"oluşturarak" - Translation from Turkish to Arabic

    • عن طريق
        
    • صانعاً
        
    Ve bu durumdan kolektif eylem için kurumlar oluşturarak kurtulabilirler. TED لقد تمكّنوا من تفاديها عن طريق إنشاء مؤسسات للعمل الجماعي.
    Aslında temel anlamda işletmeler toplumsal sorunlara sebep oluşturarak kâr yapmaz. TED الأعمال لا تحقق الأرباح عن طريق التسبب بمشاكل اجتماعية في الحقيقة ليست في أي احساس اساسي
    Ve son olarak belleği görsel bütünlük oluşturarak genişletin. TED والثالث هو زيادة الذاكرة عن طريق تهيئة بصرية مستمرة
    Her kış yalnızca birkaç hafta için milyonlarca sardalya, on mil uzunluğunda sürüler oluşturarak, kendilerini sığ suların içine çekilmiş bulurlar. Open Subtitles لأسابيع قليلة فقط كل شتاء يجد ملايين السردين نفسه مسوقاً للمياه الضحلة صانعاً سرباً يمتد لعشرة أميال
    Büyük Atlas Okyanusu, insanlık tarihini tanımlayan bariyerden biri olacak olan yeni ve eski dünya arasındaki körfezi oluşturarak açılır. Open Subtitles يتسع المحيط الأطلسي الشاسع. صانعاً ما سيكون حداً واضحاً في تاريخ البشرية، الهوّة بين العالم القديم والجديد.
    Zeminde oyuk oluşturarak buradan daha çabuk çıkamazsın. Open Subtitles أنت لن تخرج من هنا بسرعة عن طريق المشي جيئة و ذهاباً
    Onu şaşkın, bana iki oluşturarak, sanırım. Open Subtitles شوّشته ، على ما أعتقد عن طريق إنشاء إثنين مني
    Peki ya seni veya halkını tehdit etmeden kıymetli bir birlik oluşturarak makamını güçlendirecek bir aday varsa? Open Subtitles ماذا لو كان هناك أحد بأمكانه ان يعلي من شأنكِ عن طريق أنشاء حلف متين من دون أن يهددكِ او يهدد شعبكِ؟
    Eğitmek, bağlanmak ve güçlendirmek için küresel bir platform olan Toplum Sağlığı Akademisi'ni oluşturarak dünyanın bildiği en büyük toplum sağlık çalışanları ordusunu işe almamıza yardımcı olmanızı isterim. TED أتمنى أن تساعدونا في حشد أكبر جيش من قطاع العاملين في الصحة قد عرفه العالم عن طريق إنشاء أكاديمية للصحة المجتمعية، منصة عالمية للتدريب والاتصال والتمكين.
    robotun dayanıklılığını komşuları ile takım oluşturarak iki, üç, dört katına çıkarabilirsiniz, burada gördüğünüz gibi. TED أنه يمكننا الزيادة الى ضعفين أو ثلاثة أو أربعة أضعاف قوة الروبوت فقط عن طريق جعلها في فريقٍ واحدٍ من المتجاورين ، كما تُشاهدون هنا.
    Ama evrenin oluşumunu anlamak için zamanın başlangıcındaki sıcak ve yoğun koşulları laboratuvarda oluşturarak gözlemleyebiliriz. TED لكن بإمكاننا نحن كذلك أن نفحص أصول الكون عن طريق إعادة إنشاء الظروف الساخنة والكثيفة التي وجدت في بداية الزمن داخل المختبر.
    Suyun sınırlı olduğu durumlarda ve tardigradalar kapanma durumuna geldiklerinde, özel moleküller sentezledikleri düşünülür. Bu da tardigradanın hücrelerindeki kayıp suyu bir kalıp oluşturarak telafi eder. TED من المعتقد أنه مع ندرة المياه ودخول بطيئات المشية حالتها البرميلية، فإنها تبدأ بتخليق جزيئات خاصة، التي تملأ خلايا بطيئات المشية لتحل محل المياه المفقودة عن طريق تشكيل مصفوفة.
    Ülkelerimizden yardım isteyen mültecileri başkanın siyasi kaprislerinin kurbanı olmaktan çıkarıp kurumlara ulaşma imkânı sağlayarak ve adil mahkemeler oluşturarak adil bir şans elde etmelerinin sağlanmasını talep etmeliyiz. TED ويجب ان نطالب بأن يحصل اللاجئون على فرصة عادلة بالبحث عن الحماية في بلداننا عن طريق التأكد من أنهم قادرون على الوصول للإستشارة وعن طريق إنشاء محاكم مستقلة لا تخضع لنزوات الرئيس السياسية.
    Gerçekte, liderler olarak, öğrenmemiz gereken üretim birimlerinin kalitesini çalışanlarımızın hayallerini gerçekleştirmeleri için gerekli ortamı oluşturarak etkileyebiliriz. TED في الحقيقة كقادة، مانحتاج لتعلمه هو اننا في الواقع نستطيع ان نؤثر على نوعية وحدات الانتاج تلك عن طريق توفير الظروف الملائمة لموظفينا ليعيشوا رسالاتهم
    Bu sıfır durumundan hareket edebilirsiniz: sebze ve ağaçlar dikip ya da doğrudan oradaki çim hatlarını ağaçlandıp bir tampon bölge oluşturarak, kompostunuzu üreterek, ve sonra büyüyen bu ormanın her aşamasında kullanılabilir ürünler olacağından emin olarak. TED وتستطيعوا أن تبدأو من حالة الصفر، عن طريق زراعة الخضروات والأشجار، أو مباشرة الأشجار، في الخطوط على العشب هناك، توضع المنطقة العازلة، إنتاج سمادكم، وبعد ذلك نتأكد أنه في كل مرحلة من نمو الغابة هناك محاصيل يمكن أن تستخدم.
    Sen yine de kendi hileli test sonuçlarını oluşturarak onları köşeye sıkıştırabileceğini düşündün. Open Subtitles لكنّ ظننت أنّ بإمكانك امتصاص الأموال منهم عن طريق تزييف إختباراتك، إلاّ أنّ مارك سوليفان)، لم يستسلم لمطالبكِ)
    Sen yine de kendi hileli test sonuçlarını oluşturarak onları köşeye sıkıştırabileceğini düşündün. Open Subtitles لكنّ ظننت أنّ بإمكانك امتصاص الأموال منهم عن طريق تزييف إختباراتك، إلاّ أنّ مارك سوليفان)، لم يستسلم لمطالبكِ)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more