"oluşturur" - Translation from Turkish to Arabic

    • يشكل
        
    • تخلق
        
    • يخلق
        
    • يكوّن
        
    • تُخلِق
        
    • تُشكّل
        
    • تكوّن
        
    • تشكل
        
    • وتشكل
        
    • تتشكل
        
    Bu karışıma su eklendiğinde, çimento bir macun oluşturur ve agregatları kaplar, hidrasyon olarak adlandırılan kimyasal reaksiyonla hızla sertleşir. TED عندما يضاف الماء لهذا الخليط، يشكل الإسمنت عجينة تغطي الركام تتصلب بسرعة من خلال تفاعل كيميائي يسمى الترطيب.
    Ve bu sadece iyi tedavi edilmediğinde bir risk oluşturur. TED وهذا يشكل خطراً فقط عندما لا يتم التعامل معه بشكل جيد.
    Bu iyi niyetiniz farkında olmadan diğer insanlar tarafından anlaşılacaktır ve güven yaratacaktır, ve güven iyi çalışma ilişkileri oluşturur. TED لأن هذه الإرادة الطيبة تلتقط بصوة لاواعية من الآخرين، و تخلق الثقة، والثقة تخلق الكثير من علاقات العمل الجيدة.
    Söyleyin bana aşk ve nefretten bu ikisinden hangisi en kötü bozuklukları oluşturur. Open Subtitles ‫أود منك أن تخبرني ‫بين الحب، والكراهية ‫أي من هذين ‫يخلق أسوأ إضطرابات؟
    Herkesten iyi bilirim ki ailen sana tapsa da senden nefret etse de kişiliğini oluşturur. Open Subtitles أنا بالذات أعلم أنّه سواء كان الوالدين الذين يربيانك يحبّانك أم يزدريانك، فإن ذلك يكوّن شخصيتك.
    İnançlarım kendi gerçekliğimi oluşturur. Open Subtitles معتقداتي تُخلِق واقعي
    Larva, yerleştiği alt deri bölgesinde bir tümör oluşturur ve etimi kullanarak kendini bir Botfly'a dönüştürür. Open Subtitles تُشكّل اليرقة ورماً في المنطقة تحت جلد المضيف، وتستعمل جلدي لتحويل نفسها إلى ذبابة نِبر.
    Biliyoruz ki çekim gücü uyduları oluşturur. Open Subtitles نعلم أن الجاذبية تكوّن الأقمار
    Bütün bunlar sonradan edinilmiş damak tatlarıdır, fakat neredeyse kimliği oluşturur. TED الآن، كل هذه أذواق مكتسبة، لكنها تشكل ما يقرب شارة الهوية.
    Bu yumuşak kum, bize çok cazip gelen tropik sahilleri oluşturur. Open Subtitles وتشكل هذه الرمال الناعمة الشواطئ المدارية التي نجدها جميعا.. رائعة الجمال
    Bu da küp ya da "Frinkahedron" olarak bilinen üç boyutlu cismi oluşturur. Open Subtitles ..وهذا يشكل ..جسم ثلاثي الأبعاد بما يعرف بالمكعب أو "فرنكهدرون" على اسم مكتشفه
    Her zaman. Tamirci duygusal bir bağ oluşturur arabayı kaybedeceğini düşünür. Open Subtitles في كل الأوقات الميكانبكي يشكل ارتباطا عاطفيا
    Bununla birlikte yaptıkların bir farklılık oluşturur. Open Subtitles و على الرغم من كل شيء, ما تفعله يشكل فارق
    Buradan çıkan su buharı bulutları oluşturur ve sonunda karaları ıslatacak olan fırtınaları oluşturur. Open Subtitles الماء الناتج عن البخار من المحيط يشكل الغيوم ويولد العواصف التي بلا شك تصيب اليابسة
    Peki kaslı olmayan görünümüm bir sorun oluşturur mu? Open Subtitles حسناً. و لن يشكل جهلي بلغة الفيتامينات أي عائق؟
    Ve bu, bilimin ilerlemesi, ve mümkün olanın araştırılması için önemlidir. Ama bu şöyle talihsiz bir durum oluşturur; TED وهذا ضروري لتطور العلوم أو لاستكشاف ما هو ممكن ولكنها تخلق موقفا مؤسفا
    Algoritma şablon oluşturur, onları bozmaz. Open Subtitles الخوارزميات تخلق أنماطاً و لا تقوم بكسرها
    Bu ayrıca işyerinde şefkat için gerekli koşulları oluşturur. TED و أيضا تخلق الشروط اللازمة لل"التعاطف والتراحم" في بيئة العمل.
    Bu nefes alma mücadelesi göğsünün üzerinde bir basınç veya boğulma hissi oluşturur. TED هذا الصراع من أجل الهواء وجسمك نائما يخلق شعورا بالضغط على الصدر أو الاختناق.
    Yarayı kapatmak için vücut iyileşme dokusu oluşturur. Open Subtitles "يكوّن الجسد نسيجًا ندبيًّا ليلأم الجرح"
    İnançlarım kendi gerçekliğimi oluşturur. Open Subtitles معتقداتي تُخلِق واقعي
    Hayır, yakalamadım ve evet, taciz edildi ancak tüm taciz olaylarının yalnızca %10'luk kısmını ünlü kişiler oluşturur. Open Subtitles لا، لم أفعل، و نعم، ذلك صحيح، لكن مطاردة المشاهير تُشكّل فقط عشرة بالمائة من جميع قضايا المطاردة.
    Süpernova evrendeki her şeyi oluşturur. Open Subtitles تكوّن المستعرّات العظمى كل ما بالكون
    Her yıl oluşan bu biyokütle Dünya'nın bitki örtüsünün yarısını oluşturur. Open Subtitles تشكل المروج البحرية الهائلة العائمة في الماء إنتاج الكتلة الحيوية سنويا
    Ve bu kayalar, denizin alt tabakalarında bıçakla kesilmiş gibi tepeler oluşturur. Open Subtitles تتراكم في طبقات سميكة وتشكل الصخور التي نسميها الحجر الجيري
    Yağ birikintileri ya da plakalar, kroner atardamarda bir duvar oluşturur. TED تتشكل الرواسب الدهنية، أو اللويحات، على جدران الشرايين التاجية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more