"ona ihanet" - Translation from Turkish to Arabic

    • خنته
        
    • خنتها
        
    • خانه
        
    • خانوه
        
    • أخونه
        
    • خنتيه
        
    • خانته
        
    • خانها
        
    • خيانته
        
    • بخيانته
        
    • غدر
        
    • تخونيه
        
    Eğer onu suçlarsam ve bir şey yapmadıysa ona ihanet etmiş olurum. Open Subtitles ان اتهمته و لم يكن قد قام بشيء عندها أكون قد خنته
    Yemi, yüce bir insan, bir rahip, Tanrı'nın bir kuluydu ve ben ona ihanet ettiğim için vurularak öldürüldü. Open Subtitles كان يامي رجلا رائعاً، قس رجل دين و لأنني خنته أصيب بالرصاص و مات
    En iyi arkadaşım kayıp, kim bilir ne yapıyor... ona ihanet ettiğimi düşünüyor, ki bunu asla yapmam. Open Subtitles في الأسبوع الذي يسبق الحفل وصديقتي هربت لمكانٍ ما معتقدة أنني قد خنتها وهو أمرٌ مستحيل أن أفعله بِها
    - Cezanı hafifletmek için ona ihanet mi edeceksin? Böylece hapis yüzü görmeyeceksin. Annen de aynı şekilde. Open Subtitles خنتها من أجل عقوبة أقل؟ لن ترى أي فترة بالسجن ولا أمي كذلك
    Senin hareketin. Patron ona ihanet ediyor ve intikam istiyor. Open Subtitles حركتك، عجباً، أنا أفكّر أنّ الرئيس خانه وهو يريد الإنتقام.
    Babam onu ona ihanet eden herkesle birliklte kapalı toplantılarda görmüş. Open Subtitles رآه أبي يعقد اجتماعات سريّة مع كلّ من خانوه في النّهاية
    ona ihanet ettiğimi düşünüyor ama etmedim. Open Subtitles . هو يعتقد أنني أنا من خانه ، لكنني لم أخونه
    ona ihanet ettiğini biliyor. Çok büyük tehlikedesin. Open Subtitles . يعرف أنكِ خنتيه . أنتى فى خطر كبير جداً
    Devletin ona ihanet ettiğini ve intikam alacağını söyledi. Open Subtitles قال أن الحكومة خانته وأنه يريد الانتقام.
    Ne yazık ki çocuk ona ihanet etti ve fotoğrafı tüm okula yaydı. TED ولسوء الحظ، فقد خانها وأرسل صورها إلى جميع من في المدرسة بأكملها.
    ona ihanet ettiğini söyledi. Dediğim gibi, kim olduğunun farkındayım. Open Subtitles سألته و قال أنك خنته و كما قلت أنني أعرف من تكون
    Yerel yetkililerin son zamanlarda ona gösterdiği ilgi yüzünden Cuvee ona ihanet ettiğime inanıyor. Open Subtitles إنتباه من قبل authoritles محليّ قاد كوفي للإعتقاد خنته.
    Yamyamlarla beraber ona ihanet etmiştiniz. Open Subtitles لقد خنته الى أكلي الحوم البشرية
    Sen ona ihanet edene dek demek istedin herhalde. Open Subtitles ألا تقصد حتى اللحظة التي خنته أنت فيها؟
    Onu yüzüstü bıraktım, Virgil. ona ihanet ettim. Open Subtitles لقد خذلتها,يا فيرجيل,لقد خنتها
    - Neden? - ona ihanet etmiştim. Onu anlamanız gerek, onun zihninde, Margaret, Henry Kettle idi. Open Subtitles لقد خنتها , عليك أن تفهم , فى عقلها "مارجريت" كانت "هينرى كيتل", فقط هى يمكنها كتابة كتاب تحت هذا الاسم.
    Eski dostu Freddie, ona ihanet etmişti çok büyük bir entrika çevirmişti arkasından Open Subtitles أن صديقة القديم فريدي قد خانه وأنه قام بخطته الشنيعه
    Tek ses, ona ihanet edenlerden sonunda intikamını alan adamın ayak sesleriydi. Open Subtitles .. كانت هناك فقط خطوات رجل الذي عاقب أخيراً من خانوه
    - ona ihanet etmek içimi yiyor ama görüşüme göre, başka bir şansım yok. Open Subtitles و يؤلمني أن أخونه, لكن, من وجودي هنا, ليس لدي خيار آخر,
    Sevgisini verdiği adam dışında, tek bir kişi bile ona ihanet etmedi. Open Subtitles ليس هناك شخص واحد كان يرغب في خيانته إلا شخص واحد الذي اعطاه حُبه ابنه اللعين
    Polis gerçeği keşfedince, kadın ona ihanet etti. Open Subtitles ثم عندما اكتشف البولس الحقيقة قامت بخيانته
    Bir zamanlar çok iyi arkadaşı olan ama sonra ona ihanet eden rakip bir suikastçi. Open Subtitles إنه مغتال خصم .. كان يوماً صديق مفضل لكنه غدر به
    ona ihanet etmeden hemen önce onu sevdiğini söylüyorsun. Open Subtitles قلتِ له أنكِ تحبينه قبل أن تخونيه مباشرةً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more