Onlar hakkında tüm duyduğum ne kadar fakir olduklarıydı, bu yüzden onları fakirlik dışında, başka bir şekilde görmem imkansız hale gelmişti. | TED | كل ما سمعته عنهم هو كم كانوا فقراء، بحيث أصبح من المستحيل بالنسبة لي أن أراهم في أي وضع سوى أنهم فقراء. |
Programlaman işe yaramıyor çünkü şu anda Onlar hakkında düşünüyorsun. | Open Subtitles | حسناً , برنامجكِ لا يعمل لأنكِ تحاولين التفكير عنهم الآن |
Onları inceledim onlara hayran oldum, Onlar hakkında yazdım ama belli mesafeyi koruyorum. | Open Subtitles | لقد درست هذه الأشياء وقد عشقتهم وكتبت عنهم لكني أبقى بعيدا بعض الشئ |
Onlar hakkında dünden çok daha fazla şey biliyoruz bugün. | Open Subtitles | حسناً، نحن نعرف أكثر بكثير عنهم من ما كنا أمس |
- Onlar hakkında hiç susmuyorsun. - İyi bir evlilikleri var. | Open Subtitles | أنتَ لم تصمت عن الحديث عنهما لديهم زواجاً عظيماً |
Onlar hakkında bilmeniz gereken her şey... bu ayrıntılı kitapçıkta mevcut. | Open Subtitles | كل شيء تود أن تعرفه بشأنهم يمكنكأنتعثرعليه.. في هذه الكتيبات الشاملة. |
Belki de Onlar hakkında bizden daha çok şey bilen tek kişiye gitmeliyiz. | Open Subtitles | ربما يجب أن نتحقق من الشخص الوحيد الذي يعرف عنهم أكثر مما نعرف |
İnsanlara geldiğinde, Onlar hakkında bilgi edinmek için bir tür kısa yoldur. | TED | عندما يتعلق الأمر بالناس، إنها نوع من الطريق المختصرة من أجل معرفة شيء عنهم. |
Pek çok insanın başkaları hakkında peşin hükümlü ve uç fikir sahibi olduğu bir dünyada yaşıyoruz, Onlar hakkında pek bir şey bilmeden. | TED | نحن نعيش في عالم حيث يتمسك الكثيرون بآراء مطلقة وأحيانًا متطرفة عن الآخرين بدون معرفة الكثير عنهم. |
Bu fikirler beni çok heyecanlandırmıştı ve New York Times'ta Onlar hakkında yazdım. | TED | كنت منبهرة جدا بهذه الأفكار وكتبت عنهم في جريدة نيويورك تايمز |
Onlar hakkında bir takım bilgiler elde etmek üzere görevlendirildim. Bize yardımcı olmanız memnuniyet verici olur. | Open Subtitles | عندى تعليمات بأن احصل على بعض المعلومات عنهم.وسنكون شاكرين لو ساعدتنا |
Onlar hakkında birşeyler okumuştum, dedem pahalı olduklarını söylerdi. | Open Subtitles | َقْرأُت عنهم. لكن جدَّى قالَ بأنّهم سيتكلّفوا كثيراً |
Bunun 40 yıldır burada olduğunu ve Onlar hakkında hiçbir şey bilmediğini söyleme. | Open Subtitles | كان لديكم هذا لمدة 40 عاما ولا تعرفون شيئا عنهم ؟ |
Onlar hakkında, kendi güçlerin hakkında bilmediğin çok şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير الذي لا تعرفينه عنهم عن قوتكِ الخاصة |
Derin uzay pilotlarının Onlar hakkında konuştuklarını duymuştum. | Open Subtitles | لقد سمعت طياري الفضاء السحيق يتحدثون عنهم. |
Burada olmamalıydılar. Onlar hakkında hiçbir şey bilmiyorum, majeste. | Open Subtitles | يجب ألا يكونوا هنا أنا لا أعلم شيئا عنهم يا صاحب الجلاله |
Onlar hakkında ne istersen söylebilirsin ama onlar sadıklar. | Open Subtitles | وبإمكانك أن تقول ماتريد عنهم لكنهم مواليين |
Derste inanıyormuş gibi görünüyordun. Onlar hakkında pek çok bilgin vardı. | Open Subtitles | أعني لقد بدوتِ هكذا في الفصل، و يبدو أنكِ تعرفين الكثير عنهم |
Bu, bebekler hakkında bir şeyler biliyor olmayı gerektirir ki ben Onlar hakkında hiçbir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | فهذا يتعلّق بالأطفال وأنا لا أعرف عنهم أي شيء بتاتاً |
Merak ediyordum da Onlar hakkında bir hikayeni paylaşmak ister misin? | Open Subtitles | وكنت أتسآل إن كان لديك قصص عنهما تود أن تحكيها؟ |
Ayrıca bu Amerikalılara yani Ruslara, Onlar hakkında ne düşündüğümüzü de gösteririz. | Open Subtitles | .. و لكي نُري هؤلاء الألمان أقصد الروس، ما نعتقده بشأنهم و .. |
Beni Onlar hakkında esasen şaşırtan onların sadece iyimser olmaları değil, tabiri caizse gözüme biraz endişeli gözükmeleriydi. | TED | وما أثار ذهولي حولهم كان أنهم لم يكونوا فقط متفائلين، ذهلني توترهم، لانعدام كلمة أفضل. |
İlginçler, güzeller ve Onlar hakkında çok az şey biliyoruz. | TED | وغريبة أيضًا وجميلة كذلك، ما نعرفه عنها يعتبر قليلًا جدًا. |