Ona ulaşmak isteyenlerden kimse geriye gelemedi. | Open Subtitles | لم ينجوا أحد أبدا بعد محاولة الوصول إليه |
Ona ulaşmak hiç kolay olmayacak ama aklıma başka yol gelmiyor. | Open Subtitles | ليس من السهل الوصول إليه لكني لا ارى طريقاً آخر |
Ona ulaşmak kolay değil ama yakınındaki insanlarla konuşmak mümkün olabilir. | Open Subtitles | ليس من السهل الوصول إليه ولكن قد يكون من السهل التحدث لأشخاص قريبين منه مرحبًا. |
Ona ulaşmak istediğimi duymuş olmalı. | Open Subtitles | لابد أنها سمعت أننى كنت أحاول الوصول إليها |
O anı kabul etmek Ona ulaşmak kadar zordu. | Open Subtitles | قبول تلك اللحظة كان بصعوبة الوصول إليها. |
Beni hemen yakalayacaklarını ve Ona ulaşmak beni için kullanacaklarını söylerdi. | Open Subtitles | إنه يقول أنهم سوف يمسكونني في لحظة ويستخدومني للوصول إليه |
Yani Ona ulaşmak için başka bir yol bulacaksın. | Open Subtitles | ..إذاً ،عليكِ إيجاد طريقه اخرى للوصول إليها |
- Ona ulaşmak zorundayız. | Open Subtitles | -يجب أن نصل إليها |
Her neyse, Ona ulaşmak mümkün değil. | Open Subtitles | على أية حال، نحن لا نستطيع الوصول إليه. |
Ona ulaşmak için, önce beni geçmelisin. | Open Subtitles | ،أنت تريد الوصول إليه افعل ذلك من خلالي |
Ama Ona ulaşmak tamamen farklı bir şey. | Open Subtitles | لكن الوصول إليه هو أمر مختلف تماما |
Ona ulaşmak için onları kullanmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد إستخدامهم لأجل الوصول إليه. |
Şu anda bir Norveç gezisinde kendisi ama kısa süre önce Ona ulaşmak pek zor olmadı. | Open Subtitles | وهو على متن سفينة سياحية النرويجي في الوقت الراهن، ولكن... لم يكن لدي أي صعوبة في الوصول إليه منذ بعض الوقت فقط. |
Ona ulaşmak o kadar kolay değil. | Open Subtitles | لن يكون الوصول إليه سهلا.. |
Ona ulaşmak çok zor olacak. | Open Subtitles | سيكون من الوصول إليه |
Diğer teröristlerle ilgili önemli bilgilere sahipse belki Ona ulaşmak için kendi zihninizi maddi dünyaya açmanız gerekir. | Open Subtitles | لو كان يعرف معلومات هامة عن إرهابيين أخريين ربما بدل من أن تحاولي الوصول إليها أن تفتحي مخك من ذلك العالم المادي |
Verdiği tepkideki büyük duygusallığın onun kontrolü dışında olmadığını anlamasını sağlamak için Ona ulaşmak istedim. | Open Subtitles | أردت الوصول إليها للسماح لها فهم أن حجم العاطفي من ردها لم يكن من سيطرتها. |
Ona ulaşmak işin kolay kısmı. | Open Subtitles | الوصول إليها هو الجزء الأسهل |
Ve ne kadar büyükse o kadar iyidir. Ama Ona ulaşmak için, daha küçük taliplilerden oluşan engeli aşması gerekiyor. | Open Subtitles | والكبير هو الأفضل ، ولكن للوصول إليه يجب عليها القفز فوق عصابة الاصغر خطابا |
- Ona ulaşmak saatler sürse de ona verdiğimiz iple inmesi gerekecek. | Open Subtitles | ـ سنستغرق ساعات للوصول إليه. لذا عليه أن ينزل إلينا. |
Göçmen Bürosu'ndan önce Ona ulaşmak için acele ederken de sendeleyip yere düştüm. | Open Subtitles | كنتُ في عجلة للوصول إليها قبل مكتب الهجرة لكنّي تعثرت وسقطت |
- Ona ulaşmak zorundayız. | Open Subtitles | -يجب أن نصل إليها |