"onların önünde" - Translation from Turkish to Arabic

• أمامهم
• على مرآهم أجمعين
• عائلتى هنا
• أمام الأط
• أمامهما

Bu yanlış.Sen onların önünde benimle tartıştın.
هذا خطأ كبير كنت على وشك الدخول فى مجادلة أمامهم

Benim gücümü sınırlamak için üstünlüğünü onların önünde gösterdi.
كان عليها أن تثبت سيطرتها أمامهم وتحجم سلطتي

Bitiverdi onların önünde, daha önce görmedikleri kadar yakışıklı ve cesur bir şövalye.
ومن ثم أمامهم.. ظهر الفارس الأشجع.. والأكثر وسامة..

Beni onların önünde öldürmezsin.
-لن تقتل رجلًا على مرآهم أجمعين .

onların önünde sakın birşey yapmaya kalkma!
عائلتى هنا لا تفعل اى شىء الان

onların önünde yapma. Bu küçük çocuklar beni seviyor!
ليس أمام الأط ـ ـفـ ـا ل هؤلاء الأطفال رائعون

Ama onların önünde aptal durumuna düşürülmeye asla tahammül edemem.
لكننى ان اتسامح عن كونى أبدو أحمق أمامهم

Beyazlara kahve verirken onların önünde hazırlarsın.
عندما تصنعي للأشخاص البيض قهوة، ضعيها أمامهم.

Bir daha onların önünde sakın bana öyle çıkışma.
لا تخاطبني أمامهم . بهذه الطريقة مرة أخرى

- Bana söyleyeceğin her şeyi, onların önünde söyleyebilirsin.
أي شئ تريدين أن تخبريني به يمكنكِ إخباري أمامهم حسنا

Söyleyeceklerini onların önünde söyleyebilirsin.
أي شيء تريد أن تقوله لي, تستطيع قوله أمامهم.

Aslında bana söyleyeceğin her şeyi onların önünde söyleyebilirsin.
في الحقيقة أيّ شيء تقولينه لي يمكنك قوله أمامهم

Arkadaşlarımla konuşuyordum ve beni onların önünde utandırdınız.
أنا كنت أكلم أصدقائي وحسب وأنت احرجتني أمامهم جميعا

Bir daha o kelimeyi onların önünde kullanamadı.
مع أنه لم يستخدم الكلمة أمامهم مرة أخرى.

Ruslara benim hakkımda yanıldığınızı söyleyeceksiniz ve onların önünde benden özür dileyeceksiniz.
انت اشرح للروسيين انك كنت مخطئ عني وستعتذر لي أمامهم

Ben de onların önünde dans eder ya da dizlerinde oturup şarkı söylerdim.
-و كنت أرقص أمامهم و أجلس على ركبيتهم و أغنى لهم

Ona tren derler evlat. onların önünde durma.
هذا قطار, يا ولدى لا تقف أمامهم

Beni onların önünde öldürmezsin. Senin kılına dokunmayacağım.
-لن تقتل رجلًا على مرآهم أجمعين .

onların önünde yapma. Bu küçük çocuklar beni seviyor!
صه، ليس أمام الأط ـ ـفـ ـا ل هؤلاء الأطفال يحبونني

onların önünde mi ağlayayım yoksa burada mı?
‏‏هل تريدني أن أنفجر بالبكاء أمامهما ‏أو أصعد إلى هنا؟ ‏