Facebook'ta insanları arkadaşlıktan çıkarıyoruz ve insanları veya grupları kötü gösteren ya da ayrımcı insanlarla karşılaştığımızda fikirlerini gözden geçirmek konusunda Onlarla konuşmak için ısrar etmiyoruz. | TED | ونلغي صداقتنا مع الأشخاص على فيسبوك، وعندما نقابل أشخاصًا يمارسون التمييز أو يشيطنون الأفراد أو المجموعات، نحن لا نصرّ على التحدث معهم للاعتراض على آرائهم ومناقشتها. |
Bir şekilde aramızda bağlantı kur, Onlarla konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | جهزي طريقة ما للتواصل بيننا، أريد التحدث معهم |
Tommy, ben bir barda çalışıyorum. Onlarla konuşmak benim işim. | Open Subtitles | أنا أعمل في حانة يا تومي وعملي هو التحدث إليهم |
Onları aramak istiyorum. Onlarla konuşmak istiyorum. Beni burada bırakmak istiyorlar. | Open Subtitles | أريد الإتصال بهم ، أريدُ التحدث إليهم إنهم يريدون ان يتركوني |
Bildiklerini bize anlat Onlarla konuşmak zorunda kalma. | Open Subtitles | لذلك أخبرنا بما تعرفه ولن يكون عليك الحديث معهم |
Fare araştırması hakkında Onlarla konuşmak istediğini sanıyordum. | Open Subtitles | ظننتكَ تريد التحدث معهم بشأن دراسة الفأر؟ |
Onlarla konuşmak zorundasın. | Open Subtitles | هذا جنون سيكون عليكِ التحدث معهم في وقتٍ ما |
Hepsi göçüp gitmeden Onlarla konuşmak önemli olabilir diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقدت أنه يجب التحدث معهم قبل ترحيلهم. |
Eğer Onlarla konuşmak isterseniz bilgilerini aldım. | Open Subtitles | لدى معلوماتهم لو رغبت فى التحدث معهم |
İyi, Onlarla konuşmak istiyorum. İtiraf edeceğim. Hayır, hayır, lütfen! | Open Subtitles | رائع ، أريد التحدث معهم ، أريد الإعتراف - كلا كلا كلا - |
Marcus, ben karaya olamazdı; hazır olduğunda, size bildireceğiz mümkün değil, sen Onlarla konuşmak zorunda. | Open Subtitles | عليك ان تُخبرني عندما تكون جاهز الدوران مستحيل، عليك التحدث إليهم لكي يفسحوا لنا المجال هُناك لكي نَهبط |
Onlarla konuşmak söz konusu bile değil. | Open Subtitles | لم يكن بالإمكان التحدث إليهم مطلقاً |
Neler hissettiğini anlıyorum, Mags ve çocukları sevdiğini de biliyorum, ama Onlarla konuşmak istiyoruz senin yanında da olabilir, buraya çağırabilirsin ya da biz onları bulmak zorunda kalırız. | Open Subtitles | أحترم شعورك " ميقز " وأعرف حبك لصغارك لكننا سنرغب التحدث إليهم في حضورك لو شئت |
Arkham Projesi'nde ciddi düzensizlikler gördüğüm için Onlarla konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أردت التحدث إليهم لأنني وجدت ما يبدو كمخالفات خطيرة "بمشروع "أركام |
Onlarla konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أرغب قى التحدث إليهم |
Onlarla konuşmak istiyormuşsunuz, ama bulmak çok zormuş. | Open Subtitles | وتريدون الحديث معهم ولكن من الصعب إيجادهم |
Ailenle beraber olmak, Onlarla konuşmak hoşuma gitti. | Open Subtitles | و وجودي بجانب زوجتك و عائلتك أحببت الحديث معهم |
Aşağıdaki kimse gitmesin. Onlarla konuşmak istiyoruz. | Open Subtitles | لا تفرج عن أحد بالأسفل نود الحديث معهم. |
İsmini saydıklarım, dersten sonra gitmesinler. Onlarla konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتكلم معهم بعد الحصة |
Onlarla konuşmak istediğini sanıyordum. Her şeyle yüzleşmek istediğini. | Open Subtitles | ظننت انك من طلب التحدث اليهم لكي تتحملي مسؤلية ما حدث |
Onlarla konuşmak zorunda değiliz, Elizabeth. | Open Subtitles | -ليس علينا التحدّث معهم ، يا (إليزابيث ) |
En iyisi oraya gidip, Onlarla konuşmak. | Open Subtitles | من الافضل ان نذهب الى هناك ونتحدث معهم |
İnsanların boyu neredeyse 200 metre, Onlarla konuşmak için sıcak hava balonlarına biniyoruz ve Turist Bilgi Merkezi de şapkalarından biri, dedin. | Open Subtitles | "طول الناس 600 قدم و يجب أن تتحدث معهم من خلال بالونات هوائية" "و مركز معلومات السياح مصنوع من واحدة من قبعاتهم" |