| Olur böyle şeyler. Arka koltukta gördüğü radyodur. | Open Subtitles | هذا يحدث ، لابد انه رأى الراديو في المقعد الخلفي |
| Bitti. Olur böyle şeyler. Kımılda, böcek kapan. | Open Subtitles | نفد منا اللحم هذا يحدث, تحرك يا صائد الذباب هناك رجال جوعى ورائك |
| Dostum Olur böyle şeyler tamam mı? | Open Subtitles | حسنُ يا رجل هذه الأمور تحدث, اليس كذلك ؟ |
| Deli gibi oraya buraya saldırdın. Olur böyle şeyler. | Open Subtitles | ذهبتِ مباشرة إلى الهيجان القاتل ذلك يحدث |
| Olur böyle şeyler. Oluyor herhâlde. | Open Subtitles | الهفوات تحدث أعتقد ذلك. |
| Sandalye bozuldu ama Olur böyle şeyler. | Open Subtitles | -بالتأكيد -إنكسر الكرسي ولكن المصائب تحدث |
| Ofisteyiz sonuçta, Rachel, burada Olur böyle şeyler. | Open Subtitles | إنه مكتب عمل رايتشل هذا ما يحدث هنا |
| Ama önemli değil, bazen otomobil satışı işinde Olur böyle şeyler. | Open Subtitles | لا تقلق , فاحيانا هذا يحدث بتجارة السيارات |
| Şok olmuşsun. Hafızan bulanıklaşır. Olur böyle şeyler. | Open Subtitles | انها تدعا الصدمة، ذكرياتك سوف تتبعثر قليلا هذا يحدث |
| - Olur böyle şeyler. | Open Subtitles | إتهم بأنه على علاقة عاطفية مع الشاهد, سيدي. هذا يحدث. |
| Afedersin... Olur böyle şeyler... ne diyordun? | Open Subtitles | ... آسفة , هذا يحدث بالعادة . ماذا تقول ؟ |
| Evet, Olur böyle şeyler. Bunu atlatmana yardım edeceğiz. | Open Subtitles | نعم، حسناً، هذه الأمور تحدث سنساعدك في خوض ذلك |
| Her ailede Olur böyle şeyler. | TED | هذه الأمور تحدث في جميع العائلات. |
| Risk aldım ve yakalandım. Olur böyle şeyler. | Open Subtitles | لقد حاولت و فشلت هذه الأمور تحدث |
| - Olur böyle şeyler Şerif. | Open Subtitles | هناك الكثير من ذلك يحدث يا قائد الشرطة |
| Olur böyle şeyler. | Open Subtitles | الهفوات تحدث. |
| Olur böyle şeyler. | Open Subtitles | المصائب تحدث .. |
| Tapınaklarda Olur böyle şeyler. | Open Subtitles | هذا ما يحدث في المعابد على كل حال |
| - "Olur böyle şeyler" derken neyi kastettin? | Open Subtitles | ماذا تعني "بالأمور تحدث"؟ |
| Olur böyle şeyler. Bir dahaki sefere herşeyine oynayalım istersen. | Open Subtitles | هذه الأشياء تحدث, ربما علينا أن نلعب على الضعف أحياناً |
| Tanıklar bazen hata yapabilir. Olur böyle şeyler. | Open Subtitles | من الممكن أن يُخطأ الشهود إن هذا أمر وارد الحدوث |
| Olur böyle şeyler. | Open Subtitles | ذلك يحدث دائماً |
| Olur böyle şeyler Philip. Ajanlarımızı kaybedebiliriz. | Open Subtitles | .(هذا وارد, يا (فيليب .خسارتنا للعملاء |
| İnsanlar insanlarla yatar, Olur böyle şeyler. | Open Subtitles | الناس يفعلون هذا مع بعضهم، هذا يحصل. |
| Olur böyle şeyler. | Open Subtitles | هكذا أمور تحدث. |
| Olur böyle şeyler. | Open Subtitles | هذه الأشياء تحصل |
| Olur böyle şeyler. | Open Subtitles | هذه الأشياءِ تَحْدثُ. |