Benim için bir ızdıraptı. Onları durdurmaya çalıştım ve fikrimi söyledim ama bunu sizden saklamamız konusunda ısrarcıydılar. | Open Subtitles | لقد كنت أعاني صراعاً، حاولت منعهم وأخبرتهم برأيي |
Onları durdurmaya çalıştım Bay Benedict! | Open Subtitles | أنا حاولت منعهم ، سيد بينيديكت |
Onları durdurmaya çalıştım ama benden daha güçlüydüler. | Open Subtitles | لقد حاولت منعهم, مولاى لكنهم قهرونى |
Dört birliğin gücü bile Onları durdurmaya yetmemişti. | Open Subtitles | حتى القوي الكاملة للشركات الأربعة لا تستطيع إيقافهم |
Başına gelenlere üzüldüm. Onları durdurmaya çalıştım. Yemin ederim. | Open Subtitles | أنا آسفة عما حدث لك، حاولت إيقافهم فعلت، أقسم لك أني فعلت |
Öncelikle daha önce kimse Onları durdurmaya çalışmadı? | Open Subtitles | أعني ، في البداية لم يحاول أحد أبدا ايقافهم |
Esposito'yu da Onları durdurmaya çalışırsak diye güvence olarak aldılar. | Open Subtitles | لقد أخذوه للتأمين لو حاولنا وقفهم |
Ama Hans, sen Onları durdurmaya çalıştın. | Open Subtitles | لكن يا هانس , أنت حاولت منعهم |
Onları durdurmaya çalıştım. | Open Subtitles | لقد حاولتُ منعهم. |
Yıkarak Onları durdurmaya mı çalışıyorsun? | Open Subtitles | هل تحاولين منعهم من هدمها |
Yıkarak Onları durdurmaya mı çalışıyorsun? | Open Subtitles | هل تحاولين منعهم من إزالته؟ |
- Tamam ama... - Onları durdurmaya çalıştım. | Open Subtitles | ..ـ نعم ـ حاولت منعهم |
- Ben de Onları durdurmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا تحاول منعهم أيضا. |
Onları durdurmaya çalıştım. | Open Subtitles | لقد حاولت منعهم. |
Washington'da Onları durdurmaya çalışan özel bir ekip var. | Open Subtitles | وفى الوقت الحالى يوجد بعض العملاء الفيدراليين يحاولون إيقافهم |
Görgü tanıkları tanımadıkları siyah saçlı dövmeli bir kadının Onları durdurmaya çalıştığını söyledi. | Open Subtitles | ذكر شهود عيان أنه كانت هُناك إمرأة مجهولة الهوية لديها شعر أسود وأوشام حاولت إيقافهم |
Onları durdurmaya çalışan birkaç kahraman olay yerinde baygın hâlde bulundular ve durumları kritik. | Open Subtitles | بعض الأبطال الذين حاولوا إيقافهم قد وجدوا فاقدين للوعي في مكان الحادثة ولا يزالون في حالة حرجة |
Bu adam Onları durdurmaya çalışıyormuş. Kontrolü kaybetmişler. | Open Subtitles | كان هذا الرجل يحاول إيقافهم لقد فقدوا السيطرة |
Lanet olsun, Maggie Onları durdurmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | اللعنه ماجي كانت تحاول ايقافهم |
Onları durdurmaya çalıştım. | Open Subtitles | لقد حاولت ايقافهم |
Baş bilim insanımız Onları durdurmaya çalışırken öldürüldü. | Open Subtitles | عالمنا الأول قتل في محاولة وقفهم |
Doğanın, kudretinde olan her şeyle gerçekten de Onları durdurmaya çalıştığı sanıldı. | Open Subtitles | يبدو ان الطبيعة كانت في الواقع تفعل كل ما في وسعها لمنعهم. |