Aileni tehdit ettiklerinde onların aleyhine tanıklık yapmamalıydın. | Open Subtitles | كان يجب أن تشهد ضدهم حتى لو هددوا عائلتك |
Fakat ordu Viyana önlerine geldiğinde, hava koşulları onların aleyhine döndü. | Open Subtitles | ولكن وعندما كان الجيش العثمانى المسلح تسليحا ثقيلا يتجه صوب فيينا إنقلب الطقس ضدهم |
Güya arkadaşları olan başka bir kız da onların nasıl âşık olduklarını, gizlice teybe kaydedip onların aleyhine kullanmaya karar vermiş. | Open Subtitles | ثم جاءت فتاة أخرى من المفترض أن تكون صديقة سجلت لهم سراً قصة حبهما تلك و قررت أن تستخدمها ضدهم |
Tribünler onların aleyhine Avrupalılarla dolu ve hiç şans tanınmıyor... | Open Subtitles | المدرجات مليئة بالاوربيين الذين يهتفون ضد البرازيل لكنهم لا يوقفون حظوظهم |
Tribünler onların aleyhine Avrupalılarla dolu ve hiç şans tanınmıyor... | Open Subtitles | المدرجات مليئة بالاوربيين الذين يهتفون ضد البرازيل لكنهم لا يوقفون حظوظهم |
onların aleyhine olan kanıtı senin çaldığını söyledim. | Open Subtitles | قلت لهم أن كنت واحدة سرق من الأدلة ضدهم. |
Eğer Chaplin'in benim prototipi onların aleyhine kullanacağından endişeleniyorlarsa onlara onu yenmelerinde onu tasarlayandan daha fazla kim yardım edebilir ki? | Open Subtitles | إذا كانوا قلقين من أن شابلين سيستخدم نموذجي ضدهم من هو أفضل من يساعدهم لهزيمته أكثر من الأشخاص الذين صنوه؟ |
Çoğu insan onların aleyhine tanıklık yapmıyordu. | Open Subtitles | معظم الناس ما كانوا ليشهدوا ضدهم |
onların aleyhine açılan her davada, ya onların lehinde karar veriyorsunuz ya da mahkeme salonundan dışarı atıyorsunuz. | Open Subtitles | كل قضية قدمت ضدهم حكمت بها لصالحهم |
onların aleyhine olan kanıtlar, daha az suçlayıcı nitelikte. | Open Subtitles | الأدلة ضدهم لا تدينهم. |
Yani onların aleyhine tanıklık yapmamızı istiyorsun. | Open Subtitles | -تقصد أنك تريدنا أن نشهد ضدهم . |