Ve hala, kimse onun parmaklarını kırıp, Onu almak için uğraşmıyor. | Open Subtitles | وحتى الآن، لا أحد كسر أصابعه في محاولة الحصول عليه. |
Tek yapmamız gereken girip Onu almak. | Open Subtitles | وكل ما عليك القيام به هو الذهاب الى هناك و الحصول عليه. |
İçindeki her neyse, Onu almak için kimse ortaya çıkmadı. | Open Subtitles | أى كان بالداخل ، لم يظهر أى شخص من أجل الحصول عليه |
Çok önemli dediler. Onu almak için tüm mayınlarımı sattım. | Open Subtitles | يقولون بأنّه مهم جدا بعت كلّ ألغامي للحصول عليه |
Aksi halde, neden Onu almak için sorun geçmesi? | Open Subtitles | من ناحية أخرى ،لماذا ذهب إلى هناك للحصول عليها ؟ |
Hanımefendi, kapılar birkaç dakika içinde kapanacak. Onu almak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | ستغلق الطائرة خلال بضع دقائق يا سيدتي سأكون مضطرةً لأخذها. |
- Bekle, bekle. Onu almak konusunda ciddi olamazsın. | Open Subtitles | -إنتظر، أأنت جاد لتأخذها من هنا ؟ |
Hector'dan kaçtıktan sonra Delta ekiplerine yerini bildirdi ve şu an Onu almak için yoldalar. | Open Subtitles | لقد ارسل موقعه عبر الهاتف الى فرق "دلتا" وهم فى طريقهم لإلتقاطه |
Onu almak için parka koştum. | Open Subtitles | ذهبت ركضاً للمتنزه لأحاول أن أصطحبها |
Onu almak benim için çok zor oldu. | Open Subtitles | لقد كان الحصول عليه صعباً للغاية عليّ |
Grodd'u durdurmak için bir şeye ihtiyacımız var Onu almak için benim de sana ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | نظرة، نحن بحاجة الى شيء لوقف Grodd، وأنا ستعمل في حاجة الى مساعدتكم في الحصول عليه. |
Onu almak çok zor olmamalı. | Open Subtitles | لن يكون من الصعب الحصول عليه |
Sanki sadakat arıyor. Onu almak için herşeyi yapacakmış gibi... | Open Subtitles | وكأنها تتوق للشعور بالإيمان، تقوم بأي شئ للحصول عليه |
Onu almak için insan öldürmekten kaçınmayan insanlar. | Open Subtitles | انهم سعداء بما يكفي لقتل الناس للحصول عليه ، على ما أعتقد |
Onu almak için çektiğim zahmetten sonra tabiki bende. | Open Subtitles | بعد كل هذا العناء الذي بذلته للحصول عليها بالطبع معي |
- Onu almak için kıçını riske eden benim... onu ben taşırım! | Open Subtitles | انا واحد من الذين خاطروا للحصول عليها |
Cumartesi Onu almak için evine gittim ama kimse kapıyı açmadı, sonra arkalara doğru gittim. | Open Subtitles | انا ذهبت لأخذها في يوم السبت , و ,لم يجب احد على الباب لذلك ذهبت من الخلف |
Onu almak için bir sedyeye ihtiyacın yok. | Open Subtitles | أنت لست بحاجه إلي نقاله لأخذها معك |
- Bekle, bekle. Onu almak konusunda ciddi olamazsın. | Open Subtitles | -إنتظر، أأنت جاد لتأخذها من هنا ؟ |
Sansori Onu almak için yola çıkmış. | Open Subtitles | سانتوري ) في طريقه لإلتقاطه ) |
Onu almak zorundayım. | Open Subtitles | يجب عليّ أن أصطحبها |