık bile. | Open Subtitles | أين كنت بحقّ السّماء؟ انظري، لَما كنّا هنا لو قتلت (إيلينا) وحسب. |
| Eğer o tarihî olaylar olmasaydı bu masa etrafında oturuyor olmazdık. | Open Subtitles | إذا لم يكن من أجل التاريخ، لم نكن كلنا جالسين حول هذه الطاولة |
| O olmasaydı şimdi burada oturuyor olmazdık. | Open Subtitles | لن نكون واقفين هُنا بدون أفعاله. |